11 Haziran 2009

Kim Türk, kim değil

Milli mücadeleye düşmanlığıyla tanınmış mütareke dönemi Dahiliye vekili bir Ali Kemal vardır. Şimdilerde birileri onu savunurlar ya neyse...
     İşte o kişi, karşı olduğu Ziya Gökalp’i karalamak amacıyla babasının Kürt olduğunu söylemiş... Gökalp de ona şöyle karşılık vermiş:

BANA TÜRK DEĞİL DİYENE

     Ben Türk’üm diyorsun, sen Türk değilsin!
     İslâm’ım diyorsun, değilsin İslâm!
     Ben, ne ırkım için senden vesika,
     Ne de dinim için istedim ilam...

     Türklüğe çalıştım sırf zevkim için,
     Ummadım bu işten asla mükâfat!
     Bu yüzden bin türlü felâket çektim,
     Hiçbir an esefle demedim: Heyhât...

     Hatta ben olsaydım: Kürt, Arap, Çerkes,
     İlk gayem olurdu Türk milliyeti!
     Çünkü Türk kuvvetli olursa mutlak
     Kurtarır her İslâm olan milleti...

     Türk olsam, olmasam ben Türk dostuyum,
     Türk olsan, olmasan sen Türk düşmanı!
     Çünkü benim gayem Türk’ü yaşatmak,
     Seninki öldürmek her yaşatanı...

     Türklük hem mefkürem, hem de kanımdır;
     Sırtımdan alınmaz, çünkü kürk değil!
     Türklük hâdimine Türk değil diyen,
     Soyca Türk olsa da, piçtir, Türk değil!

     Gökalp ne demiş? Türklük bir soy meselesi değil; hizmet meselesidir. Türklüğü benimseyen Türk’tür. Türklüğü benimsemeyen ise soyca Türk olsa da Türk değildir.
     Milliyet soy meselesi değil; milli kültür ve mensubiyet bilinci meselesidir. Ötesi boştur. İnsanların soyunda sopunda karışıklık avcılığına çıkmak milliyetçilikle ilgili değildir. Bu ilkel yaklaşım her halkta görülen bir hastalıktır. Sadece bizim ülkemizde var sanmak ise bilgi eksikliğidir.

Türk geni, Türk DNA'sı

Eskiden ırkçı görüşler insanların milliyetini "kan dokusu ve kafatası biçimi" ile ilişkilendirirlerdi.
     Şimdilerde bilim ve teknoloji çok gelişti canım... Artık "gen ve DNA" ile tespit ediliyor.
     Bizim gazetelerde sık sık haberler çıkıyor. Her şeyi bilmekle yükümlü köşe yazarlarımız da bu haberleri değerlendirip, bilimlik düzeyi çok yüksek yazılar yazıyorlar.
     Meğerse Türk geni ve Türk DNA’sı varmış... Her milletin de... Buna göre de "Türk aslında Türk değilmiş".
     İlginçtir... Bu saptamayı yapıp sapıtanlar, aslında yazılarının devamında "ırkçı" olmadıklarını keskin bir "U" dönüşüyle belirtiyorlar.
     Ve de diyorlar ki "Milletlerin GEN’i ve DNA’sı" vardır. Ama Türkler Türk GEN’i ve DNA’sı alanına girmezler. Ama yine de Türkler vardır.
     "Zaten" diye başlayıp: Almanların da Cermen olmadıkları ve hiçbir milletin de kendi GEN ve DNA’sını taşımadığını ekleyenler de var...
     Şimdilerde çok kullanılan bir sözle soralım: BU NE İŞ?..
     Ya da yaygınlaşan başka bir konuşma biçimi ile soruyu yenileyelim. Ya da yineliyelim:
     "Türkler Türk değil" derken?..
     Dönelim ve bir başka türlü soralım.
     Gerçekten Türk GEN’i ve DNA’sı diye bir şey varsa... Türklerin çok azının bu nesnelere sahip olduğu nasıl belirlenmiş... Söz gelimi benim bu yazımı okuyanlardan GEN’i ve DNA’sı incelenen bir Türk varsa, lütfen benim adresime yazsın... Nereye mi? İşte: www.aygazete.com
     Sık sık tekrarlıyorum. Millet bir anadan ve babadan, ya da iki ana ve babadan çoğalan insanlardan oluşmaz.
     Millet bir kültür ve bilinç birliğinin adıdır. Kültürün temel taşıyıcısı da "dil"dir. Bu kültür ve bilinç alanına girenler o milletten olur; çıkanlar da başka bir millete dahil olur.
     Gerçek budur. Olup durma da budur.
     Bilim budur.
     Ve bu anlamda Türk milleti binlerce yıldan beri vardır.
     Tıpkı denizler gibi...
     Türk milleti büyük çoğunluğu Türkçe konuşan ve büyük çoğunluğu Müslüman olan insanlar topluluğudur.
     Dolayısıyla bilimi masallaştırarak GEN ve DNA’lar ile Türk milletiyle oynamaya kalkışılmasın...

Milletler, masallar, gerçekler

Masal masal ma mesel... Dil oynar, damak keser... Masal begin avradı, dilimizi bağladı.
     "Bu da ne?" diyor musunuz?
     Bu bizim köyde söylenen bir tekerleme... Çocukluğumdan esimde kalmış...
     Esimde, yani hatırımda. Usumda da deniliyor ya ...
     Milletlerin GEN ve DNA’ları masalları üzerine verilen yenilikler (haberler) ve yazılan yazıları okurken, aklıma nedense yukarıdaki tekerleme geliyor.
     Ve masal beylerinin hem de ırkçılığa karşı çıkarken, GEN ve DNA ile dolaylı ırk masallarını gündeme getirmeleri de ilginç gelmiyor mu size?
     Biliyorum, bu yazılarımı okuyanlar bu işleri bilen beylere soracaklar ve bir daha bu masalları yazmayacaklardır... Belki de? Umuyorum.
     Ama ya okumayanlar? Yazacaklar, konuşacaklar, bülbülce şakıyacaklar...
     Irkçı görüşlerin dayandıkları arasında, eskiden "kan ve kafatası" vardı. Ama bir başka masal daha vardır ki o çok ilginçtir.
     Bu masal ilginçtir, çünkü din bilgisi kaynaklıdır.
     Geçenlerde bir Amerikan dizi filmi izledim. Nuh Yalvaç gemi yaptı. Dünyadaki bütün canlılar çifter çifter, kuyruğa girerek ve birbirinin sırasına da saygı göstererek gemiye bindiler. Sonra Tufan... Ve yeryüzünde canlı kalmadı. Ne insan, ne hayvan... Sonra oğullarından insanlık türedi.
     Nuh Yalvaç ve Tufan dini bilgidir ve masal değildir. Üstelik de bilimlik bilgilere de aykırı değildir.
     Kuran’a göre Nuh’un kavmi azgınlaşmış ve de Tufan’da yok edilmiştir. Kim yok edilmiş? Nuh’un Kavmi... Peki bütün insanlık niye yok edilsin? Bütün canlılar?
     Peki yeryüzündeki bütün hayvanlardan birer çift alacak gemi nasıl bir gemi? Peki bunların toplanması ve aylarca beslenmesi?
     Geçiniz...
     Böyle bir şey olmadı.
     İslam’a göre gemiye alınanlar Nuh ve yakınları ve onlar için gerekli olan evcil hayvanlardır. Ve Tufan bütün yeryüzünü değil, bölgeyi sular altında bıraktı.
     Ama nedense kimi Müslümanlar başkalarından aldıkları bilgilerle akıllarını karıştırdılar... Ve ...
     Ve Nuh’un oğulları Ham, Sam ve Yasef’ten bütün insanların türediği masalını gerçek sandılar. Yasef’in oğlu Türk’ten de Türkleri ürettiler...
     Bu masal, söylene söylene zihinlere yerleşti. Alın size ırkçılığa bir gerekçe. Bu masal nedense Nuh Nebi’ye inanan öteki müminlerin zürriyetinden söz etmez... Neden?
     Diyorum ki, kavimler tarihin oluştuğu şartlarda oluşmuş gerçeklerdir. Masallarla kafalar karıştırılmasın.
     Çoğunlukla dil, bazen din, bazen hatta bir mezhep, bazen ortak vatan, bazen biri, bazen birçoğu, bazen de hepsi milleti var eder. Ve esas olan; ortak bilinç ve o bilinç alanına girmek ve çıkmaktır.
     Ne GEN, ne DNA, ne Nuh’un oğulları...

Not: Yazarın, 03 Haziran, 06 Haziran ve 10 Haziran günlerinde, Aygazete'de yayımlanmış yazıları bütünlük arzettiğinden burada birleştirilmiştir. 

Bu yazı 1,372 defa okundu.