Bir Alman üniversitesinin yaptığı araştırmaya göre, dünya üzerinde 5656 dil konuşuluyor. Türkçe, bu dil sıralamasında 5. sırada bulunuyor. Biz, yeryüzünde, iki yüz milyon halinde yaşıyoruz. Görülüyor ki, bizim kökümüz, millî sınırlarımızın dışındadır. Diller, yayıldıkları, konuşuldukları ülkeler bakımından sıralamaya konulunca, Türkçe, bütün dillerin önüne geçiyor. Çünkü, Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar uzayan topraklarda Türkçe konuşulmakta.
Dünyada, bizim kadar çok devlet ve imparatorluk kuran bir başka millet yoktur. Biz, 32 Beylik, 38 Devlet, 17 Hanlık, 16 İmparatorluk, 10 Cumhuriyet, 4 Atabeylik kuran bir milletiz. Demek ki 117 irili-ufaklı devlet altında bizim imzamız var.
Bu kadar çok devlet kurduğumuz ve bu kadar geniş bir alana yayıldığımız için, dünyada en çok düşmanı olan milletlerin başında da biz bulunuyoruz.
200 milyonluk büyük Türk dünyasının başı Türkiye’dir, boğazı Azerbaycan, gövdesi ise Türkistan. Dün olduğu gibi bugün de, birtakım devletler, kuruluşlar, kişiler, boğazımızın yani Azerbaycan’ımızın üzerine basıyorlar. Türk dünyasını bölmek için böyle yapıyorlar. Bunun çeşitli yolları var. Ama bilelim ki en öldürücü yol, dil birliğimizi bozmaktır. Türkiye’de, bütün Türk dünyasında kullanılan ortak kelimeleri kaldırarak yerlerine sadece bizim bildiğimiz, bizim kullandığımız kelimeleri “Öz Türkçecilik” perdesi arkasında koymaya çalışanlar, büyük Türk birliğini bilerek veya bilmeyerek parçalamaya çalışan gafillerdir.
Düne kadar, Türkiye dışındaki Türklerle meşgul olmak, macera olarak görülüyor, gösteriliyordu. Bugün anlaşılmıştır ki, dış Türklere karşı kapılarımızı kapamak gaflet, dalalet ve ihanettir.
Biz kalkınmak ve çağdaş medeniyet seviyesine yükselmek istiyorsak, Batı dünyasından kopmamak kaydıyla, bütün Türk Cumhuriyetleriyle siyasî, iktisadi ve kültür münasebetleri kurmak mecburiyetindeyiz.
Ben, Türk Cumhuriyetlerine 10 defa gidip geldim. Yeni Türk Cumhuriyetlerini anlatan 66 TV programını devlet televizyonumuzdan, 35’ini de Samanyolu Televizyonumuzdan milletimize takdim ettim.
Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül, 57. Cumhuriyet Hükümetimizde Dışişleri ve Devlet Bakanımızken bir açıklamada bulundu. Dedi ki: “Biz, yeni Türk Cumhuriyetleriyle bir altın borsası kurarsak, (o cumhuriyetler dışında) bizim yıllık kazancımız 25 milyar dolar olur. Bir pamuk borsası kurabilirsek yıllık gelirimiz 27 milyar doları bulur.”
Düşünebiliyor musunuz? Bugün bizim 400 milyar dolar civarında borçlarımız var. Demek ki biz yeni Türk Cumhuriyetleriyle sadece bir altın ve pamuk borsası kurabilsek, 10 yıl sonra iç ve dış borçlarımızı sıfır noktasına çekebiliriz. Sonra? Güçlü ve büyük Türkiye’yi kurma yolunda, en büyük adımları o zaman atmış oluruz.
Azerbaycansız ve Türkistansız bir Türkiye düşünülemez.
Başbakanımıza teşekkür
Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan Millet Meclisinde yaptığı tarihî konuşmanın bir yerinde, benim Azerbaycan Yüreğimde Bir Şahdamardır isimli şiirimi de okudu. Kendisine elbette teşekkür borçluyum.
Bakü ve Gence üniversiteleri 1999 yılında, bana iki ayrı Fahrî Edebiyat Doktoru unvanı verdiler. Azerbaycan Ziyalılar Cemiyeti, beni şeref üyeleri arasına aldı. Azerbaycan Halk Cephesi ve Azerbaycan Türk Kadınlar Cemiyeti, beni Dünya Türklüğüne Hizmet Ödülüyle şereflendirdi. O bakımdan diyebilirim ki, Sayın Başbakanımızın okuduğu şiir, Türkiye’den daha çok Azerbaycan’da biliniyor ve okunuyor:
AZERBAYCAN YÜREĞİMDE BİR ŞAHDAMARDIR
-Aziz dostum Bahtiyar Vahapzade’ye
Kuşluk vaktine kadar geceler boyu
Savrularak okuduğum yine Şehriyar
Ala ceylânlara benzer hep Azerî türküler
Dinlediğim tar.
Ayrılmaz başımdan, bırakmaz beni artık
Selâmsız, sabahsız bir efkâr
Ve yüreğim bin yıllık destanlarla tutuşur:
Büyür Azerbaycan kadar.
Azerbaycan, Dedem Korkud şafağı
Mübarek dilimi süt gibi sağar
Bazan rüzgâr olur iliklerimde
Bazan yağmur gibi üstüme yağar.
Götür beni Aras, al beni Hazar
Türk’ü Türk’ten başka şimdi kim anlar
Bir destan yazar gibi yaz beni Anar!
Duy beni Bahtiyar! Duy beni Şahmar!
Geçen zaman üstüne, dökülen kan üstüne
Kılıç-kalkan üstüne...
Ve ağzı köpüren, yeleli atlar üstüne
Benim bir yeminim var:
Azerbaycan yüreğimde bir şahdamardır
Ben Yakub gibiyim uzun yıllardır.
Onda Yusuf’umun kokusu vardır
Ve hasreti gönlümde, büyük Türkistan kadardır
Ayettir kitabımda, bayrağımda rüzgârdır
Azerbaycan yüreğimde bir şahdamardır.
Şimdi Azerbaycan’da mevsim bahardır
Ama türküleri yine, baştan başa efkârdır.
Düşlerime yağan kardır
Boynu bükük bir diyardır
Yardır!
Ağzı köpüren atlar üstüne yeminim vardır
Azerbaycan yüreğimde bir şahdamardır.
Not.: Yazarın,Türkiye Gazetes'inde 2 ayrı günde neşredilen (17 Mayıs-18 Mayıs 2009) tarihli yazıları burada birleştirilmiştir.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle