20 Nisan 571,
Miladi Takvime göre,Fahr-î Kâinat Efendimiz'in (s.a.v) Dünya'yı şereflendirdiği gün. Peygamber Efendimiz hakkında pek çok şey biliriz bilmesine de, bilmediklerimiz bildiklerimizden çok çok fazladır.
Bilgilerimizin çoğu da "kulaktan dolma"dır.
Belki çok önemli değil ama
Meselâ,Peygamber Efendimiz kaç yaşında vefat etmiştir?
Adım gibi eminim ki, 63 demişsinizdir.
Peki ilk Vahiy ne zaman ve kaç yaşında geldi diye sorsam?
Ona da,40 yaşındayken 610'da, 26 Ramazan'ı 27’sine bağlayan gece (Kadir gecesi) geldi,dersiniz.
Zaten bütün Siyer kitapları da böyle yazar.
Peki madem öyle bu sorular da nereden çıktı diyebillirsiniz?
Bu soru benim kafamda şimdi değil,20 yaşların başında oluştu ve çözüme kavuştu.
Peygamber Efendimiz,bizim bugün kullandığımız takvime göre, sandığınız gibi 63 yaşında vefat etmedi.
61 yaşında vefat etti.
Ayrıca Hira Mağarası'nda Cebrail'den ilk emri aldığında 39 yaşındaydı.
Peygamberlik 40 değil,39 yaşında kendisine tebliğ edildi.
İnanmadınız mı?Buyrun hesaplıyalım.
Peygamber Efendimiz ne zaman doğdu?
20 Nisan 571
Ne zaman vefat etti ?
8 Haziran 632
632'den,571'ı çıkarırsak ne kalır ?
61
Peki ilk Vahiy ne zaman geldi?
Hicretten 12 yıl önce.
Hicret ne zaman oldu?
622
O zaman ilk vahiy 610'da gelmiş oluyor.
610'dan 571 çıkarsa kaç kalır?
39
Kafanız karıştı değil mi?
Aslında bu rakamların hepsi doğru ama Siyer kitaplarında yazılanlar da yanlış değil.
Yani Peygamber Efendimiz'e ilk Vahiy 40 yaşında geldiği gibi,63 yaşında da vefat etmiştir.Peki bu nasıl oluyor?
Bilindiği üzere,Hz. Peygamber'in Hicreti 12 Rebiulevvel, Miladi 622’de gerçekleşmiştir.İslam Dünyası bu tarihi Hicri takvimin başlangıcı sayar. Ancak Araplar Muharrem ayını yıl başı kabul edegeldiklerinden,Hz. Ömer zamanında toplanan şûra ile, aradaki yaklaşık iki buçuk aylık zaman farkı dikkate alınmadan 1 Muharrem Hicri Yılbaşı kabul edilmiştir. Bu takvim,Türkler tarafından da 8 asır kullanılmıştır.
Hicri Takvim "Ay Yılı"nı, Miladi Takvim ise "Güneş Yılı"nı esas alır. Bu yüzden ikisi arasında 11 gün fark vardır.
"Ay Yılı" her yıl 11 gün eksik olduğundan,33 yılda güneş yılına göre 1 yıl fazla yaşanmış olunur.
Peygamber Efendimiz (s.a.v), "Güneş Yılı"na göre 61 yıl yaşadığına göre ,"Ay Yılı"nda ortalama 2 yıl kazanmış oluyor ve bu yüzden 63 yıl yaşadı denmektedir ki bu hesaba göre bu rakam doğrudur.
Güneş yılına göre 39 yaşında,"Ay Yılı"na göre 40 yaşında Peygamber olma sebebi de bundandır.
Butün bunlara rağmen hâlâ Peygamber Efendimiz için 571'de doğdu, 632'de, 63 yaşında vefat etti denmektedir. Maalesef Diyanet'in kaynaklarında bile böyle yazılmaktadır.
Dinde ezberciliğimizin en bariz delili olan bu durumu düzeltmenin çaresi nedir?
8 asır kullanageldiğimiz bir takvimi bırakıp,Cumhuriyetle birlikte Miladî takvime geçtiğimizden bu kargaşa yaşanmaktır.
Eğer Peygamber Efendimiz'e 63 yıl yaşadı diyeceksek çözüm şudur:
Hicreti "0" saydığımızda,geriye doğru,Hz.Muhammet (s.a.v), Hicret'ten Önce (H:Ö) 52 de doğdu,Hicret'ten Sonra (H.S) 11'de vefat etti denmelidir.O zaman Peygamberliği de H.Ö 12 yılında tebliğ edilmiş olur ki,bu da 40 yaşına denk gelir.
Pek itibar edilmese de bazı kaynaklar, 63 yaşını Miladi olarak doğrulamak için olacak,Peygamber Efendimiz'in doğumunu geri çekerek 569 diye yazmaktadır.Bu tarih 63 yaşını doğrulasa bile 40 yaşında peygamber olmasıyla çelişiyor.O zaman 610 tarihinde 41 yaşında olmuş oluyor.
Kısaca demek istiyoruz ki,Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v),Hicri Takvim'e göre 63,şu an kullandığımız Miladi Takvim'e göre 61 yıl yaşamıştır.
Müslümana " Muhammedî " demek neden doğru değil ?
Meşhur Fransız Tabip Prof.Dr.Maurice Bucaılle, " La Bible,leCoron et la science" adını verdiği ve Prof.Dr.Suat Yıldırım tarafından Türkçe'ye "Kitab-ı Mukaddes Kur'an ve Bilim" ismiyle kazandırılan muhteşem eserinin giriş bölümünde şöyle der:
"...İslam hakkındaki bu son bilgilerin,bizim Batı ülkelerinde genellikle bilinmediği görülmektedir.Nesiller boyunca onların,insanlığın dini meselelerini öğrenme tarzları ve İslam'a ait her hususta bilgisiz bırakıldıkları hatırlanırsa,buna şaşmamak gerekir."Muhammedî din" veya "Muhammedîler" şeklinde adlandırmaların -hem de günümüze varıncaya dek- kullanılışı,zihinler de şu yanlış kanaatı yerleştirmek için değil midir: ''İslam demek,Hristiyanların kabul ettiği Tanrı'nın kendisiyle hiç bir ilgisi olmadığı bir kimse tarafından yayılmış olan bir takım inançlar demektir".Kültürlü çağdaşlarımızın bir çoğu,kelimenin tam anlamıyla İslam vahyi üzerinde gerektiği gibi düşünmeksizin,İslamın Felsefi,Sosyal ve Siyasi yönleriyle ilgilenmektedir.Bizatihi Kur'anı incelemeyi bir tarafa bırakmak gayesiyle,Hz. Muhammed'in kendisinden önceki peygamberlerin kitaplarından faydalandığı iddiası,kesin bir gerçekmişcesine kabul ettirilmek isteniyor...." ( T.Ö:V. Yayınları,Sayfa 3,Paragraf 1 )
Muhammedî,kelime anlamıyla, Muhammed'e tabi olanlar manasına gelir.Bu manasından dolayı kullanılması ilk başta yanlış gelmeyebilir.Zira bütün Müslümanlar Peygamber Efendimiz'e yani Hz.Muhammet'e (s.a.v) tabîdir.Fakat Batılı kaynaklarca kastedilen anlamın Vahiy'le değil de,diğer kutsal kitaplardan -haşa- aşırma yolu ile, hiç bir ilahî vasfı olmayan bir şahıs tarafından kurulan, -haşa- bir dinin mensuplarını ifade etmek ve zihinlere bu şekilde yerleştirilmek maksadıyla kullanıldığından,uzak durulması lazım gelen bir tabirdir.
İslâm Dini'ni "Budizm" gibi -haşa- beşeri bir varlığın ortaya koyduğu kurallar manzumesi şeklinde telakki eden bu sapık düşünce, bir müminin kabul edeceği zillet olmamalıdır.
İslâm mensuplarının kendilerini ifede ederken kullandıkları terim,"müslüman"dır.
"Lâ ilâhe illallah Muhammedun Resûlullah"
Tapılacak tanrı, mabut, put yoktur sadece Allah vardır ve Hz.Muhammed( s.a.v) O'nun elçisidir.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle