26 Şubat 2009

Bitmeyen dava

Birileri bu konuyu bir "iman" haline getirdiler... Bilgi değil... Görüş değil... Kanaat değil, iman!..
     1915´te Ermenilere soykırım uygulandığı iddiasından söz ediyorum.
     Ya da Ermenistan’da soykırım yerine kullanılan sözle "büyük felaket"... Yüzlerce yurttaşımızın özürnamesi gündemimizden inmiş değil. Gazetelerde ve televizyonlarda yorumcularımız var... Her şeyi biliyorlar ve herkesten iyi biliyorlar. Onların bilgileri iman derecesinde değerli... Aksini söyleyenler ise her türlü olumsuz damgalanmaya müstahak...
     Fransa’da ve kimi Avrupa ülkelerinde olduğu gibi soykırım falan yoktur diyenleri -şimdilik- hapse atacak kadar etkili ve yetkili değiller. Ama sözle linç ediyorlar.
     Gerçekleri belgelere dayanarak anlatanlar ister Türkiye yurttaşı olsun, ister olmasın, tahkir ediliyor ve etkisiz hale getirilmeye çalışılıyor. Yusuf Halaçoğlu içeriden, Stanford Shaw dışarıdan damgalananlardan.
     Bu işin gerçeğini madde madde sıralayalım ve Taşnak, Hınçak çetelerinin sevdalılarına soralım:
     1- 20. yüzyılın başında Osmanlı İmparatorluğu’nun zayıflamasını fırsat bilerek Doğu Anadolu’da ve Osmanlı’nın başka yerlerinde Ermeni devleti kurmak üzere ayaklanmalar ve Müslümanlara yönelik soykırım teşebbüsleri olmuş mudur, olmamış mıdır?
     2- Rusların Doğu Anadolu’ya saldırıları sırasında bölgede yaşayan Ermeni yurttaşlarımızın içinden Rus ordularına gönüllü yazılan ve Osmanlı’ya karşı savaşanlar olmuş mudur, olmamış mıdır?
     3- Taşnak çeteleri, Ermenileri kendi yanlarına alabilmek için önce Ermeniler üzerinde korkutucu terör eylemleri yapmış mıdır, yapmamış mıdır?
     4- Van şehrinin Müslüman halkı, bu çeteler tarafından toptan yok edilmiş midir, edilmemiş midir?
     5- Taşnaklar Doğu Anadolu’nun Müslüman halkını toptan yok edip bölgeyi amaçlarına uygun etnik yapıya ulaştırmak için camilere insanları doldurup yakmak dahil her türlü zulmü yapmış mıdır, yapmamış mıdır?
     Bu sorulara "bütün bunlar olmamıştır" diyenlere söylenecek hiçbir söz yoktur, çünkü onlar kötü niyetlidirler. Ve hatta düpedüz kötü insanlardır. Ya da hiçbir şeyden haberi olmayan kapkaranlık cahillerdir.
     "Evet bunlar olmuştur, ama" diye başlayanlarla sohbeti sürdürebiliriz. Ve deriz ki:
     1- Doğu vilayetlerinden ve Anadolu’nun başka yerlerinden masum Ermeniler de tehcire, yani göçürtmeye tabi tutulmuştur.
     2- Tehcir sırasında ve o ortamı fırsat bilerek, kimileri öldürülen yakınlarının öcünü almak için masum Ermenileri öldürmüştür.
     3- Adı Müslüman olan, ama kalbinde iman derinleşmeyen, kimileri de Ermenilere karşı insanlık dışı uygulamalar yapmış, kimi ailelerin fertlerini öldürüp mallarını yağmalamıştır.
     4- Olan biten, asla olmaması gereken boyutlarda karşılıklı mukatele, yani birbirini öldürme olaylarıdır.
     5- Oluşan dehşet ortamı, kendisini suçlu hisseden çetecilerle birlikte, hiçbir suçu olmayan masum Ermenilerin de Doğu Anadolu’dan kaçıp bugünkü Ermenistan topraklarına sığınmalarına yol açmıştır.
     Bugünkü Ermenistan’da azınlıkta olan Ermeniler bu şekilde ve benzeri olaylarla çoğunluğa ulaşmışlardır.
     Gerçekler böyledir. Müslüman halkımıza durup dururken din saiki ile ya da Osmanlı Devleti´ne siyasi sebeplerle soykırım iddiası sadece iftiradır.
     İftirayı, iman haline getirenlere ne diyebiliriz ki? Ama onlara inanarak yanlış bilgi edinenlerin uyarılması için gerçeklerin anlatılması gerekiyor, biz de onu yapmaya çalışıyoruz.
     Ve istiyoruz ki, tarihte olan biten felaketler, halklar arasında yeni gerginliklere yol açacak şekilde kullanılamasın, yaşanan ortak acılar, halkların insanlık değerlerinde buluşmasını sağlasın...

Bu yazı 923 defa okundu.