Konuk Yazar-Aygazete
Namık Kemal Zeybek
1 Şubat 2009
Başbakan’ı kutluyorum
Şimon Peres yalanlar söyledi... Şimon Peres, Gazze’de katliamı utanmazca savundu... Şimon Peres, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın yüzüne bağıra bağıra saygısızlık yaptı.
Tartışmayı yöneten kişi ise Şimon Peres’i kayırdı ve Başbakan’ın sözünü, hem de elini de işin içine karıştırarak kesmeye kalktı...
Ne yapsaydı Başbakan?..
Sessiz-sedasız duruma boyun büküp, yüzüne yapay bir gülücük yerleştirip meydanı zalimin fodulluğuna mı bıraksaydı?
O zaman ne denirdi?
Aferin ne de başarılı diplomat mı denilirdi?
Başbakan doğruyu yaptı...
Hem de zalimin zulmünü yüzüne karşı haykırdı; hem de Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı’nın onurunu kurtardı...
Başbakan dedi ki:
"Peres doğru konuşmuyor... Tarih onu yalanlıyor...
Siyaset bilimi onu yalanlıyor... Rakamlar bizde var..."
"Yalan söylüyor" sözünün diplomatçasıdır bu sözler...
Başbakan dedi ki:
"Yumuşak huyluyum, ama uysal koyun değilim..."
Bunlar da M. Akif kültürünün yansımalarıdır:
"Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem" diye başlayan ve
"Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum. Kesilir belki fakat çekmeye gelmez boynum..."
Şimon Peres çok açık bir biçimde bağıra-çağıra Türkiye Başbakanı’nın boynunu çekmeye kalkışmış ve karşılığını da almıştır.
Ne olmuştur?..
Davos Başkanı özür dileyen tonda bir ortak basın toplantısı yapmıştır. Televizyonların söylediğine göre Peres de telefon açıp beş dakika özür dilemiştir.
Şimdi akıl hocaları, her şeyi bilen yumuşak başlı koyunlar ve zalimlerin sözcüleri çıkacak ve Başbakan’ı attığı bu yürekli ve akıllı adımdan caydırmaya çalışacaklardır:
- "Bunu yapmayın sayın Başbakanım!.."
- "Onlara uymayın!.."
- "Davos’a bir daha asla gitmeyin!.."
Deneyimlerimle de biliyorum... Dünya, ilkeli ve onurlu duruşlara her zaman saygı duyar.
Davos’taki efsaneniz bırakın da halkımızın gönlünde ve insanlığın vicdanındaki yerinde kalsın!..
Türkiye’nin İsrail’e olan ihtiyacından çok, İsrail Türkiye’ye muhtaçtır.
Türkiye mazlumların hakkını haykıracak kadar güçlüdür... Bu haykırış gücünü daha da artıracaktır.
Türkiye elindeki kozları mazlumları korumak için kullanmalıdır...
Hayır!.. Ordumuzun gücünden söz etmiyorum...
O en son çaredir... Bıçak kemiğe dayanınca kullanılacaktır.
Ama söz gelimi İsrail’e,
"Gazze’yi boşaltıp Filistin’in seçilmiş siyasetçilerinin haklarına saygı duymazsanız; biz de sizinle ticari ilişkilerimizi gözden geçireceğiz" diyebiliriz...
Şimdi insanlık sizden bu adımı bekliyor...
Bu yazı 1,153 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
8 Şubat 2011
Mehmet Akif Arnavut mu?
-
12 Ocak 2011
Nasıl Bir Türkiye?
-
3 Ocak 2011
Kürt Sorunu mu? Kürtçe Meselesi mi?
-
19 Aralık 2010
Yüce Kuran ve Çevirileri
-
5 Aralık 2010
Kalkanın Ardındaki Planlar
-
24 Kasım 2010
3997 Kitap Okuyan Adam
-
19 Kasım 2010
Füze Kalkanı mı? Sakın ha!
-
10 Kasım 2010
İranla Dost Olmayalım mı?
-
31 Ekim 2010
TÜSİADın Adı Ne Olacak
-
25 Ekim 2010
Düşünür ne düşünür yazar ne yazar
-
19 Ekim 2010
Padişahlığı İsteyen Parti
-
8 Ekim 2010
Maun Suresinin Anlamı
-
17 Eylül 2010
Milli Birliğe açılalım
-
30 Ağustos 2010
İslamda Tarikat
-
25 Ağustos 2010
İslam Düşmanı,İslam Düşmanı değilmiş
-
22 Ağustos 2010
Atatürk dindar bir insandı
-
12 Ağustos 2010
Milli İrade ne ister?
-
5 Ağustos 2010
Hangi Milliyetçilik?
-
25 Temmuz 2010
Evet mi? Hayır mı?
-
11 Haziran 2010
Cihat Kültürü ve İslamda Cihat
Yorumlar
+ Yorum Ekle