Türkiye Ankara'da kılınan cuma namazını konuşuyor
Koronavirüs salgınında Türkiye'nin ilk vakası tespit edildiğinde; Okullarda eğitime ara verilmiş stadyumlarda seyircisiz maç oynanması kararı alınmıştı.Topluma özellikle kapalı yerlerdeki kalabalıklardan uzak durulması çağrısı yapılmıştı.
Bu kararın 1 gün sonrası Cuma günüydü.
O gece sosyal medyada yayılan 'Cuma namazı kılınmayacak' iddiaları üzerine,Diyanet İşleri Başkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Güçlü konu ile şu açıklamalarda bulundu:
"Koronavirüs nedeniyle 13 Mart Cuma günü, Cuma namazının kılınmayacağına dair, Sayın Diyanet İşleri Başkanımızın Sosyal Medya Hesabından yapılmış gibi gösterilen ve gerçekle ilgisi olmayan bir ekran görüntüsünün, çok sayıda sosyal medya gruplarında paylaşıldığı öğrenilmiştir. Söz konusu paylaşım gerçek dışıdır. Cuma namazının kılınmaması gibi bir durum söz konusu değildir. İtibar edilmemesi istirham olunur.''
O sabah yazdığım yazıda salgın hastalık olan yerlerde cuma namazının kılınamayacağını belirtmiştim.
Cuma namazına ara verilmemesi büyük tepkilere yol açtı. Bunun üzerine Cuma saatine doğru Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından verilen fetva ile "Koronavirüs görülen ülkelerde yüksek risk grubundaki Müslümanlar, cuma namazı yerine evlerinde öğle namazı kılabilir. Kamu sağlığını korumakla yetkili otoritelerce karar alınması halinde karantina bölgesindekilere cuma namazı farz değildir" denildi ve risk grubunda olan insanlara Cuma namazına iştirak etmemeleri istendi.
Bu "kısmi tedbir" takip eden günlerde vaka sayısı artmaya başlayınca halktan gelen tepkiler ve bilim kurulunun tavsiyesi üzerine, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu camilerde vakit namazların cemaatle kılınmasını yasakladı. Cuma namazlarına da ara verildiğini duyurdu. Açıklamayı bizzat Diyanet İşleri Başkanı canlı yayında yaptı.
Diyanet'in aldığı bu karara itiraz edenler de oldu,hatta sokak röportajlarında televizyon muhabirlerine alınan kararı tanımayıp cuma namazını kılacaklarını söyleyen vatandaşlar vardı.
Cemaatsiz vakit namazlar için açık tutulan camilerde cuma günü olabileceği muhtemel nahoş olayların önüne geçmek için 19 Mar 2020 perşembe günü Diyanet işleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'ın imzasıyla 81 ilin müftülüklerine iletilen genelgede Cuma namazı ve Kandil gecesinde camilerin kapatılacağı bildirildi.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din işleri Yüksek Kurulu Üyesi Sabri Akpolat da aynı gün basına yaptığı açıklama "Kurallara uymak farzdır, cami fitne yeri, kargaşa yeri değildir.Camiyi açık tuttuğunuzda belli ki, virüsün yapmadığı kötülüğü cami kapısını açtığınızda insanlar kavga ederek birlik beraberliği bozarak ortaya koyacaktı.Devlet ve Diyanet bunlar dini otorite. Bunlar bir şey söylüyorsa meşru bir şey, buna uymak farzdır" dedi.
O cuma kapıları zorlayan küçük gruplar görüldüyse de hiç bir camide cuma namazı kılınmadı.
Ancak tarihler 27 Mart 2020 Cuma gününü gösterdiğinde Ankara'da İslam tarihinde emsali görülmemiş bir" vaka" yaşandı.
"Vaka" diyoruz çünkü yapılan işe "ibadet" demek abesle iştigal.
Diyanet İşleri Başkanı kendi kurumunun aldığı ve uyulmasının farz olduğunu açıkladığı kararı tanımıyor ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bulunan, Beştepe Cami’inde cuma namazı kıldırıyordu.
Kılınan namaz canlı yayında veriliyor ve Koronavirüs salgını sonrası gündeme getirilen "sosyal mesafenin korunması kuralı''nın namazda da uygulandığı görülüyordu.
Cemaatle kılınan her namazda; "Safları sıklaştıralım" diyen imamların aksine Diyanet işleri Başkanı Ali Erbaş,cemaate 1 mertreden fazla aralıklarıda namaz kılınıyordu.
Cuma Namazlarına Dinileri yüksek kurulunun karaı ile ara verilmişti.
Kılınan öğlen nazı değildi çünkü Diyanet İşleri Başkanı namazdan önce hutbe irat etmiş ve kılınan namaza "cuma namazı" diye niyet etmişti.
Kılınan bu tuhaf namazın ayrıcalıklı olmasına kamuoyu isim bulmakta gecikmedi: "VIP Cuma Namazı.
Cumhurbaşkanı orada değildi. Peki cemaat kimlerden oluşuyordu.
AKP Adıyaman eski Milletvekili Mehmet Metiner yaptığı açıklamada; ''Millete yasak olan, Diyanet seçkinlerine yasak değilse bu asla kabul edilebilir bir durum değildir'' diyerek hem yapılan icraate tepki gösteriyor hem de cemaat mensuplarının ortak kimliklerini ortaya koyuyordu.
Türkiye'de dini konularda tek resmi oterite olan Diyanet İşleri Başkanlığ,seçkin mensuplarını toplamış,başlarına da reislerini geçirerek kendi aldıkları kararın tam tarsine cuma namazı kılmışlardı
Mehmet Metiner "Peki, bu karara başta Diyanet İşleri Başkanı olmak üzere, Diyanet'in seçkinlerinin uymaması neyin nesidir? Hangi akla hizmettir? Bugün paylaşılan VIP Cuma görüntüleri hiçbir şekilde kabul edilemez'' diyordu.
Bilindiği gibi dinimizde "Farzı Kifaye" ve "Farzı Ayn" gibi kavramlar vardır.
Farzı ayn; Mükellef olan herkes tarafından mutlaka yerine getirilmesi şart olan farz demektir. Mesela 5 vakit namaz kılmak,oruç tutmak gibi ibadetler bütün müslümanlar için Farzı Ayn'dır. Cuma namazı da bir mani yoksa -genel anlayışa göre- sadece erkeklere Farzı Ayn'dir
Farzı Kifaye ise; Bir konu için mükellef olan kişilerin bir kısmının onu gerçekleştirmesi ile diğer mükelleflerin üzerinden o yükümlülüğün düşmesidir. Mesela Cenaze namazı Farzı Kifaye'dir
Yani cenaze namazını kılacak yeterince cemaat var ise o cemaatin kıldığı namaz diğer müslümanların üzerindeki sorumluluğu kaldırır.
Şimdi soruyorum Diyanet'e;
Müslümanlara yasaklamanıza rağmen kendi aranızda kıldığınız Cuma Namazı bundan sonra Farzı Kifaye mi olmuştur?
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle