Rivayetlere göre Peygamber Efendimiz (S.A.V.) Miraç’ta iken peygamberler arasında ak sakallı bir kimseyi görüp, Cebrail’e tanımadığı bu kişinin hangi peygamber olduğunu sordu. Cebrail Alayhisselam da :” O’nun Peygamber olmayıp, Türkistan’ı İslamiyet’e sokacak olan Satuk Buğra Han’ın ruhu olduğunu söyledi. Satuk Buğra Han, tarihte ilk Müslüman Türk Devleti olarak bilinen Karahanlılar Türk devletinin hakanıdır. Mekkeli müşriklerden çok eziyet ve zulüm gören ve henüz sayıları bin dahi olmayan Peygamberimiz ticari faaliyetlerden tanıdığı Türklerin ve onların ülkesi Türkistan’ın Müslüman olacağını duyunca çok sevindi ve Satuk Buğra han ve Türkler için duada bulundu.Miraç dönüşünde bu müjdeyi de ashabına veren Peygamberimiz, ashabın da ya Resulüllah “Keşke biz de o muhterem zatı görseydik “ demeleri üzerine, Sevgili Peygamberimiz dua etmiş ve başlarında Türk külahı olan kırk kişilik bir Türk birliği başlarında Satuk Buğra Han olmak üzere yaklaşmış ve Sevgili Peygamberimizi ve ashabını selamlayarak geçip gitmişlerdir.Bu kırk kişinin arasında Samani Ebu Nasr’ın ruhu da varmış. Rivayetlere göre Samani Ebu Nasr, Türkler arasında İslamiyet’i yaymak amacıyla ticarete başlamış, bir gece rüyasında Sevgili Peygamberimizi görmüş, Sevgili Peygamberimiz O’na . “ Kalk ya Nasr, Türkistan’ın yolunu tut. Orada Satuk Buğra Han Müslüman olmak için seni bekliyor” demiştir. Bunun üzerine Ebu Nasr, Türkistan’a gelir;
Ebu Nasr ile karşılaşan Satuk Buğra on yaşında iken Müslüman olur, amcası Harun Buğra’nın ölümü üzerine hanlık makamına geçer, miladi 922 yılında gerçekleşen bu olay neticesinde 200 bin çadırlık bir Türk kitlesi topluca Müslüman olur. Yine aynı tarihlerde İtil-Volga dolaylarında yaşayan Bulgar Türkleri, hükümdarları ALMIŞ’ın öncülüğünde 200 binin üzerinde bir aile sayısı ile topluca Müslüman olmuştur. Tarihçiler, bu Müslüman olan ilk Türklerin sabah namazını kaçırırız düşüncesiyle gece uyumadıklarını naklederler.
Yukarıdaki olay bir rivayetten ibarettir. Böyle bir olayın gerçekleşmiş veya gerçekleşmemiş olduğu kesin değildir. Fakat millet olarak biz bu rivayetin ruhuna sadık bir millet olduğumuza inanıyor ve kendimizi Allah’ın ve Hz. Peygamberin ordusu ve İslâm’ın askerleri olarak görüyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti dünya üzerinde kurulmuş diğer devletler gibi basit ve sıradan bir devlet değil ve Türk milleti de basit ve sıradan bir millet değildir. Türkiye Cumhuriyeti hem Türk Dünyası’nın hem İslam Dünyası’nın hem de mazlum milletlerin ve insanlığın kutup yıldızı ve umut kaynağıdır. Allah (c.c.) bu millete yüce bir misyon yüklemiş ve görevler vermiştir. Bu millet “Asâkir-i İslam/İslam’ın askerleri”, “Cundullah/Allah’ın Ordusu” ve “ Asâkir-i Mansûre-i Muhammediye/ Hz. Muhammed’in galip gelmiş ordusu’” ve her bir ferdi “Mehmetcik” tir. Milletimizin her bir ferdi hangi etnik kökene mensup olursa olsun bu bilinçle hareket etmeli, bir ve beraber olmalı, dosta güven, düşmana korku salmalıdır.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle