Bugün Türkiye'deki bütün camilerde hüzün vardı.
Geçen haftaki yazımda; "Salgın hastalık olan yerde cuma namazı kılınmaz" demiş ve Diyaneti eleştirmiştim. Aklı selim galip geldi,mecburiyet hasıl oldu ve "Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu" bu zor kararı aldı.
Salgın hastalık Cuma namazının vücubunun şartlarına engeldir.
Cumanın vücubunu yerine getiren bir şart da hürriyettir. Kölelere Cuma namazı farz değildir.
Bu sebeple işgal altında olan İslam diyarlarında Cuma namazı kılınamaz.
Bunun en güzel misali 28 Kasım 1919 de Maraş'ta yaşandı. (kahramanmarasbarosu.org.tr' de yayınlanan "Kahramanmaraş'ın Kurtuluş Mücadelesi'den alıntıdır)
Birinci Cihan Harbinin sonlarına doğru müttefiklerinin yenilmesi üzerine, Osmanlı İmparatorluğu 30 Ekim l9l8´de Mondros Mütarekesini imzalar. Bu anlaşmaya göre, Anadolu´nun bir çok yeri gibi Maraş´ta işgal altına girer. Maraş önce, İngiliz kuvvetleri tarafından 23 Şubat l9l9´da işgal edilir. 29 Ekim l9l9´da İngiliz işgali sona erer .Şehir bu defa da Fransız kuvvetlerinin işgali altına girer.
İşgalci güçlerin şehirde yaptığı taşkınlıklar tam bir terör havası estirir. Olaylar bir türlü durmak bilmez. 27 Kasım l9l9 gecesi Maraş Kalesi'nden Türk Bayrağını indirilir.
28 Kasım l9l9 Cuma günü Maraş´ın kara sabahıdır. Maraş´lılar, asırlardan beri Kale burcunda dalgalanan Şanlı Bayrağmızı göremezler. Bu olay şehri infiale sürükler. Savcı-Avukat Mehmet Ali Kısakürek derhal kaleme sarılarak "Alem-i İslam´a Hitap" beyannamesini yazarak şehrin muhtelif yerlerine dağıttırır. Halkı, Bayrağın indirilmesine tepki göstermeye davet eder. Bir Milletinin İstiklaline son verilmesi anlamına gelen Bayrağının indirilmesi karşısında Maraşlılar sesiz kalmazlar ve cuma namazı vakti Ulu Camii´ye halk toplanır. Ezan okunduktan sonra, camide toplanan halk "Bayraksız namaz kılınmaz" diye bağırır. O esnada Cami İmamı "Aziz Cemaat, Kalesinde düşman bayrağı dalgalanan bir Millet hürriyet´ini kaybetmiş sayılır. Hürriyet olmayan bir yerde cuma namazı kılmak caiz değildir." dağıtılan beyannamenin doğru olduğunu tastik eder. Bunun üzerine Maraşlılar topluca Kale´ye hücum ederek, indirilen Bayrağı yeniden Kale burçlarına diker ve cuma namazı orada eda edilir. (1)
İlginç bir bilgiyi de burada paylaşmadan geçmeyelim (Murat Bardakçı'nın 14 Aralık 2001 tarihinde Hürriyet Gazetesi'nde yayınladığı köşe yazısından özetleyerek veriyorum)
İstanbul'da, şehrin fethedildiği 1453'ün 29 Mayıs'ından bugüne kadar ezan sesi hiç eksik olmadı. Müezzinler vazifelerini asırlar boyunca günde beş vakit yerine getirdiler, bu işgal günlerinde bile böyle devam etti ama tek bir gün hariç: 1730'un 29 Eylül'ünde İstanbul'da ezan okunması yasaklandı ve camilerde namaz kılınmadı. Şehirde ne kadar cami varsa, o gün kapalı kaldı.
O gün,tarihe "Patrona Halil İsyanı" diye geçen ve "Lale Devri"ni kapatan ayaklanma günüdür. Bayezid Hamamı'nın telláklarından Patrona Halil'in önderliğinde sokağa dökülenler birkaç dakika içinde kendilerine binlerce destekçi buldular. Derken, asker yani yeniçeriler de isyancıların tarafına geçti ve Bayezid Hamamı'nın tellákı Halil bir anda İstanbul'a hakim oldu.
Bu sırada, ortaya "Deli İbrahim" adında bir softa çıktı. Patrona Halil ile yeniçeri ağalarının önüne geldi ve "Mübarek bir davaya kalktınız. Zalimlerden hesap soruyorsunuz. Böyle büyük bir günde ezan okunmaz, namaz kılınmaz" dedi ve bir de fetva verdi.
Deli İbrahim'in fetvasıyla, o gün camiler ve mescitler kapatıldı, ezan okunması ve camilere namaz için gelinmesi yasaklandı ve 1730'un 29 Eylül günü, tarihlere 'İstanbul'da fetihten buyana ezan okunmayan tek gün' olarak geçti (2)
Bu mücadelede kayıplarımız elbette olacak. (Belki bu satırların sahibi bile,kimin garantisi var ki..)
Ancak Allah'ın izni ve milletin kararlılığı ile inşallah en az kayıpla bu süreci geçeceğiz.
O gün daha bir şevk ve huşu ile camilere koşarken bir şeyi unutmayacağız:
Koronavirüs belası yüzünden ara vermek zorunda kaldığımız Cuma namazlarını,Türkiye'nin bütün camilerinde hür ve huzur içinde kılmamızı sağlayan Gazi Mustafa Kemal Paşa ve askerlerini bir kez daha rahmet ve minnetle yad etmeyi...
Ne demişti Maraş Camii'nin İmamı:
"Hürriyet olmayan yerde cuma naamazı kılmak caiz değildir."
Gazi Paşa ve askerleri "mabedimize uzanan namahrem eli" kıran eldir.
Not: Kitap okumayı, araştırmayı pek sevmiyoruz. Bari bu hafta TRT de başlayan "Ya İstiklal Ya ölüm" dizi filmini seyredelim.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle