Konuk Yazar-Aydınlarocagı.org
Prof.Dr.Mustafa Erkal-Aydınlar Ocağı Genel Başkanı
9 Ocak 2019
Ümmet Soslu Yeni Türkiye Oyunu
Bir yazı gözüme ilişti. Bir dönem gazete logosundan ayyıldızı çıkarmakla Yeni Türkiye’ye uymaktan mutluluk duyan, milliyetçi değil; ama sağ cenahta yer alan bir gazete vardı. Bugün aynı gazetede Ayyıldız yine logoda yer alıyor. Gazetede bir yazar Suriyelilerle ilgili bir yazı kaleme almış. Suriyelileri istemeyenlere çok kızıyor ve hatta yargılanmalarını istiyor. Bu yazarın sorunu bizim alanımızın tamamen dışında olup tıpçıları ilgilendirebilir. Yazar Suriyelilere olan sempatisini ve beklentisini ortaya koyarak yazısında “Türkiye sadece Türklerin değildir” ifadesine sığınıyor. Bu kişi anlaşılan kendisini Türk olarak da hissetmiyor.
Türkiye’ye yeni sahip ve ortaklar arayan bu çarpık zihniyet bir bütünün bir parçasıdır. Yukarıdaki ifadeyi bazı siyasetçiler de kullandı. Anadolu coğrafyasını sözde var olan ama gerçekte varlığı tartışılan ümmete parsellemek isteyenler de görüldü. Yabancılar tarafından önümüze sürülen Türkiye’yi milli ve üniter devlet olmaktan uzaklaştırıcı Yeni Osmanlıcılık tuzağını unutmuş değiliz. Osmanlı’nın bir bakıma devamı olan Cumhuriyet Türkiyesi Müslüman kardeşlerine ağabeylik yapacak, çevresindeki otonom bölgeleri bünyesine ithal ederek federalleşecek ve ümmeti canlandıracaktı. Bu ümmetin liderini de aramaya gerek yok. Yapılması gereken Anadolu coğrafyasını ezogelin çorbası gibi alt üst etmek, Müslüman ithali yolu ile Türk Vatanını vatan olmaktan çıkarmaktır. Bu anlayışın arkasında olan ve bize tavsiye eden dış güçler, emperyal çevreler, Irak’ta “Irak Arap Cumhuriyetini” günümüzde “Irak Federal Cumhuriyeti” ne dönüştürüverdiler. Ortadoğu’da onlara göre, yapıyı bozan ve birer kambur teşkil eden Türkiye ve İran’a da sıra gelmelidir. Bir dönem ABD ile beraber İŞİD’e karşı bölücü terör örgütü PKK/PYD’yi desteklediğimiz unutulmamalıdır. Ayn-El Arap’a (Kobani) milli sınırlarımız içinden geçen silahlı peşmerge sürülerini İŞİD ile savaşmaya ikramlarla yolcu etmiştik. Ortadoğu politikamızda yaptığımız yanlışlar bugün Şam yönetimini PYD/YPG ile işbirliğine zorlamaktadır. Oysa Irak ve Suriye’ye karşı olan, bunların toprak bütünlüklerini bozmaya dönük ABD güdümlü projeler Türkiye’nin çıkarlarına da tamamen tersti.
Anadolu’da dört milyona yaklaşan, çoğu Suriyeli olan mültecilerin yerleşik hale gelmeleri onlara vatandaşlık hakkının verilme gayretleri, yaşadığımız coğrafyayı milletten sözde ümmete geçirme çabalarıdır. Ümmete mensubiyet şuurunu milli sınırlarımız dışında geliştirmek ve Türkiye merkezli bir dayanışma sağlamak yerine; ülke içini hedef alıyoruz. Anadolu’da sanki Osmanlı sosyal yapısına uygun bir ümmet gerçeği varmış gibi Türk Milleti yerine İslam Milleti kavramını kullananlar var. Bunlar sağ eğilimli ama hiçbir zaman milliyetçi olamamışlardır. Zaten sorun günümüzde milliyetçi ile sağcı arasında ortaya çıkan sosyal mesafeyi kavrayamamaktır. Bazıları hala klasik ideolojik çatışma dönemini, 1960 ve 1970’leri yaşıyor.
Anlaşılan Suriyelileri pek geri göndermek niyeti yoktur. Bazılarına göre, bu Suriyelilere ihtiyacımız varmış. Bunları o kadar şımarttık ki, açtıkları işyeri ve dükkanların isimlerinde Türkçe bulamıyorsunuz. Türk toplumuyla sosyal bütünleşme kanalları tamamen kapalı olan bu insanlara birer dindaş olarak tabii ki destek olmak yanlış bir şey değildi. Ancak bu destek ev sahibinin evini terk etmesi yabancılara açması şekline de bürünmemeliydi. Devletin açtığı kurslarda Arapça eğitim ve öğretim görenler Türk toplumuyla nasıl bütünleşebilir? Ticari alanda her türlü vergi ve harçlardan muaf tutulanlar, sağlık hizmetlerinden ücretsiz faydalananlar, istedikleri okula sınavsız girenler, mafya bile kuranlar yerli insanlarımızın kanına girenler, onları yaralayanlar ülkemizle sosyal bütünleşme yolunda mıdırlar? Bu imtiyazlı hale getirilen mültecilerin ülkelerine dönmelerini yapılan araştırmalar büyük ölçüde desteklemektedirler. Ancak 2023’te eyalet sistemine geçilebileceğini iddia edenler için bunlar birer can simididir. İşin enteresan tarafı, bazı Avrupa ülkeleri mültecileri Türkiye’de kalıcı kılma ve sözde Türk toplumuyla bütünleştirme yolunda teşvik edici projeler vermekte ve desteklemektedirler.
Türkiye Doğu Akdeniz’de ve güney sınırlarında kıskaca alınmak, Kıbrıs dahil milli politikalarından uzaklaştırılmak istenirken; sosyal yapısı üzerinde de dış kaynaklı tezgahlar kurulmakta ve bazılarınca içerden de desteklenmektedir.
Kaynak: http://aydinlarocagi.org/ummet-soslu-yeni-turkiye-oyunu/
Bu yazı 1,333 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
11 Nisan 2022
Değerli Devlet Adamı Rahmetli Alparslan Türkeş'in Ardından
-
25 Mart 2021
''Türk-İslam Sentezi'' ve Garip Yakıştırmalar
-
28 Mart 2020
Virüslü Genel Manzara
-
4 Şubat 2020
İstanbul Kanalı Üzerine
-
1 Ocak 2020
Milli Marşımıza Ve Türkçeye Yapılan Saygısızlık ve Bir Sapıklık Örneği
-
26 Kasım 2019
Aranan Bir Kayıp: İnsan Hakları
-
7 Şubat 2019
Türk Dünyasının Bazı Sorunları
-
9 Ocak 2019
Ümmet Soslu Yeni Türkiye Oyunu
-
21 Aralık 2015
Türklüğün Gururu Prof.Dr. Aziz Sancar
-
24 Kasım 2015
Iğdır'da 42. Şura
-
5 Eylül 2015
Psikolojik Savaş ve İstikrar
-
14 Temmuz 2015
Koalisyon Mecburiyeti
-
23 Nisan 2015
Seçim Öncesinin Gündemi
-
9 Şubat 2015
Başkanlık Sistemi Tuzağı
-
1 Aralık 2013
1920 Ve 1923 Ruhları
-
4 Ağustos 2013
İleri Demokraside İlerlerken !
-
12 Haziran 2013
Kosova ve Balkan Gerçeği
-
30 Nisan 2013
Çözüm ve Barışın Arka Planı
-
8 Nisan 2013
Çelişkiler Yumağı
-
30 Mart 2013
Ters İşleyen Barış Süreci
Yorumlar
+ Yorum Ekle