En Sıcak Konular

Hakverdi Murat Merdamert

Mefkure
Hakverdi Murat Merdamert
30 Kasım 2015

Otoritenin Sarsılmaz Gücü Saldığı Korkuda Saklıdır



Bir ülkenin kaderini elinde tutan muktedirler için,muhalifler hakkında "suç üretmek" zor değildir.

Hatta muhalif olmak da gerekmez. Sırf gözleri korkutmak ve güç göstermek için de bu yola başvurulabilir.

*** 

Abutalip Kuttubayev, eşi Zarife ve iki çocuğuyla Kazak bozkırlarında yer alan Boranlı isimli küçük aktarma istasyonunda hayata tutunmaya çalışan bir öğretmendi.

Daha önce görev aldığı okullardan uzaklaştırıldığı için,artık demir yolu işçisiydi.Zarife de öğretmendi ama eşi için o da aynı çileye katlanmaktaydı.

Abutalip'in çektiği çilelere sebep,İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanlar'a esir düşmesiydi.Bu durum öğrencileri tarafından bile ayıplanmaktaydı. SSCB'de düşmana esir düşmek yasaktı.Askerin zafer ya da ölümden başka 3. bir şansı yoktu.

Gerçi Abutalip esir düştüğü kamptan kaçıp Yugoslavya'da Partizanlılar'la beraber tekrar Almanlar'a karşı savaşmıştı ama bu onun hoş görülmesi için yeterli değildi.   

Abutalip,başına hep bir şeyler gelecek korkusu yaşadığından,çocukları büyüdüklerinde okusun diye, anılarını işten artan zamanlarında,yani geceleri yazmaya başlamıştı.

Bu durum istasyonu senede bir teftişe gelen müfettişlerden birinin gözünden kaçmamıştı.  

Abutalip ne yazmaktaydı?

Bir gün Boranlı İstasyonu'nda bir yolcu treni durdu.Şaşırtıcı bir durumdu bu,zira Boranlı'da yolcu trenleri durmazdı.

Trenden  siyah deri çizmeleri olan 3 adam indi.

Abutalip için gelmişlerdi.

Akdoğan bakışlı bu adamlar zaman kaybetmeden hemen sorguya başladı

Abutalip suçluydu,çünkü anılarını yazmıştı.

Herkes her istediğini yazamazdı,bu bir düşman kışkırtmasıydı.

Hatıralarında yer alan bir İngiliz Albay, Hitler'e karşı Avrupa halklarının birleşmesinin Allah'ın lütfu olduğunu söylerken, Abutalip'in itiraz etmemesi,Stalin'den bahsetmemesi,"Onun yüksek dehası olmasaydı zafer kazanmanın mümkün olmayacağını" belirtmemesi,kısaca "Stalin Yoldaşı" aklına dahi getirmemesi affedilir şey değildi.

Hele çocuklara kelimeler öğretirken; "bizim evimiz" demesi...Halbuki öncelikle "Bizim zaferimiz" demeliydi.Çünkü zafer ve Stalin birbirinden ayrılmaz sözlerdi.

Abutalip bir dost sohbetinde çocukların yatılı okullarda okumasının çocuğu ana-babadan ayırdığını,evden uzaklaştırdığını dolayısıyla bu durumun herkes için zor ve dertli olduğunu söyleyerek "Sovyetler Yatılı Okulları"nı kötülemiş oluyordu.Demek ki Abutalip kolektif eğitime de karşıydı.

O hatıralarında Sarı-Özek'te anlatılan efsanelere de yer vermişti.

Bu efsanelerden birinde  geçen "Dönenbay Kuşu" aslında gizli anlama geliyormuş.Hele başka bir efsanede geçen,yaşlı bir adamın 19 yaşında bir kıza aşık olmasını anlatması, Abutalip'in sadece düşman değil aynı zamanda ahlaksız bir adam olduğuna da delalet  edermiş.

Abutalip'in yakın arkadaşı Yedigey Cangelgin, kendisini sorgulayan Akdoğan bakışlı adama,azarlanmayı göze alarak; "Peki ne olacak şimdi bunları yazdı diye hapse atılacak değil ya" diye sorar sormasına ama, Abutalip,evinde bulunan ve suç belgesi sayılan anılar,masallar,efsanelerden dolayı 3 KGB ajanı tarafından tutuklanarak kendilerini almaya gelen trene ailesi ve dostlarının gözyaşları ve çaresizliği eşliğinde bindirilir.

*** 

Bu olay Cengiz Aytmatov'un ünlü eseri "Gün Olur Asra Bedel" adlı romanda geçmektedir.

Otoritenin sarsılmaz gücü,saldığı korkuda saklıdır.

Olmayan örgütlere üye olur,yapılmamış eylemlerden hüküm giyersiniz.

Örgütün adı kimi yerde; "Ergenekon" olur,

Kimi yerde de; "Dönenbay Kuşu"


Bu yazı 1,478 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 11 Haziran 2023 Başbuğum Size Bir Maruzatım Var!
    • 26 Mart 2023 ''Işıklar İçinde Yatsın'ın Dayandığı Kaynak
    • 13 Şubat 2023 Yıkıldım Depremde Enkazda Kaldım
    • 1 Eylül 2022 Karakoç'u Umuttun mu Mihriban?
    • 2 Mayıs 2022 Munik Ana
    • 19 Mart 2022 ''Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'' Nasıl Olacak?
    • 11 Şubat 2022 Fazıl Merdamert Destanı
    • 19 Aralık 2021 Devlet Babadır Banka Değil
    • 29 Mart 2020 Cuma Namazı Bundan Sonra Farzı Kifaye mi Oldu?
    • 20 Mart 2020 Hürriyet Olmayan Yerde Cuma Namazı Kılmak Caiz Değildir
    • 13 Mart 2020 Salgın Hastalık Olan Yerlerde Cuma Namazı Kılınamaz!
    • 9 Mart 2020 Allah Belamızı Çoktan Vermiş de Farkında Değiliz!..
    • 24 Şubat 2020 Neden İlle de Su Manzarası?
    • 5 Ocak 2020 9 Işık'ı 1 Ampule Bağlamak
    • 6 Aralık 2019 Müslümanın 12 Ödevi
    • 27 Kasım 2019 Anlarsın yalan Dünyayı
    • 19 Şubat 2019 Göçtü Gitti Ozan Arif -Sagu-
    • 15 Şubat 2019 ''Çağrımız İslam'da Dirilişedir'' ve OZAN ARİF
    • 12 Ocak 2018 Beyin Yetmezliği
    • 1 Eylül 2017 Aldığı Nefese Hükmedemeyen İnsan

    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,348 µs