Konuk Yazar-Aydınlarocagı.org
Prof.Dr.Mustafa Erkal-Aydınlar Ocağı Genel Başkanı
23 Nisan 2015
Seçim Öncesinin Gündemi
7 Haziran 2015 Genel Seçimleri öncesinde ülkenin gündemini işgal eden belirli konular vardır. Anlaşılan tartışmalar bu gündem maddeleri üzerinde sürdürülecektir. Bu gündem maddeleri de gerçekleri örtmek üzere başka konularla değiştirilebilir. İktidar gündem değiştirmede oldukça başarılıdır.
Her ne kadar unutturulmuş gibi gözükse de yeni anayasa tuzağı ülkenin ufkundaki kara bir buluttur. Yapılmak istenen ülke ihtiyaçlarına göre bir anayasa değişikliği değildir. Arzu edilen Milli Mücadeleye dayalı Türkiye Cumhuriyetinin tasfiyesi ve Devleti kuran milli iradenin kökten değiştirilmesidir. Anayasa üzerinde yapılan tartışmalar bundan dolayı ilk 3 maddede, 6. ve 66. maddelerde yoğunlaşmaktadır. 6. madde egemenliğin kayıtsız şartsız milletindir diyor. Türk Milletinden bahsediyor. Hiçbir kimse veya organın kaynağını anayasadan almayan bir devlet yetkisini kullanamayacağını işaret ediyor. 66. madde de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını bütünüyle kucaklayarak onları Türk olarak kabul ediyor. Herhangi bir etnik veya biyolojik ayırıma gitmiyor.
Diğer bir gündem maddesi önce Kürt Açılımı, daha sonra demokratik sıfatı takılan açılım ve çözüm masalları ile ilgilidir. Halkı ikna çabalarına, yayın organlarının gayretlerine ve bir skeç konusu olan Akiller Heyetinin çalışmalarına rağmen, bu süreç gizli kapaklı yürütülse de bir çözülme sürecidir. Sürecin patentini elinde tutanlar da yabancılardır. Yani bizi çok seven sözde dost ve müttefiklerimiz
Bu çözüm sürecinin işletilemeyeceği bizzat terör örgütü ve yandaşlarınca ortaya konmuş, ne silah bırakılmış, ne de terörden vazgeçilmiştir. Bundan Sayın Cumhurbaşkanı bile rahatsızdır. Aslında çözüm diye ortaya konan gerçeğin Türkiyenin milli devlet olmaktan uzaklaştırılması, milli birlik ve bütünlüğünün zedelenmesi ve toprak bütünlüğünün tehlikeye girmesidir. Demokrasi hiçbir ciddi ülkede çözülmenin ideolojisi olmamıştır. Bunun istisnalarından birisi de Türkiyedir. Milli birlik ve bütünlüğünü kuramayan ülkeler, devlet olamadıkları gibi demokrasiyi de işletemezler.
Üçüncü gündem maddesi, değişik propaganda gayretlerine, yandaş ve besleme basın organlarının çabalarına rağmen, ekonomik kırılma, durgunluk ve risklerin artışıdır. Türkiye beş riskli ülkeden biri kabul edilmektedir. 2002den beri dört kat artan dış borç artık sıcak para girişleriyle örtülememekte; borç borçla karşılanmaya çalışılmaktadır. Fert başına düşen milli gelir düşmekte, ne gelir doğru dürüst yaratılmakta; ne de yaratılan gelirin adil dağılımı sağlanabilmektedir. Gelirin ve servetin dağılımındaki dengesizlik artmaktadır. Kamu ve özel yatırımlar azalmakta, işsizlik fiili olarak %17,5i bulmaktadır. Dar ve sabit gelirliler ve emeklilerle adeta alay edici zamlar yapılmaktadır. Ekonomik durgunluk, yatırım yetersizliği büyümeyi %2,9 dolaylarına çekmiştir. Bu büyüme ile dış borcu karşılamak mümkün değildir. Sıcak para girişleri ve dış borç bulma zor olacaktır. Ekonomik güven endeksi Mart ayında bir önceki aya göre %15,4 değer kaybetmiştir. Büyüme ithalatla daha doğrusu ara malı ithalatıyla sağlanmaktadır. Yerli sermayenin bir kısmı yurt dışına kaçmıştır. Doğrudan yabancı sermaye girişi zayıflamıştır. Bir sosyal hastalık da olan enflasyon bünyede kronikleşmiştir. Ekonomiye siyasilerin gereksiz müdahaleleri kurları etkilemektedir. Vatandaşın memnuniyet endeksi düşmektedir. Metro ve Marmaray ile avutulan bir Türkiye vardır. Dünyada gıda fiyatları düşerken; Türkiyede artmaktadır. Bir milyondan fazla faal nüfus tarım dışına çıkmış; patates, soğan ve kurufasülye bile ithal edilmektedir. Devlet desteği yetersizdir. Köyler boşalmakta, tarım alanları betonlaşmaktadır. Yanlış tohum politikası tarımı perişan etmiştir.Üç milyon vatandaş yasal borç takibi altındadır. Orta sınıf çökmekte, AVMler esnafı teslim almaktadır. Halkın geçimi zorlaştığından aile içi ilişkiler bozulmakta, yalnızlaşma, boşanma, intihar, şiddet olayları artmaktadır. Kumar ve ahlâk dışılık öne çıkmakta, vatandaşlık duygusu zayıflamakta, ben merkezli insanlar çoğalmaktadır. Geleceğe güven sarsılmaktadır. Sosyal arka planı olan ekonomik sorunlar çözülememekte, saray ve başkanlık sistemi tartışmaları sürmektedir.
Kaynak: http://aydinlarocagi.org/2015/04/secim-oncesinin-gundemi/#.VTukQyHtmko
Bu yazı 1,535 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
11 Nisan 2022
Değerli Devlet Adamı Rahmetli Alparslan Türkeş'in Ardından
-
25 Mart 2021
''Türk-İslam Sentezi'' ve Garip Yakıştırmalar
-
28 Mart 2020
Virüslü Genel Manzara
-
4 Şubat 2020
İstanbul Kanalı Üzerine
-
1 Ocak 2020
Milli Marşımıza Ve Türkçeye Yapılan Saygısızlık ve Bir Sapıklık Örneği
-
26 Kasım 2019
Aranan Bir Kayıp: İnsan Hakları
-
7 Şubat 2019
Türk Dünyasının Bazı Sorunları
-
9 Ocak 2019
Ümmet Soslu Yeni Türkiye Oyunu
-
21 Aralık 2015
Türklüğün Gururu Prof.Dr. Aziz Sancar
-
24 Kasım 2015
Iğdır'da 42. Şura
-
5 Eylül 2015
Psikolojik Savaş ve İstikrar
-
14 Temmuz 2015
Koalisyon Mecburiyeti
-
23 Nisan 2015
Seçim Öncesinin Gündemi
-
9 Şubat 2015
Başkanlık Sistemi Tuzağı
-
1 Aralık 2013
1920 Ve 1923 Ruhları
-
4 Ağustos 2013
İleri Demokraside İlerlerken !
-
12 Haziran 2013
Kosova ve Balkan Gerçeği
-
30 Nisan 2013
Çözüm ve Barışın Arka Planı
-
8 Nisan 2013
Çelişkiler Yumağı
-
30 Mart 2013
Ters İşleyen Barış Süreci
Yorumlar
+ Yorum Ekle