Bugün 23 Nisan, TBMMnin ilk açılış tarihiydi.
23 Nisan aynı zamanda Cumhuriyete giden yolun temel taşını oluşturur.
Cumhuriyet denince kimi zaman onunla beraber, kimi zaman ona rakip gibi görünen
bir kavram daha çıkar karşımıza: Demokrasi kavramı
Önce cumhuriyetten başlayalım: Aslında dünyadaki bütün cumhuriyetlerin tek ortak noktası bulunuyor. O da ülkenin en üst yöneticisinin seçim sonucunda gelmiş olmasıdır. Daha sonra cumhuriyetlerde her şey çatallanmaya başlıyor. Yapılan seçimin ne tip seçim olduğundan tutunda; idari, siyasi ve ideolojik yapılanmalara göre cumhuriyet tipleri de farklılaşıyor. Bugün için 150ye yakın ülkenin isminde cumhuriyet kelimesi geçse de geçmese de cumhuriyet idaresi olduğu biliniyor. Mesela, Almanya, Türkiye, Rusya, Yemen, Fransa, Kuzey Kore, Çin, ABD, İran, Suriye, Mısır, Hindistan Hepsi birer cumhuriyet idaresidir. Hatta cumhuriyet idaresine 2500 yıl önce de rastlanabilir. Mesela Joule Sezarın Roma Cumhuriyeti bunlardan biridir. Eğer gelmiş geçmiş bütün cumhuriyet tiplerini sergileyecek olsak;
Oligarşik cumhuriyetler
Teokratik cumhuriyetler
Otokratik ve totaliter
cumhuriyetler
Demokratik cumhuriyetler
Parlamenter sistemli
cumhuriyetler
Başkanlık sistemli
cumhuriyetler
gibi çeşitlerine rastlayabiliriz.
Cumhuriyet tiplerini sergiledikçe şöyle bir sonuç çıkarabiliriz:
Birincisi, cumhuriyet idaresi tek tip değildir.
İkincisi, cumhuriyet idarelerinin geçmişi çok eskilere
dayanır..
Üçüncü ve en önemli tarafı, içine ne yerleştirilirse cumhuriyetler de
ona göre dönüşüme uğruyor. Yani içerisi demokrasi ile doldurulabildiği gibi,
içerisinin boşaltılma ihtimalide olur. Her iki örneğe dünyada rastlamak
mümkündür. Atatürkün 1933te söylediği Biz Cumhuriyeti kurduk, o on yaşını
doldururken demokrasinin bütün icapları sırası geldikçe uygulamaya koyulmalıdır
sözünü bu yönde değerlendirebiliriz. Buradan anlaşılıyor ki, Atatürk, kurulan cumhuriyetin, demokratik
cumhuriyete dönüşmesinden yanadır.
Bu noktadan itibaren, cumhuriyet ile demokrasi arasında farklar da ortaya çıkıyor. Örneğin, Sezarın Roma Cumhuriyeti ile ABDnin cumhuriyeti arasında çok büyük fark yok. Fakat, iki cumhuriyetin demokratik yönden benzediğini söylemek, tuhaf bir şey olur. Aslında bütün cumhuriyet idarelerinde cumhuriyet yönü statik tarafıdır. Cumhuriyetlerin inişli-çıkışlı olan tarafı, demokrasi tarafıdır. Mesela en demokratik olduğu varsayılan ABDde bile 1950li yıllarda McCarticilik diye bilinen garip bir dönem yaşandı. Dünyada anayasal haklar, hukukun üstünlüğü, sendikal haklar, kadınlara seçme ve seçilme hakları, çok partili hayat zamanla yerleşti. Mesela 50 yıl önce çevre hakkı diye bir şey bilinmezdi. Fakat günümüz demokrasisi içerisine çevre hakkı diye bir şey eklendi. Bunların hepsi, cumhuriyet idarelerinin demokrasi tarafındaki hareketliliğini ifade eder.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle