En Sıcak Konular

Nurullah Aydın

Zulmetten Aydınlığa
Nurullah Aydın
4 Eylül 2014

Siyasetçi-Kanun Adamı ve Algı



Toplumun bir kesimde oluşan kanaate göre; yargı siyasetin içine çekilmiştir. Milli irade tek ve mutlak yetkilidir zihniyeti; adalet, güven, birliktelik, bir arada yaşama algısını altüst etmiştir. Siyasi iktidarın denetlenebilirliği ilkesi anlamını yitirmiştir.

 

Siyasetçiler,  siyasi iktidar, siyasi iktidarın emireri bürokratlar, yandaş akademisyenler, yandaş iş adamları, yandaş savcı, hakim, emniyet görevlisi, istihbaratçı, gazeteciler dokunulmazdır, hepsi suç işleme özgürlüğüne sahiplerdir iddiaları hergün dile getirilmektedir.

 

Bu durumda hukuk yasa, adalet, hak anlam ifade eder mi?

 

Toplumsal ayrışma hızla yaygınlaşıyor. Soruşturmalar, davalar, yargılamalar, tutuklamalar, haklar, özgürlükler, terörle müzakere, ekonomik kaynakların yabancılara devredilmesi, yandaşların korunup kollanması tartışmaları vardır.

 

Yargı; çağdaş ülkelerde görülmeyen bir tartışmanın içindedir. Öylesine ki hemen her soruşturma, her dava, herkarar lehte veya aleyhte tartışma konusu ediliyor.

 

Siyasetçiler gibi sokaktaki halk ta adalet var mı yok mu diye tartışıyor.

Görevi suçluyu takip etmek, soruşturmak ve yargılamak olan polisi savcıyı hakimi suçlarken, kendi lehine hareket eden, hırsızlığı, rüşveti yolsuzluğu aklayan paklayanları övmek ikiyüzlülüktür, hukuk, anayasa, yasa, adalet tanımamaktır.

 

Yargı’yı ayakbağı gören anlayışı kabul etmek mümkün değildir.

 

Yasama ve yürütme faaliyetlerinin siyasal toplumların amacına uygun olup olmadığı, her an denetlenebilmelidir. Bu durum iktidarlara daha çok saygı gösterilmesini sağlar.

 

Hakların güven altına alınmadığı, kuvvetler ayrılığının yapılmadığı bir toplumda, Anayasa yoktur.

 

Yargıyı, mahkemeleri ayak bağı olarak gören anlayış; demokratik bir anlayış değildir. İdari ve adli davalarda bu serzenişte bulunursunuz artık adalet, hakimlerin ve savcıların ürettiği şeyin adı olmaz. Siyasilerin  hoşuna giden şey adalet olurmu?

 

Yargı gücünü vesayete dönüştürerek, bunu yargı bağımsızlığıyla meşrulaştırmaya çalışmanın hukuk devletinde yeri olamaz.

 

Yargının sorunları için önerilen çözüm yollarının; konjonktürel dalgalanmalara, değişen ve seçilen kişilerin kimliğine bağlı olarak sürekli revize edilmesi endişe vericidir.

 

Hukukun üstünlüğüne olan inançla; her zaman yargıyı her türlü siyasetten uzak tutmaya çalışılırken, siyasal iktidarın, yüksek yargının sorunlarına yönelik siyasi yaklaşım göstermesi son derece endişe verici bir durumdur.

 

İntikam hissi ile öç alma duygusuyla yargıyı yönlendirmeye ve yandaş yargı ile isteme uygun hukuk kararı oluşturulmasına yönelik düşünceler, Türkiye'nin hukuk devleti imajını zedelemiştir.

Siyasi iktidara bağımlı yargı yaratmak amacı her zaman siyasi iktidarların özlemi olmuştur.

Bu kutuplaşma nereye kadar böyle gidecek?

 

Tarafsız, yansız, adil yargı oluşturmaya yönelik önerilen her çözümü peşinen reddetme alışkanlığından kaçınmalıdır.

 

Siyasi iktidar, kurumlar arası ve yargı erkleri arası zıtlaşmaya meydan vermemelidir.

Unutulmamalıdır ki; adalet bir gün herkese lazım olur.

 

Günün Sözü: Ders alınmış başarısızlık en büyük başarıdır.



Bu yazı 869 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 15 Ekim 2018 İKTİDAR SAVAŞI VE PROPAGANDA
    • 9 Ekim 2018 SİYASAL/EKONOMİK ŞEKİLLENDİRME
    • 1 Ekim 2018 ABD-NATO VE TÜRKİYE
    • 4 Aralık 2017 ÖVÜLENLER, ELEŞTİRENLER, SUÇLANANLAR KİM NE?
    • 29 Ağustos 2017 Mikrodalga ile Beyin Kontrolü
    • 21 Ağustos 2017 Kimler Neleri Tartışıyor
    • 14 Ağustos 2017 Egemenlik Duygusu Stratejik Aldatma ve Yanıltma
    • 7 Ağustos 2017 Sinsi Hainler ve Robotlaştırılanlar
    • 31 Temmuz 2017 Mürteciler Yobazlık ve Kimlik Parçalanması
    • 24 Temmuz 2017 Sapkın İslamcı araplarçıların Çığırtkanlığı
    • 17 Temmuz 2017 Ders Almasını Bilmek
    • 10 Temmuz 2017 Güveni İstismar Edenler
    • 3 Temmuz 2017 Kirletilen Solan Adalet
    • 29 Haziran 2017 Küresel Odaklar ve Türkiye
    • 19 Haziran 2017 Çığırtkanlar Güven ve Umut
    • 12 Haziran 2017 Yalan Rüzgarı, Kin, Nefret Fırtınası
    • 5 Haziran 2017 Vahhabi Selefi Haşhaşiler Zihniyeti ve Türkiye
    • 29 Mayıs 2017 Bilgi Algı Medya Hukuk
    • 22 Mayıs 2017 Duyarlı Olmak Ama Neden Nelere?
    • 15 Mayıs 2017 Kuklalar Görevliler ve Karar Vericiler

    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,767 µs