Konuk Yazar-Aydınlarocagı.org
Prof.Dr.Mustafa Erkal-Aydınlar Ocağı Genel Başkanı
1 Aralık 2013
1920 Ve 1923 Ruhları
Son yıllarda Türkiyede çıkarılan yasalar, yargılamalar ve TSK dahil bazı kurumların içinin boşaltılması ve etkisiz hale getirilmesi, dıştan kumandalı açılımlar ve sözde yeni Türkiye için yeni anayasa arayışları tesadüfi değildir ve birbiriyle bağlantılıdır.
Türkiyeyi sözde müttefik ve Batıya göre şekillendirmeye çalışanlar, önlerine çıkan her engeli kaldırmakta ve adeta bir yol temizliği yapılır gibi rejim tanınmaz hale getirmekte ve dönüştürmektedirler. Bu dönüştürme işleminde 1923 Türkiyesi yerine 1920lere dönülmek istenmektedir. 1920 felsefesi diye ortada dolaşanların, Milli Mücadele ve onun tacı olan Cumhuriyetle kavgalı oldukları anlaşılmaktadır. 1920de din birliği ve Osmanlı dolayısıyla bir araya gelindiğini ileri sürüp daha sonra bu çizgiden ayrıldığımızı iddia edenler hangi Osmanlının 1920de ayakta kalabildiğini düşünebiliyorlar? Acaba İstanbulda esir düşmüş Padişah ve Saray, Osmanlının hükümranlık haklarını savunabilecek durumda mıydı? Hükümranlık haklarını bırakın savunmayı, Osmanlıyı paylaşmak isteyenlerle işbirliği yapan Damat Feritler iktidarlarını sürdürebilmek için her türlü tavizi vermiyorlar mıydı? Osmanlıyı bitirenler ve paylaşanlarla çirkin işbirliği yapılsaydı sonunda bazılarının iddia ettiği gibi totaliter cumhuriyet yerine demokratik bir cumhuriyete mi geçilecekti?
Milli Mücadeleyi Cumhuriyet ile taçlandıranlar, kendilerini Türk olarak hisseden büyük çoğunluktur. Böyle bir milli iradeye sahip olmasalardı; Osmanlıdan Milli Devlete ve üniter yapıya geçemezdik. Milli Mücadele ve Cumhuriyet Anadoluda iki-üç devlet ve millet yaratmak için yapılmadı. Cumhuriyetin ilanı kararı da bir gecede masa başında alınmadı. II. Meşrutiyetten beri yoğunlaşan Cumhuriyete geçme fikri tartışılıyordu. Kimse Atatürkü işi oldu bittiye getirdi diye suçlayamaz. Anadoluda Türkün milli iradesiyle bedel ödeyerek devlet kuruldu. Türk adına hayali toplum yaratıldı diyenler asıl hayal görenlerdir. Türk kimliğinin Anadoluda egemen kimlik ve kültür oluşu ne 1923 Türkiyesiyledir; ne de 1982 Anayasasının bir gereğidir.
Kürdistan ve Lazistandan bahsedilmesi bazılarının zihinlerine yerleştiği gibi etnik ırkçılığın bir sonucu değil, coğrafi bir isimlendirmedir. Aksi olsaydı Atatürkün davetine icabet edilmezdi. İnsanların kendi kendilerini yönetecekleri demek bugünkü manada özerklik değil ; muhtar ve belediye başkanı gibi yönetici kademelerini bizzat Ankaranın tayin etmemesi demektir. Eğer herkesi özerk kılma düşünülseydi; Milli Mücadeleye gerek kalmazdı.
Bugünkü uygulamalar, hangisini ele alırsanız alın; şehitlerin kemiklerini sızlatmaktadır. I. ve II. Habur rezaletleri, Diyarbakır meydanında Devlete meydan okuyanlar ile kucaklaşma, Kürdistan isimlemesi, Devlet nişanından Atatürk siluetinin ve T.C. ifadesinin kaldırılması, milli kimliksiz bir anayasa çabaları, terör örgütüne verilen imtiyazlar şehitlerin kemiklerini sızlatmadı mı? Garip ve komik Ermeni açılımı ile Doğu Anadoluda toplu mezarlarda yatan şehitlerin kemikleri sızlamadı mı?
Yanlış hesaplara giren bazıları Milli Bağımsızlığın, Çanakkale Zaferinin, vatan için şehitliğin, Sakarya ve Kocatepede direnmenin, Büyük Taarruzu gerçekleştirmenin, İzmiri kurtarmanın piyasa fiyatının olmadığını anlamalıdırlar. Terörle mücadelede taviz verenler, dışarıya teslim olanlar aslında terörle mücadelede sorunlara sorunlar katmışlardır. Terörle mücadeleyi yapmasaydık; şimdi her bir vatandaşın evi, arabası, villası ve fabrikası mı olurdu? İzmiri ve Anadoluyu kurtarmayıp Yunanlılarla paylaşsaydık, Egenin iki yakasını barışta birleştirseydik! hiçbir zaman kardeşliği düşünmemiş Yunanla kardeş olsaydık işten kârlı mı çıkacaktık? Mustafa Kemaller, Nene Hatunlar, Şahin Beyler, Hasan Tahsinler mi işi bozdu? 1920 ruhunu şimdi daha iyi anlıyoruz.
Kaynak: http://aydinlarocagi.org/2013/11/1920-ve-1923-ruhlari/#.UqBbz9JdUnE
Bu yazı 2,574 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
11 Nisan 2022
Değerli Devlet Adamı Rahmetli Alparslan Türkeş'in Ardından
-
25 Mart 2021
''Türk-İslam Sentezi'' ve Garip Yakıştırmalar
-
28 Mart 2020
Virüslü Genel Manzara
-
4 Şubat 2020
İstanbul Kanalı Üzerine
-
1 Ocak 2020
Milli Marşımıza Ve Türkçeye Yapılan Saygısızlık ve Bir Sapıklık Örneği
-
26 Kasım 2019
Aranan Bir Kayıp: İnsan Hakları
-
7 Şubat 2019
Türk Dünyasının Bazı Sorunları
-
9 Ocak 2019
Ümmet Soslu Yeni Türkiye Oyunu
-
21 Aralık 2015
Türklüğün Gururu Prof.Dr. Aziz Sancar
-
24 Kasım 2015
Iğdır'da 42. Şura
-
5 Eylül 2015
Psikolojik Savaş ve İstikrar
-
14 Temmuz 2015
Koalisyon Mecburiyeti
-
23 Nisan 2015
Seçim Öncesinin Gündemi
-
9 Şubat 2015
Başkanlık Sistemi Tuzağı
-
1 Aralık 2013
1920 Ve 1923 Ruhları
-
4 Ağustos 2013
İleri Demokraside İlerlerken !
-
12 Haziran 2013
Kosova ve Balkan Gerçeği
-
30 Nisan 2013
Çözüm ve Barışın Arka Planı
-
8 Nisan 2013
Çelişkiler Yumağı
-
30 Mart 2013
Ters İşleyen Barış Süreci
Yorumlar
+ Yorum Ekle