Bir karakış vakti Sen kıyısında
Kafamın içinde Türklük ülküsü
Ruhumu kavuran vatan hasreti
Böyle göçüyorum ebediyete
Donmuş cesedimi bulup çöpçüler
Defnedilmek üzere götürecekler
Kimim ben ve neyim ne bilecekler?
Bu kent her şeyiyle bana yabancı
Caddeler, binalar ve bütün insanlar
Öyle hasretim ki ezan sesine
Ararım çevremde minare, cami...
Lâkin takılırım çan kulesine
Yâd el elemleri sarar içimi
Uzaklarda yurdum, buradan çok uzak
Her mevsim güneşli, masmavi göklü
Camili, kubbeli, kümbetli, köşklü...
Hele insanları Alp'lı, Giray'lı...
Yok, haber onlardan, baba evinden
Gözlerim daima engine dalar.
İsterim ki her an anayurdumda,
Dağları dumanlı yaslı Kırım'da,
Duvarında mavzer ve Kuran olan
Ata ocağında, bizim konakta
Bir bakır sinili sofra başında
İftar beklenilsin, dua edilsin.
Uyansam her sabah ezan sesiyle
Görsem Ayşeciği su testisiyle
Ninem yaşmakla namaz kılarken
Dinlesem dedemi Kuran okurken.
Bir karakış vakti Sen kıyısında
Kafamın içinde Türklük ülküsü
Donmuş cesedimi bulup çöpçüler
Defnedilmek üzere götürecekler
Kimim ve neyim ben ne bilecekler?
Buğra ALPGİRAY
Derkenar (antiparantez): Alman polisi, Sen nehrinde bir ceset bulur. Ceplerinde ne kimlik vardır ne para... Bir muşambaya (naylon) sıkıca sarılmış olarak bulunan, yukarıda okuduğunuz şiir hariç... Şiirde geçen 'Alp' ve 'Giray' sözcüklerinden yola çıkan Alman yetkililer ölen kişinin Buğra Alpgiray adlı bir Tatar (Kırım Türk'ü) olduğunu öğrenirler.
2. Dünya Savaşında, Kırımlı erkekler Stalin'in emri ile Almanlara karşı savaştırılmak üzere zorla cepheye gönderildiğinde içlerinde Buğra Alpgiray da vardır. Almanlara esir düşer. Almanlar esir Türklere, Ruslara karşı savaşmaları karşılığında bağımsız Türkistan vaadinde bulunurlar. Aksi hâlde kurşuna dizileceklerdir! Birinci seçeneği kabul etmek zorunda kalan Türkler, bu kez de Ruslara karşı savaşırlar. Neyse uzatmayalım. Buğra Alpgiray savaştan sonra Kırım'a dönemez. Alman askerleri ile birlikte Almanya'ya gider. Gayesi bir yolunu bulup Türkiye'ye geçmektir. Ama ne pasaportu vardır ne de parası... Çaresizlik içinde kıvranır durur. Sonunda da Sen nehrine atlayarak ölümü seçer.
Ha bu arada cesetle ilgili bir ayrıntıyı daha nakledelim. Yapılan otopside, günlerdir midesine bir lokma yiyecek girmediği anlaşılmıştır. Sözün özü, vatan deyip geçmemek lâzım canlar. Vatansızlık, dalından kopmuş bir yaprağın oradan oraya savrulmasına benzer. Osman Gazi'nin, düşünde (rüya) gördüğü çınarın hikmeti de bu olsa gerek... Son olarak, atamız Bilge Kağan'ı da hürmetle yâd ederek diyoruz ki; sen ilimizi, töremizi bozdurma Allah'ım! Peki, sizler de duamıza katılır mısınız?
Aziz Dolu Atabey
http://www.facebook.com/groups/azizdolu/
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle