İslam'a Davet
Altuğ Öztürk
28 Ağustos 2012
Ne İçin Yaratıldığımızı Unutmayalım
Samimi bir Müslüman için hayatındaki en önemli şey Allahın rızasını kazanmak ve Onun emir ve yasaklarına uyarak yaşamaya çalışmaktır.
Çevremize baktığımızda belki kendimiz de dahil pek çok insanın bu önemli gerçeği unutarak yaşadığını görürüz. Kimi daha fazla para kazanmak telaşında, kimi çocuklarını en iyi şekilde yetiştirmek gayretinde, kimi güzel bir araba, ev ve lüks eşyalara sahip olma çabasında, kimi de daha güzel olabilmenin peşinde
Milyonlarca insan ve milyonlarca amaç
Tüm bu saydıklarımız tabi ki normal isteklerdir. Her insan güzel bir evde yaşamak, lüks arabalara binmek, başarılı çocuklar yetiştirmek isteyebilir. Bunlara ulaşmak için çabalamak yanlış değildir. Ancak şu soruyu kendimize soralım; tüm bunların temelinde Allahın rızasını gözetiyor muyuz?
Biz Boşuna Yaratılmadık
Bizim, sizi boş bir amaç uğruna yarattığımızı ve gerçekten Bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi sanmıştınız? (Mü'minun Suresi, 115) ayeti, insanın neden yaratıldığını sorgulaması açısından son derece önemlidir.
Etrafımızdaki pek çok insan son derece inançlı bir Müslüman olduğunu dile getirir. Ancak hayatlarındaki önceliklere baktığımızda aslında temelde Allah korkusunun olmadığını, Müslümanlığın gereklerini yerine getirme konusunda yeterince titiz olmadıklarını, kolaylıkla zina, yalan ya da dedikodu gibi Allahın yasakladığı pek çok konuya meyledebildiklerini görürüz.
İman, samimiyet ve kararlılık gösterilmesi gereken bir konudur. Hayatımızın bazı dönemlerinde Allaha yakınlaşıp bazı dönemlerinde Onun rızasından uzak yaşamak samimi bir davranış olmaz. Bazı insanlar sadece ramazan ayında, kandillerde ya da bazı özel günlerde yaptıkları ibadetleri yeterli görüyor olabilir. Ancak Kuranı Kerimi okuduğumuzda anlıyoruz ki, cennete girecek müminlerin arasında olmak için bunlardan çok daha fazlasını yapıyor olmamız gerekmektedir. Yüce Rabbimiz Kuranda Şu halde boş kaldığın zaman, durmaksızın (dua ve ibadetle) yorulmaya-devam et. (İnşirah Suresi, 7) buyurmaktadır.
İnsan boş bir amaç uğruna yaratılmadıysa ne için yaratıldı?
Ben, cinleri ve insanları yalnızca Bana ibadet etsinler diye yarattım. (Zariyat Suresi, 56)
İnsan Allaha kul olmak için yaratıldı. İnsana, mala mülke, nefse ve şeytana köle olmak için değil
Şeytan İnsanı Allahın Yolundan Saptırmak İçin And İçmiştir
Dedi ki: "Madem öyle, beni azdırdığından dolayı onlar(ı insanları saptırmak) için mutlaka Senin dosdoğru yolunda (pusu kurup) oturacağım." (Araf Suresi, 16)
Şeytan insanı Allah yolundan alıkoymak için pek çok yöntem kullanır. Namaz kılmasına engel olmak için gece en tatlı uykundan uyanıp nasıl kalkacaksın, boşver uyu der, bu sıcakta oruç mu tutacaksın, boşver Allah affeder der, duygusallık telkiniyle zinaya yöneltir sevgi sınır tanımaz der, pembe yalanlardan bir şey olmaz der, menfaatin için her şeyi yapmalısın der
Şeytanın bu telkinlerini duymayan insan yoktur. Ancak bu telkinlere karşı güçlü ve kararlı durabilen insan sayısı oldukça azdır. Allahı gerçekten seven, Onun rızasını kaybetmekten korkan ve Allahın sınırlarını ve şeytanın oyunlarını bilen insanlar bu telkinlere karşı uyanıktırlar. Şartlar ne olursa olsun ibadetlerini yerine getirmekten, güzel ahlak göstermekten ve Rabbimizin sınırlarını korumaktan asla taviz vermezler. Çünkü bu dünyaya neden geldiklerini ve bir gün mutlaka Allaha döndürüleceklerini asla akıllarından çıkarmazlar. Ne para, ne mal mülk, ne şöhret ne de herhangi bir menfaat onları Allah yolundan ayıramaz. (Allahın izniyle)
İman edenler bilir ki, ahiret günü ne malları ne de kazandıkları kimseye fayda sağlamayacaktır. Ahiret günü yanımızda götüreceğimiz tek şey amellerimizdir. Ne kadar fazla salih amelde bulunursak, günahtan sakınırsak ve Allaha yakın olursak kurtuluşa erenler arasında olmak için umudumuz o kadar fazla olacaktır.
Dünya, bizim dediğimiz hayatımız, sahip olduğumuz her şey bir gün mutlaka yok olacaktır. Şeytan bize unutturmaya çalışsa da biz uyanık olalım ve asla ahireti unutmayalım. Aksi takdirde biz de unutulanlardan, hor ve aşağılık kılınanlardan oluruz.
Denildi ki: "Bugününüzle karşılaşmayı unuttuğunuz gibi, Biz de sizi bugün unutuyoruz. Barınma yeriniz ateştir. Ve sizin için hiçbir yardımcı yoktur." (Casiye Suresi, 34)
Bu yazı 1,725 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
30 Aralık 2013
Müslümanlar İçin Birlik Zamanı
-
20 Haziran 2013
Allah'ın Nimeti: Çile
-
26 Şubat 2013
Sevgili Peygamberimiz (S.A.S)
-
12 Aralık 2012
Müslüman'a Düşen Yalnızca Tebliğdir
-
18 Ekim 2012
Şeytan'ın Varlığının Farkında mısınız?
-
20 Eylül 2012
Kaçınılmaz Son ''Ölüm''
-
28 Ağustos 2012
Ne İçin Yaratıldığımızı Unutmayalım
-
21 Temmuz 2012
Ramazan ve Oruç
-
26 Haziran 2012
Allah'ın Yaratma Sanatı Kelebekler
-
5 Haziran 2012
HZ. İbrahim
-
14 Mayıs 2012
Anneler Gününüz Kutlu Olsun
-
27 Nisan 2012
Dürüstlükte Kararlı Olmak
-
10 Nisan 2012
Umut Kesmemek
-
27 Mart 2012
Şeytan'ın Sistemi
-
6 Mart 2012
Televizyonun Çocuklar Üzerindeki Olumsuz Etkileri
-
20 Şubat 2012
Şeytan'ın Oyunu: Duygusallık
-
6 Şubat 2012
Her İşte Hayır Olduğuna İnanmak
-
15 Ocak 2012
Medyanın Gücü
-
26 Aralık 2011
Hurafeden Uzak Kuran Dini
-
12 Aralık 2011
İman Hakikatleri İmanı Artırmak için Vesiledir
Yorumlar
+ Yorum Ekle