Başbakan Erdoğan'ın sözleri ile gündeme oturan kürtaj tartışmasıyla ilgili yasa, 12 Eylül Darbesi sonrası dönemin "nüfus planlaması" çalışmaları içinde çıkarılmıştır.2827 Sayılı "Nüfus Planlaması Hakkında Kanun" ile, 10 haftaya kadar olan hamileliğin hastanelere başvurularak sonlandırılması serbest bırakılmış, evli kadınlarda ise kocanın iznine bağlanmıştır.
İlgili yasanın çıkması Kenan Evren'in lehte duruş sergilemesine rağmen hemen gerçekleşmiş değildir.21 Ocak 1983'de Sağlık ve Sosyal İşler Komisyonunda şekillenen yasa tasarısı ,10 Şubat 1983'de Adalet Komisyonu'nunda kabul edilmiş,gönderildiği Danışma Meclisi'nden 14-15 Nisan 1983 günlerinde çıkan tartışmalara rağmen geçmiş ve son merci olan Milli Güvenlik Konseyi'ne sunulmuştur.
26 Mayıs 1983'de MGK'nin onayladığı "Nüfus Planlaması Hakkında Kanun" bir gün sonra Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
1983'ün Eylül-Kasım ayları arasında 16 ilde kürtaj kliniklerinin kurulup,yıl sonuna kadar operasyonlara başlanması planlanmıştır.
Tam da bu sırada Türkiye, darbe sonrası ilk genel seçilerini yapmaya hazırlanmaktadır.6 Kasım 1983 yılında yapılan Seçimlerde; % 45.14 oy oranıyla 400 üyeli TBMM'de 212 milletvekilliği kazanan Özal'ın ANAVATAN Partisi çoğunluğu sağlamış, tek başına iktidar olurken kürtaj yasasını da kucağında bulmuştur.
1984'ün başlarında gazetelerde kürtaj için ilgili birimlere başvuran kadınların kuyruklar oluşturduğunu duyuran haberler çıkmaktadır.
21 Ağustos 1984'de Meksika'da düzenlenen uluslararası nufus planlaması konferansı'ndan dönen -aslen maliyeci- ANAP'ın ilk Sağlık Bakanı Mehmet Aydın,"öyle pırt pırt doğurmak olmaz,bu anaya da toluma da zarlıdır" şeklinde yaptığı açıklamadan sonra Türkiye'de milyonlarca bebek ana karnında katledilmeye başlanmıştır.
Başbakan Erdoğan'ın "bu bir cinayettir" diye şikayette bulunduğu kürtaj yasasına, "12 Eylül Darbe Dönemi" sonrasında oluşturulan "Danışma Meclisi'nin Mardin üyesi Beşir Hamitoğulları da; 'Kürtaj ana rahmindeki bebek adayının katlidir, idamıdır.Ana rahmi yol geçen hanı değildir. Kadın rahmi kalas veya kereste deposu değildir. İstenildiği zaman tahliye edilsin, istenildiği zaman yüklensin'' diye tepki göstermiştir.
Fakat esaslı tepkiyi Milliyetçi - Ülkücü camia'nın yaşayan efsanelerinden Ozan Arif vermiş, yasanın kabul edilmesi üzerine darbecilere hitaben "yasaklı günleri"nde yazdığı destanla kürtajın bir cinayet olduğunu çok sart ifedelerle konserlerinde-kasetlerinde haykırmıştır.
İşte o destan:
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle