Atabey
Aziz Dolu
18 Ocak 2012
Siyasi Olabilirsiniz Belki Ama Onbaşı Asla!..
Siyasî Olabilirsiniz Belki Ama Onbaşı Asla!..
Akşam haberlerini seyredelim derken üç-beş siyasînin ‘onbaşı’ mevzulu söz dalaşına (polemics) şahit olduk canlar. Dalaşmayı başlatan soytarının sözünün kale alınacak bir yanının olmadığına kani olduğumuz halde karşısındaki zevatın dişe dokunur bir cevap vermemeleri, verememeleri üzerine -toplumda bir algı karmaşası vuku bulmasın babından- kalemle halvete giriştik. Sürç-i lisân edersek af’ola…
Efendim! Çanakkale savaşlarını duymuşluğunuz vardır. Bu savaşların tarihimiz ve ülkemiz açısından ne kadar önemli olduğunu da bilirsiniz. Birçok tarihçinin ortak kanaatine göre bu savaş kaybedilseydi, İstanbul’u kaybedecektik. İstanbul’u ve tüm Anadolu’yu… İstiklâl harbini yapmak, harbi başarıya ulaşmak hayâl olacaktı belki de… Güneydoğu illerimiz de Fransa’ya ve onun kopukları olan Ermeni çetelerine kalacaktı. Şimdi ‘konumuzla ne alâkası var’ diyeceksiniz? Çanakkale savaşlarının seyrini değiştiren yiğitlerden biri de Balıkesir Havranlı Seyit’tir canlar. 276 kiloluk mermiyi topun namlusuna süren, düşman gemilerinin defterini düren… İşte o Koca Seyit de bir onbaşıdır. Güneydoğu ilimizde yaşayan kimi zevatın dedelerinin adının ‘Françesko’ olmasını engelleyen kahramanlardandır. Bu misâl, ülkemizin güneybatısı için de geçerlidir haliyle. Bizim onbaşımız sapına kadar şereflidir. Onun şerefi sapsızlara da çapsızlara da; soysuzlara da yeter evelallah.
Filistin’i duymuşluğunuz da vardır elbette. Hani Osmanlı’nın, ilmî adıyla Devlet-i Âli Osmanî’nin dört asırdan fazla yönettiği ‘yitik’ ülke toprakları var ya… İşte o toprakları, emrinde on piyade askeri olduğu halde bir gönül kırmadan, bir burun kanatmadan asırlarca yönetenler de birer onbaşıydı. Arap kardeşlerimizin hoş tabiriyle bu “onbaşi”ler Osmanlı onbaşılarıydı, her biri paşa olmaya namzet!.. Kimilerinin bel bağlayıp, kıç yaladığı Amerikan generalleriyle kıyası zül kabul edecek bir tarihî kimlikten bîhaber, bînasip dahası nesebî arızaları bulunan zevatın ağızlarından, burunlarından akan salya-sümük bu şanlı geçmişi silemez elbette. Müsterih olunuz efendiler. Ve açıp, tarihinizi okuyunuz. Osmanlı ordusu Filistin’den çekilirken Mescid-i Aksa’yı muhafaza için kalan 20. Kolordu, 36. Tabur, 8. Bölük, 11. Ağır Makineli Tüfek Takım Komutanı Iğdırlı Onbaşı Hasan’ı iyi öğreniniz. Eli öpülesi onbaşımız bu kutsal nöbeti 57 yıl gururla sürdürmüştü. “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.” diyen Mithat Cemal Kuntay ne de güzel söylemiş değil mi dostlar. Dahası bezi, bayrak; toprağı, vatan yapmak için coşan damarlarda kahraman onbaşılarımızın kanı da vardır değil mi?
Ya kadın onbaşılarımızı bilir misiniz? Hani İstiklâl Harbinin efsane olmuş kahraman kadınlarını… Henüz 9 yaşında iken Çanakkale Savaşlarına katılan; Kuva-yı Milliyeci olup destan yazan, ilk istiklâl madalyasının sahibi olan Onbaşı Nezahat Hanım’ı tanır mısınız? Ya Halide Onbaşı’yı… Hani Sultanahmet’te yüzbinleri şaha kaldıran muharip kadını… ‘Ateşten Gömlek’ adlı romanını bir okuyun hele. Kadın başına vatanı müdafaaya koşan ‘kadın’ yürekli analar, bacılar… Ve daha niceleri tabi ki… Velhasıl üç harflik, bilemediniz üç kelimelik uyduruk bir oluşumun içinde, kıytırık bir siyasî olabilirsiniz belki ama onbaşı asla!..
Evet, canlar! Başta da söyledik. Kendini bilmez bir tarla faresinin hezeyanlarına fazla itibar etmemek gerekir. Bununla birlikte Yürütme’nin emrindeki bir Genelkurmay Başkanının da Yürütme’yi ilgilendiren hususlarda fikir beyan etmekten imtina etmesi gerekmektedir. Biz, Genelkurmay Başkanının siyasî içerikli beyanatlarla değil; Kandil dağından, Kazan vadisine… yurt sathında düşmanın defterini dürerken basına konu olmasını istiyoruz. Bu ülkeyi şikeli birkaç futbol maçına yahut üç-beş kuruşluk maaş zammına değişmeyecek ‘vatansever’ siyasîlerimizden de devletin, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü korumak için canla başla çalışmalarını… Ne demişler: İsteyenin bir yüzü!.. Serik–09.01.2012
Aziz Dolu Atabey
azizdolu.blogcu.com
Bu yazı 1,584 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
16 Temmuz 2017
Ömer Halisdemir
-
5 Temmuz 2017
Musul; Nureddin Zengi'nin Yadig
-
23 Mayıs 2017
Ra, Rab, Tanrı ve Türkler
-
7 Mart 2017
Türkiyeyi Ve Dünyayı Anlamak
-
14 Ocak 2017
Rainadan, Radikalizme
-
1 Ocak 2017
İslam, İslamcılar ve Anarşizm
-
22 Aralık 2016
Kurt Ulur, Vatan Kurtulur
-
7 Aralık 2016
Şangay Bilmem Ne Kaçlısı
-
20 Kasım 2016
Başkanlık Tartışmaları
-
20 Kasım 2016
Fıratın İki Yakasını Bir Araya Getirmek
-
7 Ekim 2016
Bir Meşrep Olarak Alevilik
-
22 Eylül 2016
Piruz Dilenci; Güney Azerbaycanın Özgürlük Ateşini Harlayan Adam
-
11 Eylül 2016
Bu da oldu; Atatürkün resmine sansür
-
31 Ağustos 2016
Yüksekova İl Olmalı
-
18 Ağustos 2016
Yapılandırma Ayarlarına Dönüş
-
8 Temmuz 2016
Atatürk Türkiyesinden, Humeyninin İranına
-
2 Temmuz 2016
Akıl ile vicdanın hasbıhali
-
2 Temmuz 2016
Almanların Maskarası, Çerkezlerin Yüzkarası
-
29 Mayıs 2016
Bir, Üç, Beş
-
23 Mayıs 2016
Otizmliler, ille de AKP diyormuş
Yorumlar
+ Yorum Ekle