ABD, nükleer silah bulundurduğu gerekçesiyle Irak’a girdi, Irak ikiye bölündü, Kuzey Irak olarak bilinen coğrafyanın adı “Kürdistan Özerk Bölgesi” oldu.
Suriye, Esad’lar tarafından yıllardır bu şekilde diktatöryel yönetiliyor olmasına rağmen, bir anda demokratik yönetilmediğinin farkına varıldı (!) ve müdahale etme gereği hissedildi. Suriye karıştı, muhalifler ayaklandı. Esad bunu dış güçlerin oyunu, provokasyonu olarak değerlendirdi, muhalifleri de işbirlikçi.
Irak müdahalesi sonunda “Kürdistan Özerk Bölgesi”nin kurulması PKK’nın iştahını kabartmış, heyecanlanmasına, hareketlenmesine, çıtayı yükseltmesine sebebiyet vermişti. “Büyük Kürdistan” hayalinin ilk adımı böylece atılmış, ilk eşik aşılmıştı.
Suriye’deki mevcut iç karışıklık, aynen Irak’ta olduğu gibi “armut piş ağzıma düş” cinsindendi ve bu büyük fırsatın değerlendirilmesi gerekiyordu.
2011’in Aralık ayı içerisinde Suriye’de faaliyet gösteren Kürt partileri “Kürt Demokratik Güçleri Birliği” adlı bir koalisyon kurdular. “Batı Kürdistan’da kuruldu” denilen koalisyonun amacı ve faaliyet planı ise özetle şöyle açıklandı.
Bir; Rejimin düşüşü ile birlikte Kürt bölgelerinde barış devrimin sürdürülmesi ve tüm Kürt bölgelerinde grev ve “sivil itaatsizlik” çağrılarının arttırılması,
İki; Kürt bölgelerinde isyan eden gençlerin çabalarının güçlendirilmesi,
Üç; Suriye muhalefetini oluşturan tüm unsurlar ve yurtdışındaki Suriyeli muhalif gruplar arasında işbirliği yapılması ve ortak eylemler yapılması,
Dört; ulusal Kürt çıkarlarının korunması,
Beş; Suriye’deki tüm farklı dinsel, mezhepsel ve etnik grupların sivil bir anayasa ile tanınması, siyasi ve kültürel haklarının kabul edilmesi,
Altı; Suriye’deki Kürt halkının ulusal haklarının demokratik ve eşitlik çerçevesinde anayasal olarak tanınması; Kürt sorununun, tarihi sınırları içinde özgür iradesiyle yaşayan halkın sorunu olarak tanınması; Kürt meselesinin demokratik olarak çözülmesi;
Yedi; devlet yönetiminde ademi merkeziyetçiliğin benimsenmesi, eşit şartların ve devlet varlığının eşit bölünmesinin sağlanması,
Sekiz; rejimin düşmesini takiben yaşanacak geçiş sürecinde Suriye’de Kürt Demokratik Güçleri Birliği’nin Kürt bölgelerinin güvenliğinin yerel konseyler kurulması suretiyle sağlanması, vs. vs…
Sanki bu filmi daha önce seyretmiş gibiyiz…
Irak’tan sonra sıra Suriye’de gibi…
Bu arada hatırlatmış olayım; PKK ve Kürdistan hayali taşıyan Kürt grupları, K.Irak’a “Güney Kürdistan”, Suriye’deki Kürt bölgesine “Batı Kürdistan”, İran’daki Kürt bölgesine “Doğu Kürdistan” derken, Doğu ve G.Doğu bölgelerimize de “Kuzey Kürdistan” diyorlar.
Eğer sıra Suriye’de ise, ve K.Irak benzeri sözüm ona “Batı Kürdistan” Suriye’de oluşturulur ise, bu durumun PKK ve bazı Kürt gruplarının daha da iştahlanmasına yol açacağı kaçınılmaz olacaktır.
Ya sonra?
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle