14 Şubat 2012

Özgürleşmeye Açılan Kapı: Hipnoz

6 yıl öncesinde kadın doğum uzmanı olarak  ‘’ kadınlar bağıra- çağıra acı çekerek doğurur’’ hipnozundan kurtulma zamanım geldi ki hipnozla tanıştım.

Doğum; doğal bir süreç, boşluklu bir organın içindekini boşaltma sisteminden başka bir şey değil fizyolojik olarak. İdrar kesenizin ve bağırsakların boşaltılması gibi. Ama onların aksine çoğu kadın özellikle çağımızın şehir kadınları bu süreçten korkmakta ve ameliyat olma pahasına doğumun büyülü dünyasından kaçmakta. 

Hipnozu anladıkça kadınların korkularını  anlayabildim. Çok çocukken bir film sahnesinde çığlık çığlığa seyrettiği doğum sahnesi, annesi ile yaptığı lohusa ziyaretlerinde anlatılan doğum ağrıları, doğumla ilgili inancını doğum=ağrı-acı şeklinde oluşturmakta. Bu inanç bilinçaltı kayıtlarda aksi ispat edilene kadar kalmakta ve sıra kendi doğumuna geldiğinde inancı gereği doğumda ağrı çekmekte.

Konuyu detaylı öğrenmeye başladıkça, ‘’benim kararlarım, benim kişiliğim, ben böyleyim’’ dediğimiz tüm durumların bilinçaltı yazılımlarımız, inançlarımız dan başka bir şey olmadığını öğrendim. Değiştirmek istediğimiz davranışlarımızda karşılaştığımız direnç

 bilinçaltımızın muhafazakarlığı.

Bilinçaltı doğası gereği değişimi sevmez. Alışkanlıklarımızın, tepkilerimizin, algılarımızın duygu durumumuzun temellerini merak ettiğimizde bilinçaltına yolculuk yapmamız gerekir. Aklımıza gelen her türlü bağımlılıktan  ( aşırı yeme, sigara, alkol, eş, anne, baba, çocuk,  para, makam)  özgürleşmenin yolu bilinçaltına yapılan yolculuktan geçer.  Hipnoz, bilinçli aklımızla tercih ettiğimiz bu yolculuğun kapılarını açar, bilinçaltı yazılımlarımızı okuyup yanlış yazılımları silmeyi sağlar.

Negatif hipnotik telkinlerle yazılan bizi bizden, bizi insanlığımızdan uzaklaştıran fakat yinede ‘’Ben’’ deyip sahip çıktığımız kölesi olmaktan kurtulamadığımız ‘’ben ‘’ den özgürleşmeye açılan kapıdır hipnoz.  Örneğin .kadın bedenine ve fizyolojisine sahip olduğu halde kadınlığından memenun olamayan, erkekelerle yarış içinde kadın olmanın güzelliklerini tadamamış bir kadının ‘’ben’’ ini fıtratıyla barıştırabilmek için, hipnoz uygun bir teknik olmakta 

İnsan sağlığına zihin-beden bütünlüğü içinde yaklaşmayı hedefleyen hekimlerin en önemli malzemesidir hipnoz- hipnoterapi.Kendi patriğimde yoğun bir şekilde kullandığım, radikal değişimlere vesile olan hipnotik telkinler, hipnoz, Türkiye de yeni yeni hak ettiği ilgiyi görmeye başlamıştır.

Yurt dışında hipnoza olan ilgi ‘’ hipnoterapist’’ mesleğinin yeşermesinde yol açarken, maalesef ülkemizde hala hipnozdan uyutulup beynim yıkanır korkusuyla kaçılmakta, yıllar boyunca, tercihimiz dışında yıkanan beyinlerimizin kölesi olarak devam etmekteyiz yaşamımıza. Ve maalesef hala küçük bir azınlık farkındadır köle yaşamlarımızın. 

Aslında hipnoz bu kölelikten kurtulma, özgürleşme, aracıdır. Bilinçaltı yazılımlarımızla biz insanlığımızdan, ruhumuzdan aslımızdan uzaklaştıkça, hepimiz hayatı yorgun şavaşçılar olarak götürmekteyiz.  Hipnoz bilinçaltı negatif yazılımlarımızı silip ruhumuza, insan yönümüze ulaşmamızın bir aracı olmakta. 

Negatif hipnozlarımızdan kurtularak insan olmamızın hafifliğine ulaşabilmek temennisiyle.

Bu yazı 1,814 defa okundu.