Türkiye’nin, geçmişten bugüne hepimizin hemfikir olduğu kemikleşmiş üç sorunu var.
Bunlar; “Ermeni sorunu”, “Rum sorunu” ve son olarak da PKK’dan kaynaklı “Kürt sorunu”…
1915 olaylarının Ermeni soykırımı olduğunun inkâr edilmesinin suç sayılacağı yasanın Fransa Parlamentosu’nda kabulünün hemen sonrasında Türkiye’nin hemen hemen her kesiminden, hatta Ermeni vatandaşlarımızdan dahi önemli tepkiler yükseldi.
Dikkat edin, her nedense (!) bir tek BDP cephesinden destek mesajı geldi ve BDP’li Sırrı Sakık, “Türkiye, Ermenilerden özür dilemeli” diye görüş belirterek, bir anlamda tarafını ortaya koydu. Sakık’a göre özrü kim dileyecekti; Türkiye…
PKK üst yönetimi de, özellikle PKK’nın Apo’dan sonraki ikinci adamı olan Murat Karayılan, geçtiğimiz 2007 yılı içerisinde, sözde “Ermeni soykırımı” nedeniyle Ermenistan’dan özür dilemişti. Peki Karayılan, özrü kim adına dilemişti; Kürtler…
Neden?
Çünkü; işgalci Fransız ordusuna ve ona destek veren Ermeni çetelerine karşı mücadele özellikle Güneydoğu illerimizde verilmiş, bu itibarla binlerce şehit verilerek, Urfa “Şanlı”, Antep “Gazi”, Maraş ise “Kahraman” unvanlarını almıştı da ondan.
Yani PKK’ya göre; bu bölgelerimizde yaşayan Kürtler, o bölgedeki Ermenilere karşı direniş değil, soykırım yapmıştı! Özür, bundandı…
Yine PKK, Azerbaycan ile Ermenistan arasında, Dağlık Karabağ’ın Ermenistan tarafından işgali ile ortaya çıkan anlaşmazlık ve çatışmada da, ki Azerbaycan’da önemli sayılabilecek bir Kürt nüfus olmasına rağmen, Ermenistan’dan yana bir tavır sergilemiş ve Ermenistan’ın yanında yerini almıştı. Bu tutumuna halen de devam etmektedir.
Ermeni yazar Hrant Dink’in hunharca katledilmesi sonrasında yapılan “Hepimiz Hrant’ız, Hepimiz Ermeni’yiz” pankartlı protesto gösterisine, içlerinde Ahmet Türk, Sırrı Sakık ve Aysel Tuğluk’un da bulunduğu Kürtçü çevreler, her nedense (!) geniş bir katılımla iştirak etmiş, hatta başı da çekmişlerdi. Ayrıca PKK da, Ermeni diasporası ile ortaklaşa olarak, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde Türkiye karşıtı eylem ve protesto etkinlikleri düzenlemişti.
PKK, en başından beri, başta ASALA olmak üzere, Ermeni soykırımı iddiasında bulunan ve Türkiye’ye karşı mücadele eden tüm legal ve illegal örgüt, parti, dernek, vakıf gibi çeşitli oluşum ve organizasyonlar ile sıkı ilişkiler kurmuş ve birlikte hareket etmişti.
PKK’nın Avrupa alanı sorumluları, son üç-beş yıl içinde, özellikle Almanya ve İngiltere’deki Ermeni diasporaları ile yakınlaşmış, birlikte çeşitli etkinlikler tertiplenmiş, son dönemde de Kanada’daki Ermeni diasporası ile ilişki tesis edilmişti.
Ayrıca; Öcalan’ın eski avukatlarından PKK sorumlularından Mahmut Şakar, Avrupa’daki Ermeni çevrelerle birlikte, bir “Kürt Diasporası” oluşturma yönünde çalışmalar yürütmüştü.
Bütün bunların, bu tür ilişkilerin, bu tür çabaların tek bir açıklaması, tek bir izahı vardı, o da; “Düşmanımın düşmanı dostumdu”…
Kendisini Müslüman bilen veya gören sağduyulu Kürt vatandaşlara özellikle duyurulur…
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle