Konuk Yazar-Türk Yurdu
Nuri Gürgür-Türk Ocakları Genel Başkanı
20 Aralık 2011
Türk Ordusu Bu Sataşmalara Müstahak Değildir
Millî Savunma Bakanlığı bütçesi görüşüldüğü sırada grubu adına konuşan BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, konuyla ilgisiz bir başlık açarak, görüşmeleri izleyen Millî Savunma Bakanlığı Müsteşarı Korgeneral ile Müsteşar Yardımcıları 2 Tuğgenerale dönerek bize bu sıralardan ters bakılmış, haddinizi bileceksiniz, bize ters bakmayacaksınız sözleriyle TSKya dört dörtlük bir sataşma yaptı.
BDPlilerin Meclis kürsüsünü gösteri alanı olarak kullanmaya çalışmaları yeni bir olay değil. Hasip Kaplanın her kürsüye çıkışı yandaşlarına moral vermek, kendilerinin ne kadar güçlü ve pervasız olduklarını göstermek amacıyla özenle kurgulanan bir mesaj niteliği taşımıyor mu? Sözde sinirlerine hakim olamadığı görünümüyle kürsüde bardak kırmak türünden, ellerini kollarını vuracakmış gibi sallayarak avazı çıktığınca bağırarak oluşturulan ortamın Meclisin mehabetiyle, parlamenterliğin saygınlığıyla ilgisi var mı?
Sırrı Sakık son konuşmasında TSKni tehdide yeltenirken aynı zamanda misyonunun icaplarını yapmaktan geri durmuyor. Orduyu, teröre karşı büyütülen mücadeleyi eleştirirken bir milletvekilinin silahları bırakın, problemlerin çözümü konusunda demokratikleşmede sizlerle beraber savaşalım sözlerine cevabı her zaman söylediklerinin tekrarıydı. PKKyı terör örgütü olarak değil savaşanlar olarak tanımlıyor silahlı güçler kendi koşullarını kendileri oluşturur diyerek terör eylemlerini doğal bir hak gördüklerini ifade ediyor: Bizim çocuklarımızı öldürerek Kürtleri kazanacağınızı mı zannediyorsunuz? Bu çocuklar keyiflerinden dağa çıkmadı.
Sakıkın mensubu olduğu kesimin görüş ve zihniyetinin temsilcisi olarak, TBMM çatısı altında Türk ordusuna ve komutanlarına yönelik bu çirkin saldırısına karşı Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmazın cevabi konuşmasında burada söz hakkı olmayan arkadaşlarımıza eleştiri getirilmesi apaçık haksızlık sözleri doğru olsa bile sataşmanın şekli, maiyeti ve amacı açısından kesinlikle yeterli olmamıştır.
Milli Savunma Bakanlığının bütçe görüşmelerini izleyen 3 generalin şahsında TSK tahkir edilmiş, tehdit edilmiştir. Her fırsatta halkı temsil ettiğini öne sürerek dilediğini konuşma ve yapma hakkına sahip olduğunu tekrarlayan Sakıkın kim olduğunu, aile boyu örgütsel yapılanmanın nerelerinde bulunduklarını herkes biliyor. Hoş zaten kendisi de bunları inkar etmiyor; tersine sıfatından kaynaklanan dokunulmazlığını siper ederek kabadayı görünümleriyle hava yapmaya, yukarısından iltifat alıp itibar görmeye, böylelikle konumunu sürdürmeye çalışıyor.
Bu tuluatı sürdürmekte kararlı olanlar, hakkettikleri cevabı söz ve davranışlarıyla orantılı şekilde almadıkları sürece, daha da hızlanacaklardır. Türk ordusunun milli varlığımızı, vatan topraklarımızı koruma amacıyla yüzyıllar boyunca canını ortaya koyarak yaptığı fedakarlıkların, şühedanın milletimizin vicdanındaki yerini bilmeyen, bu müesseseye duyulan şükran ve hürmeti anlamaları mümkün olmayanların tavırlarının şaşırtıcı bir yanı yok. Dolayısıyla kış kışlığını kuşkusuz icra eder.
Hangi yöntemlerle aldıkları, gerçek oranın ne olduğu tartışmalı %6 civarındaki oy oranını dile getirerek halkı temsil ettiklerini öne sürenler, geride kalan kahir çoğunluğun, %94ün kendileri hakkındaki düşünce ve kanaatlerini nedense hiç hesaba katmıyorlar. Toplumun tamamını ortak cephelerinde birlikte oldukları ve medyadaki popüler ve etkili konumları dolayısıyla sesleri orantısız şekilde yüksek perdeden duyulan Marksist eğilimli gruplardan, belli sayıdaki dar bir entelektüel kesimden ibaret sayıyorlar.
TSK adına Mecliste bulunan görevli generaller Sakık tarafından saldırıya maruz kalırken, doğal olarak cevap verme imkanından yoksundular. Ne yazık ki cevap vermekle yükümlü olanlardan da kurumun saygınlığının gerekli kıldığı düzeyde bir cevap yahut cevaplar duyulmadı.
Bu yazı 1,423 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
15 Nisan 2012
12 Eylül Davası Bu Haliyle Sonuçsuz Bir Girişim Olarak Kalacaktır
-
28 Mart 2012
Türk Ocakları bu yıl 100.ncü yılını kutluyor
-
3 Mart 2012
Eğitim Meselesi Siyasallaştırılmamalı
-
11 Şubat 2012
Yılmaz Öztuna Hakka Yürüdü
-
10 Şubat 2012
Tarihi Binamız Neden Alınamadı, Nasıl Alınabilir?
-
1 Şubat 2012
Fransa Parlamentosu ve Sarkozy Türkiyeye Tarih Bir İmkn Sunuyor
-
15 Ocak 2012
Bir Milli Kahramanı Kaybettik Türk Milletinin Başı Sağolsun
-
7 Ocak 2012
Uludere Faciası Ahlksızca İstismara Çalışılıyor
-
30 Aralık 2011
Türkiye Herşeye Rağmen Büyük ve Güçlü Bir Ülkedir
-
20 Aralık 2011
Türk Ordusu Bu Sataşmalara Müstahak Değildir
-
5 Aralık 2011
Dersim’in Nedense Konuşulmayan Tarihçesi
-
26 Kasım 2011
Yeni Anayasa Hazırlıkları Fetiş Haline Getirilmemelidir
-
5 Kasım 2011
KCK Operasyonlarına Gösterilen Tepkilerin İdeolojik Anlamı Üzerine
-
21 Ekim 2011
Milli Politika Zarureti
-
10 Ekim 2011
Türk Toplumunun Sinir Uçlarıyla Oynanmamalı
-
25 Eylül 2011
Yirmibirinci Yüzyılda Nasıl Bir Türk Ocağı?
-
6 Eylül 2011
İsrail ile Savaşın Diğer Yüzü
-
1 Eylül 2011
Tarihi Gafın Diğer Yüzü
-
1 Eylül 2011
Işık Koşaner’e Tepkiler Haklı Sayılabilir mi?
-
15 Ağustos 2011
Suriye’deki Olaylara İlgisiz Kalamayız
Yorumlar
+ Yorum Ekle