Mefkure
Hakverdi Murat Merdamert
16 Aralık 2011
Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Seçimini 2014'ten Önce Yaptırmaz
Günlerdir Cumhurbaşkanı Gül'ün görev süresinin ne zaman sona ereceği tartışılıyor.
Muhalefet 5 yılda ısrarlı
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: "Eğer 5 yıllık bir süre içinde yeniden cumhurbaşkanlığı seçimini yapmazsak, cumhurbaşkanlığı makamını tartışma konusu haline getiririz" derken,MHP Genel Başkanı Bahçeli de Cumhurbaşkanlığı süresinin 5 artı 5 şeklinde olması gerektiği kanatinde.
Süre ile ilgili Hükümeti'n de aklı karışık görünüyor.
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu'ya göre,"Tartışmayı sona erdirmek için 'Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanun Tasarısı'na süre eklenebilir."
AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli ise,"Bu anayasal konu yasaya hüküm eklemekle olmaz. Süreci TBMM Başkanlığı başlatacak'' diyor.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek Canikli'nin pasını beğenmemiş olacak ki, ''5 yıl diyen var, 7 yıl diyen var,bunun kararını Meclis Başkanı vermez'' diyerek işin içinden sıyrıldı.
Bu sürecin iki muhatabı var: Abdullah Gül ile Tayyip Erdoğan
Lakin onlardan henüz bir yorum yok...
Aslında sürenin 2012 de bittiğini AKP'liler de biliyor ama Erdoğan bu tarihe razı olmaz.
Önce neden 2012 de sona erdiğini izah edilim,sonra da Erdoğan'ın bu tarihi istememesinin sebebini anlatalım:
2007'de Cumhurbaşkanlığı seçimi 367 rakamına kilitlenip,Meclis'ten AKP'nin istediği kişinin Cumhurbaşkanı seçilemeyeceği belli olunca,hükümet Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu'nun her platformda dile getirdiği teklifini kabul etmek zorunda kaldı.
Cumhurbaşkanını halka seçtirmek...
Bazı sivil toplum örgütlerinin de bu yönde fikir beyan etmesi üzerine,Erdoğan Cumhurbaşkanları'nın 5+5 formülü ile seçilmesini,ayrıca Milletvekilliği Genel Seçimleri'nin de 5 yıl yerine, 4 yılda bir yapılmasını teklif etti.
AKP ile ANAP değişiklik teklifi üzerinde uzlaşarak paketi TBMM Başkanlığı'na sundu.Meclis paketi kabul etti.
Pakette şu düzenlemeler yer alıyordu:
Cumhurbaşkanı 5 yılda bir halk tarafından seçilecek.
Aynı kişi iki kez cumhurbaşkanı seçilebilecek.
20 milletvekilinin imzasıyla önerilen ya da oylarının toplamı yüzde 10'u aşan partilerin belirlediği isimler cumhurbaşkanlığına aday olabilecek.
11. Cumhurbaşkanı, referandumda onaylanması durumunda Anayasa değişikliğinin Resmi Gazete'de yayımını izleyen 40. günden sonraki ilk pazar günü seçilecek. İlk turda geçerli oyların salt çoğunluğunu alan isim olmazsa, en yüksek oyu alan iki aday arasında yapılacak ikinci tur sonunda cumhurbaşkanı belirlenecek.
Genel seçimler 5 yıl yerine 4 yılda bir yapılacak.
Anayasa Mahkemesi'nce cumhurbaşkanını seçmek için en az 367 kişi ile toplanması gerektiğine karar verilen TBMM, tüm işlemlerinde 184 milletvekili ile toplanabilecek.
Dönemin Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer, onaylanması için Köşk'e gönderilen 7 maddelik ''Anayasa Değişiklik Paketi''ni veto etti.
Hükümet paketi hiç değiştirmeden tekrar Köşk'e gönderince,İkinci kez iade yetkisi olmayan Sezer bu kez paketi referanduma götürdü.
Referandum tarihine kadar geçen süreçte Milletvekili Genel Seçimleri yapıldı.Yenilenen Meclis'te MHP'nin katlımı ile 367 rakamı aşılarak,AKP'lı vekillerin oyu ile Abdullah Gül cumhurbaşkanı seçildi.
Gerek milletvekillerinin gerekse Gül'ün seçilmesi Anayasa'nın eski hükmüne göre yapılmıştı.Yani vekiller 5 yıllık,Cumhurbaşkanı 7 yıllık.
21 Ekim'de yapılan referandum da halk ''Anayasa Değişiklik Paketi''ni kabul kabul etti.
Referandum sonucuna paralel olarak,TBMM 23 Ekim 2009'da Milletvekili Seçim Kanunu'nda yaptığı değişiklikle, milletvekili seçimlerinin 4 yılda bir yapılmasını kararlaştırdı.Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili ise herhangi bir düzenleme yapılmadı.(Oysa Anayasa değişikliklerinin hayata geçirilmesi için yürürlükteki mevzuatın yeni maddelere "uyum"u gerekir.Düzenleme sanki kasten bekletilmektedir.)
Milletvekili Genel Seçimleri 4 yılını tamamlayınca yapıldı. Düz mantıkla bakılınca Cumhurbaşkanlığı seçimi de 5 yıl dolunca yenilenmeli...
Fakat...
AKP'nin Parti Tüzüğü'ne göre üst üste 3 dönemlik milletvekilliği seçilme hakkı dolan Erdoğan defalarca verdiği sözlere sadık kalırsa,bu dönem sonunda aday olamayacağı için süreyi elinden geldiğince uzun tutmak ister.
Ayrıca Erdoğan'ın büyük rüyası olan Başkanlık Sistemi için de 2012 çok erken bir tarih.
Eğer 2012'de Cumhurbaşkanlığı seçimine gidilirse,Gül'ün 5 yıl daha seçilme hakkı doğar ki; bu durum Gülcüler'le Erdoğancılar arasında sürtüşmeye sebep olabilir."Şike Yasası''nda olduğu gibi.
Bir şekilde uzlaşılıp Gül aday olmaz,Erdoğan cumhurbaşkanı seçilirse, Gül milletvekili olmadığından Başbakanlık da yapamaz.Genel seçimlere kadar 3 yıl dışarda kalır.(AKP burada Erdoğan'a uygulanan "Siirt Modeli''nin bir benzerini -mesela Rize'de- deneyebilir)
İşin bir de fantastik yanı var ki,o da Erdoğan'ın önüne hedef koyduğu 2023 yılında 5+5 formülü ile devletin başında olma hayalidir.2012 bu tarihi karşılamaktadır.
Bu sebeplerden bakıldığında 2014 yılı; "ne şiş yansın ne kabap" açısından en uygun zamandır.
Erdoğan,2014 Yılı'nda Cumhurbaşkanığı'na aday olur,kazanırsa Başbakanlıktan istifa eder ve Köşk'e çıkar.Meclis'e erken seçim kararı aldırır, 2-3 aylık süreç Başbakanvekili "Bülent Arınç" ile geçiştirlir.
Bu arada AKP 'olağanüstü kurultay' kararı alır,Gül Genel Başkan olur ve seçime onun liderliğinde gidilir.
Bütün bu süreci etkileyecek tek etken Erdoğan'ın hastalığının ciddi olup olmadığıdır.Erdoğan'ın kendi inisiyatifi dışında gelişmeyecek hiç bir durum,bu sonucu değiştirmez.
İleri Demokratlarımızdan (!) Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar'ın şike tartışmaları ile ilgili Zaman Gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce'nin Bayaz TV'de sunduğu ''Ortak Akıl'' programında itiraf etiiği gibi,"AKP' da tek otorite Erdoğan'dır.O'nun istemediği biri cumhurbaşkanlığına aday olmaya kalksa adaylık için gerekli olan 20 vekilin imzasına dahi ulaşamaz."
Erdoğan'ın sağlığı müsaade ettiği taktirde, 2014'ten önce kimse Gül'ün görev süresi ile ilgili erken bir tarih boşuna beklemesin.
Erdoğan'dan sonrası için kamuoyunda Başbakanlık için başka isimler de geçiyor.Eğer başbakanlığa giden yol AKP Genel Başkanlığı'ndan geçecekse ,Gül'ün aday olması durumunda Babacan veya Davutoğlu'nun şansı yok gibi bir şey.
Buradan muhalafeti de uyarmak isteriz ki;
Gül'ün Cumhurbaşkanlığı süresine takılıp kalmak yerine Erdoğan'ın karşısına hem merkez sağdan hem de soldan oy alabilecek,aynı zamanda mukaddesatı sağlam bir aday biran önce kamuoyuna sunulmalıdır.Şayet bu olmaz ve karşısna ikinci turda sol kökenli birisi çıkarılırsa Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı şimdiden hayırlı olsun.( Eğer "Erdoğan cumhurbaşkanı olsun da kurtulalım" diye düşünülüyorsa o başka)
Bu yazı 2,559 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
11 Haziran 2023
Başbuğum Size Bir Maruzatım Var!
-
26 Mart 2023
''Işıklar İçinde Yatsın'ın Dayandığı Kaynak
-
13 Şubat 2023
Yıkıldım Depremde Enkazda Kaldım
-
1 Eylül 2022
Karakoç'u Umuttun mu Mihriban?
-
2 Mayıs 2022
Munik Ana
-
19 Mart 2022
''Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'' Nasıl Olacak?
-
11 Şubat 2022
Fazıl Merdamert Destanı
-
19 Aralık 2021
Devlet Babadır Banka Değil
-
29 Mart 2020
Cuma Namazı Bundan Sonra Farzı Kifaye mi Oldu?
-
20 Mart 2020
Hürriyet Olmayan Yerde Cuma Namazı Kılmak Caiz Değildir
-
13 Mart 2020
Salgın Hastalık Olan Yerlerde Cuma Namazı Kılınamaz!
-
9 Mart 2020
Allah Belamızı Çoktan Vermiş de Farkında Değiliz!..
-
24 Şubat 2020
Neden İlle de Su Manzarası?
-
5 Ocak 2020
9 Işık'ı 1 Ampule Bağlamak
-
6 Aralık 2019
Müslümanın 12 Ödevi
-
27 Kasım 2019
Anlarsın yalan Dünyayı
-
19 Şubat 2019
Göçtü Gitti Ozan Arif -Sagu-
-
15 Şubat 2019
''Çağrımız İslam'da Dirilişedir'' ve OZAN ARİF
-
12 Ocak 2018
Beyin Yetmezliği
-
1 Eylül 2017
Aldığı Nefese Hükmedemeyen İnsan
Yorumlar
+ Yorum Ekle