Konuk Yazar-Aydınlarocagı.org
Prof.Dr.Mustafa Erkal-Aydınlar Ocağı Genel Başkanı
15 Kasım 2011
Anlaşılamayan Milletleşme ve Çokkültürlü Anayasa Tuzağı
Sadece bayramlarda ve anayasa değişikliklerinde değil; her zaman milli egemenlik ve milli bağımsızlığı vazgeçilmez kabul etmeliyiz. Özellikle yeni anayasa tuzaklarının önümüze konduğu, Türk Milletini yok farz edildiği, milli ve üniter yapıyı yok etme çabalarının, küresel saldırıların ve kuşatmaların, milli sınırların değiştirilmek istenmesinin hedeflendiği, milletlerarası hukukun ayaklar altına alındığı günümüzde
Milletleşme mahalliliğin, millet altı dar kalıpların ve etnik taassubun aşılmasıdır. Etnik sıfatı ne olursa olsun; vatandaşlık bilincine, Türk Milletine mensubiyet şuuruna sahip olanların şuurlu birlikteliğidir. Bu duygu ve düşüncelere sahip davranış sergileyen bir Türk Ermenisi, Türk Rumu ve Türk Yahudisi de milli kimliğin ve Türk Milletinin kapsamındadır. Milletleşme, ayrıştırmayan, kaynaştıran bir olgudur. Boy, kabile, aşiret, mezhep, bölge ve etnik taassubun aşılmasıdır. Bazıları anayasa çalışmalarında başka arayışlar içinde olsa da Türkiyede tek devlet ve tek millet vardır. Kendini Türk olarak hissedeni de dışlamak ve ötekileştirmek hakkına sahip değiliz. Yeter ki bazıları kendi kendilerini ötekileştirmesin. Dini azınlıklarımız gibi mahalli ve kısmen etnik sıfat taşıyan vatandaşlarımız dışlanıyor mu ki onlar Türk kabul edilmesin?
Türk kimliği, Irak, Makedonya, Kosova, Batı Trakya, Almanya, Fransa, Bulgaristan, Hollanda, Belçika, Avustralya, Avusturya, ABD ve Kanada gibi göç verdiğimiz ülkelerde etniklik kapsamında ele alınabilir. Türkiyede Türk kimliği milliyet ve tabiiyetin, hâkim kültürün, devleti kuran kurucu iradenin adıdır; bundan dolayı etnik çağrışım yapmaz. Gazi TBMMnin bizzat yürüttüğü Milli Mücadele, birkaç millet veya devlet yaratmak için yapılmamıştır. Kimsenin ön izni de alınmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden beri bir kavimler ittifakı değil ki çokkültürlülük dayatmalarına maruz kalabilsin. Türk Milleti çokkültürlülük politikalarını uygulayan ve bugün bundan şikayetçi olan farklı milletlerden yoğun göç almış ülkeler gibi tesadüfen oluşmamıştır. Türkiyede kalabalıkların birlikteliği yok, milletleşme süreci var.
Osmanlı bile farklı dinlere göre nüfusu tasnife tabii kıldı. Etnik gerekçeleri öne çıkarmadı. Yeni anayasada bu bakımdan kültürel ve ırki farkları zikretmemek asla bir eksiklik değildir. İnsanları mutlaka birbirine ötekileştirmek mi gerekir? Bugün bu yanlış yapılmaya çalışılıyor.
Anayasal vatandaşlık,çokkültürlülük ve Türkiyelilik kavramları Türkiye Cumhuriyetinin milli devlet niteliğini kökten değiştirme çabalarıdır.
Türkiye çokkültürlülüğe uymuyor. Çokkültürlülük çok seslilik değildir. Bir zenginlik olmadığı için bugün bazı Batılı ülkeler için tehdit unsuru olmuştur. Ancak, bize tavsiye ediliyor. Dünyayı küresel çıkarlara göre şekillendirmeye çalışanların önü açılmış milli devletler üzerinde uyguladıkları bir projedir. Küreselleşmenin ideolojisi çokkültürlülüktür. Milli kimlik ile çatışır. Toplumdan, milli devletten bağımsız, otonom fert ve sosyal grupları esas alır. Farklılıklara hoşgörüyü yeterli görmez. Siyasi olarak tanımayı gerektirir. Dıştan kumandalı yeni anayasa çalışmaları bu gibi tuzaklarla doludur. Terör örgütünün istekleri karşılanmaktadır. Oslo uzlaşması çok çirkin bir örnektir. Demokrasi teröre yenik düşürülmemelidir. Terör tehdidi öne çıkarılarak ve etnik ırkçılığa dayalı yeni anayasa demokrasi ile çelişir.
Bu yazı 1,900 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
11 Nisan 2022
Değerli Devlet Adamı Rahmetli Alparslan Türkeş'in Ardından
-
25 Mart 2021
''Türk-İslam Sentezi'' ve Garip Yakıştırmalar
-
28 Mart 2020
Virüslü Genel Manzara
-
4 Şubat 2020
İstanbul Kanalı Üzerine
-
1 Ocak 2020
Milli Marşımıza Ve Türkçeye Yapılan Saygısızlık ve Bir Sapıklık Örneği
-
26 Kasım 2019
Aranan Bir Kayıp: İnsan Hakları
-
7 Şubat 2019
Türk Dünyasının Bazı Sorunları
-
9 Ocak 2019
Ümmet Soslu Yeni Türkiye Oyunu
-
21 Aralık 2015
Türklüğün Gururu Prof.Dr. Aziz Sancar
-
24 Kasım 2015
Iğdır'da 42. Şura
-
5 Eylül 2015
Psikolojik Savaş ve İstikrar
-
14 Temmuz 2015
Koalisyon Mecburiyeti
-
23 Nisan 2015
Seçim Öncesinin Gündemi
-
9 Şubat 2015
Başkanlık Sistemi Tuzağı
-
1 Aralık 2013
1920 Ve 1923 Ruhları
-
4 Ağustos 2013
İleri Demokraside İlerlerken !
-
12 Haziran 2013
Kosova ve Balkan Gerçeği
-
30 Nisan 2013
Çözüm ve Barışın Arka Planı
-
8 Nisan 2013
Çelişkiler Yumağı
-
30 Mart 2013
Ters İşleyen Barış Süreci
Yorumlar
+ Yorum Ekle