İslam'a Davet
Altuğ Öztürk
31 Ekim 2011
Hayat Tesadüf Değildir
Dünyaya bir daha mı geleceğim mantığı ile hareket edip gününü gün eden, gezmeyi, eğlenmeyi, kurallara uymadan özgürce yaşamayı hayatın amacı haline getiren insanlara mutlaka rastlamışsınızdır. Hatta belki sizde böyle düşünenlerdensiniz
Ölümün bir yok oluş olduğunu, ölümden sonra başka bir hayat olmadığını düşünmek insanı sadece bu dünya için yaşamaya yönelten büyük bir yanılgıdır.
Evrim Teorisine Göre
İnkârcı felsefelerin dayanak bulduğu Darwinizme göre insan tesadüfler sonucu oluşmuş bir hayvandır. Oysa ruhuyla, aklıyla, yetenek ve becerileriyle yaratılışın ispatı olan insan başta olmak üzere, hiçbir canlı ve hiçbir sistemin tesadüfen oluşması mümkün değildir. Bu gerçek pek çok bilim adamı tarafından da dile getirilmektedir. Fransız Bilimler Akademisi'nin eski başkanı olan ünlü Fransız zoolog Pierre Grassé', Darwinizm'in temelini oluşturan "tesadüf" mantığı hakkında şunları söylemektedir:
... Mutasyonların hayvanların ve bitkilerin ihtiyaçlarının karşılanmasını sağladığına inanmak, gerçekten çok zordur. Ama Darwinizm bundan fazlasını da ister: Tek bir bitki, tek bir hayvan, binlerce ve binlerce tam olması gerektiği şekilde faydalı tesadüflere maruz kalmalıdır. Yani mucizeler sıradan bir kural haline gelmeli, son derece düşük olasılıklara sahip olaylar kolaylıkla gerçekleşmelidir. Hayal kurmayı yasaklayan bir kanun yoktur, ama bilim bu işin içine dahil edilmemelidir. (Pierre P. Grassé, Evolution of Living Organisms, Academic Press, New York, 1977, s. 103. )
Hayatın kör tesadüfler sonucu oluştuğunu iddia eden evrim teorisi, bilimsel olarak canlılığın nasıl oluştuğunu açıklamaya çalışırken Allah ve din inancını şiddetle reddeder. Dini ve ahlaki değerleri gereksiz görür, dini bilimin önünde bir engel olarak kabul eder. Oysa Allah bilimi emreder. Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün art arda gelişinde, insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah'ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer arasında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır. (Bakara Suresi, 164) ayetinden de anlaşılacağı gibi Allah, insanlara araştırmayı ve düşünmeyi emreder. Rabbimizin gücü ve kudretini daha iyi anlamamız ve aczimizi fark etmemiz için yeryüzü ve gökyüzündeki tüm yaratılış delillerini incelemek, araştırmak ve üzerinde düşünmek tüm inananların görevidir. Kuran, bilimden uzak değildir. Tam tersi Kuran bilimi emreder. Bilime karşı, hurafe ve hikâyeye dayanan, Kuran dışı bir din yaşayan insanların yaptığı bilim düşmanlığı ise Kuranı ve İslamı bağlamadığı akıllardan çıkarılmamalıdır.
Evrimcilerin dinle ilgili çarpık anlayışlarının dışında hayata bakış açıları da insanı anı yaşamaya yönelten yanılgılarla doludur. Evrimciler insanın dünyaya bir kere geldiğini düşündükleri için sınırsız bir özgürlüğe sahip olup her şeyi doya doya yaşamak gerektiğini savunurlar. Anı yaşa telkininin temelinde de bu inanç vardır. Ayrıca evrim düşüncesinin bir parçası olan güçlü güçsüzü ezerek hayatta kalır düşüncesi de amaca ulaşmak için her şey mubah mantığını zihinlere yerleştirerek insanları hileye, entrikaya, yalana ve sahtekârlığa yönlendirmektedir. Böylece toplumda din ahlakının getirdiği sevgi, merhamet, yardımlaşma ve güven duyguları yerini güç ve iktidar yarışına bırakır. Bunun sonucunda da her gün televizyon ve gazetelerde şahit olduğumuz hırsızlık, cinayet, dolandırıcılık, çete, şike vs olaylar hayatımızın bir parçası haline gelir.
Hayat bir tesadüf olmadığına göre durup düşünelim
Yaratılış amacımız nedir?
Zaman hızla ilerlerken biz ne için çaba harcıyoruz?
Sadece iyi bir eğitim alıp, evlenip, çocuk sahibi olmak, gezip-eğlenmek ve oyalanmak için mi yaratıldık?
Allah Biz, bir 'oyun ve oyalanma konusu' olsun diye göğü, yeri ve ikisi arasında bulunanları yaratmadık. Eğer bir 'oyun ve oyalanma' edinmek isteseydik, bunu, Kendi Katımız'dan edinirdik. Yapacak olsaydık, böyle yapardık.. (Enbiya Suresi, 16-17) ayetiyle biz kullarını açıkça uyarmaktadır.
İnsanın yaratılış amacı Kuranda, Ben, cinleri ve insanları yalnızca Bana ibadet etsinler diye yarattım. (Zariyat Suresi, 56) ayetiyle açıkça bildirilmektedir. Ortalama 70 yıl yaşayan bir insanın hayatını, Allaha kul olmak yerine geçici dünya zevkleri peşinde koşarak geçirmesi, büyük bir kayba uğramasına neden olacaktır.
Unutmayın!
Dünya hayatı yalnızca bir oyun ve bir oyalanmadan başkası değildir. Korkup-sakınmakta olanlar için ahiret yurdu gerçekten daha hayırlıdır. Yine de akıl erdirmeyecek misiniz? (En'am Suresi, 32)
Bu yazı 1,690 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
30 Aralık 2013
Müslümanlar İçin Birlik Zamanı
-
20 Haziran 2013
Allah'ın Nimeti: Çile
-
26 Şubat 2013
Sevgili Peygamberimiz (S.A.S)
-
12 Aralık 2012
Müslüman'a Düşen Yalnızca Tebliğdir
-
18 Ekim 2012
Şeytan'ın Varlığının Farkında mısınız?
-
20 Eylül 2012
Kaçınılmaz Son ''Ölüm''
-
28 Ağustos 2012
Ne İçin Yaratıldığımızı Unutmayalım
-
21 Temmuz 2012
Ramazan ve Oruç
-
26 Haziran 2012
Allah'ın Yaratma Sanatı Kelebekler
-
5 Haziran 2012
HZ. İbrahim
-
14 Mayıs 2012
Anneler Gününüz Kutlu Olsun
-
27 Nisan 2012
Dürüstlükte Kararlı Olmak
-
10 Nisan 2012
Umut Kesmemek
-
27 Mart 2012
Şeytan'ın Sistemi
-
6 Mart 2012
Televizyonun Çocuklar Üzerindeki Olumsuz Etkileri
-
20 Şubat 2012
Şeytan'ın Oyunu: Duygusallık
-
6 Şubat 2012
Her İşte Hayır Olduğuna İnanmak
-
15 Ocak 2012
Medyanın Gücü
-
26 Aralık 2011
Hurafeden Uzak Kuran Dini
-
12 Aralık 2011
İman Hakikatleri İmanı Artırmak için Vesiledir
Yorumlar
+ Yorum Ekle