İnfertil çiftlerin (1 yıllık düzenli, korunmasız ilişkiye rağmen gebelik olmaması) %15 ‘inde yapılan araştırmalara rağmen neden gebelik olmadığı bilinememektedir.İnsanı sadece maddi bedenden ibaret görüp araştırmalarımızı tedavi planlarımızı sadece maddi beden üzerinden yaptığımız sürecede bu çiftlerin infertilite nedenlerini bilemeyeceğiz
Oysa insan sadece maddeden ibaret değil elbette. İnsanın zihni, ruhu, kalbi, istekleri, arzuları ve bilinçaltı programında bir yığın duygu birikimleri var. Eğer kadının bilinçaltında çocuk sahibi olmasını engelleyecek bir duygu birikimi varsa siz bedenle istediğiniz kadar uğraşın, gebelik elde etmeniz zorlaşacak.Veya tüm uğraşlara rağmen gebe kalamayan kadının duygu durumu gebeliğe uygun hale geldiğinde sürpriz bir şekilde gebelik meydana gelecek.
Çağın moda terimiyle ‘’ stres’’ aslında tüm hastalıkların ve de infertilitenin zeminini oluşturmakta. Stresin, ruhi bunalımların; adeta bir virüs gibi fizik bedendeki programın işleyişini bozup, migren, gastrit, spastik kolon, cilt rahatsızlıkları hatta kansere yol açtığı, bilinen bir gerçek.
.Bu gerçeklikle, her türlü tetkiki yapıp tedavi yöntemlerini uygulamamıza rağmen, ‘’gebelik neden olmadı bizde bilmiyoruz’’ diyorsak işin psikolojik boyutuyla ilgilenme zamanıdır., Tedavi süreci içinde yaşanan olumsuzluklar, gerginlikler, acabalar yapılan işlemleri ve sonucu olumsuz etkilememesi adına tedavi işlemlerine başlarken kadının bedeni yanında ruhuna da gerekli destek sağlanmalı.
Toplumumuzda daha evliliğin başında , hatta bazen genç kızlık döneminde ‘’ acaba çocuğum olacak mı?’’ sorusu zihinleri meşgul edip duyguları yormaktadır Hele de
1–2 yılı bulmuşsa öncelikle ailenin büyükleri torun sevme telaşına girerler ‘’ölmeden bir torun göreydim, ne zaman hala olacağım?’’cümleleriyle çifti baskı altına almaya başlarlar. İş arkadaşları sormaya ve akıl vermeye başlar. Çok erken dönemde gereksiz bir yığın tahliller yapılırken, her tahlil sonucu gerginlikle beklenir.
Her doktor dönüşü çift ‘’suç kimdeymiş’’ gibi garip soruların altında ezilmeye başlar. Bu eziklikle bir süre sonra çocuklu ailelerle görüşmemeye başlar gebe kadın görmeye tahammül edemez kadın. Oğluyla maça giden, bayram sabahı oğlunu nasılda namaza götürdüğünü anlatan babaların hikâyesini duymak istemez erkek.
Hal böyle olunca beklide sadece zamanı gelmediği için işlemeyen gebelik programı bozulmaya başlar.Gebelik programını bozan stres virüsünü temizlemedikçe gebelik başarı oranı azalacaktır.
Her bireyde bilinçaltından bedene ve duygulara tesir eden virüsler farklıdır.. Hırsla ve telaşla gebelik isteği (ki bununda geçmişe ait nedenleri olabilir) çevrenin getirdiği gerginlikler gibi yakın dönemde alınmış virüsler kolaylıkla programdan temizlenebilir.
İnfertilitenin fiziki şartlarda nedenini bilemeyipte, bilinçaltı programında neler var diye sorguladığımızda envai çeşit veriye ulaşırız. Çocukluk döneminde yaşanan travmalar, cinsel kimlik sorunları,aile içi iletişimdeki sorunlar, kişinin çocukluğuna ait anılarının olmaması, değersizlik inancıyla ortaya çıkan ben iyi bir anne olamam düşünceleri, anne ( baba) olmayı hak etmiyorum düşüncesiyle kendimizi cezalandırma… Örnekleri kişiler adedince çoğaltmak mümkün. Zira her kişinin yaşamı ve yaşamdan algıladıkları kendine has ve bir diğerinden farklı. Aynen parmak izi gibi.
O halde hastalık dediğimiz vücuttaki her program işleyişinin bozulmasında düzeltmeyi sadece maddi beden üzerinden yapmamız yeterli olmadığı gibi infertilite tedavilerinde, özellikle tüp bebek uygulamasında çiftin ruhsal boyutuyla da ilgilenmeyi öncelikli sıraya almalıyız. İşin ruhi boyutundaki sorunlar özellikle geçmiş yıllara dayanıyorsa sorunu ortaya çıkarmak ve çözmek noktasında hipnoterapi ve E.F.T teknikleriyle hızlı ve kalıcı çözümlere ulaşmak mümkün olabiliyor…
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle