Son 3-4 yıldır Öcalan bu sefer ne diyecek, ne isteyecek, örgüte ne talimat verecek diye sürekli onun ağzına baktık.
Oysa o, yakalandığı ilk dakikada “hizmetinizdeyim” demişti.
Öcalan “yalnızım, sıkıldım” dedi, sokaklar karıştı, 5 milyon ABD dolarına yeni ek binalar yaptık, yanına arkadaş koyduk.
“Asker kafamı bastırdı” dedi, “sağlığım iyi değil” dedi, yine sokaklar karıştı. Baktı Apo, ne dese olaylar çıkıyor, son olarak “gücümü görmek istedim” dedi. Gücünü görmüştü gerçekten, ne dese olaylar oluyor, sokaklar karışıyordu. “Hizmetinizdeyim”i bıraktı, “istek yapmaya” başladı.
Öcalan’ın son ortaya attığı ve uygulanması talimatı verdiği “Demokratik Özerklik” projesi, bu günlerde tartışılmaya başlandı.
Oysa bu proje yeni değildi, Apo bu talimatı aylar önce avukatları kanalıyla BDP’ye zaten vermiş, basına da yansımıştı. Apo söyledi olay olmadı, BDP söyledi “panikatak” başladı.
Kimileri “kesinlikle hayır olmaz” derken, kimileri de “olabilir, tartışalım” demeye başladı.
Fakat her ne hikmetse ne Hükümet’ten ve ne de ana muhalefetten “tık” dahi yoktu. Oysa bunlar, her konuda, her fırsatta, ama her konu ve fırsatta ekranlara, gazetelerin baş sayfalarına çıkıp avaz avaz bağırmıyorlar mıydı, adeta bıktırırcasına!
Oysa bu konu, Türkiye’nin geleceği ile ilgili son derece hassas bir konuydu, siyaset üstü, partiler üstü, paralar ve koltuklar üstü, hayati bir konuydu.
Peki neden “tık” yoktu?
“Tık” yoksa, ne vardı?
“Siyaset” vardı siyaset, “oy kaygısı” vardı oy…
Hükümet “açılım” yaptı, “Habur” olayı yaşandı, tabanından bile tepki almaya başladı, “devam” dese de pek devam edemedi. Ancak, kolay değildi, Güneydoğu’dan oy alıyordu, hem de hatırı sayılır. Seçim yaklaşıyordu. Bu nedenle “tık” diyemedi.
Muhalefet de sustu, onlar için de kolay değildi, onlar bu bölgeden hiç oy alamıyordu, bu sefer az da olsa almak istiyordu. Bu nedenle o da “tık” diyemedi.
Yani, yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakaldı.
Özetle; “oy” kaybedilecekti, demek ki bu nedenle gerisi “teferruat”tı!!!…
Vay bu vatandaşın, vay bu ülkenin haline ve geleceğine, vay ki vay…
Yazık, hem de çok YAZIK…
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle