En Sıcak Konular

Sabahattin Talu

Düşünü-Yorum
Sabahattin Talu
26 Kasım 2010

Osman Baydemir İlk Değil Ki



 Bu güne kadar Öcalan tarafından azarlanmış, fırça atılmış, aşağılanmış, adam yerine konmamış olan ilk ve tek şahıs Osman Baydemir değil ki, belki de onlarcasından, yüzlercesinden sadece biri.

Ancak her nedense, görsel ve yazılı basının neredeyse tamamı, gündemini sadece bu konuya ayırmış durumda. Mikrofon ve kameralar vasıtasıyla, ilgili ilgisiz, bilgili bilgisiz, yetkili yetkisiz her türden şahsın ağızlarına kadar sokularak Baydemir-Öcalan konusunda dahiyane (!) fikirlerine danışılıyor, tartışma programları yapılıyor.

BDP; “Baydemir görevinin başındadır” dedi ya, basın “BDP, Baydemir’e sahip çıktı” başlıkları atıyor, hatta daha da ileri giderek, neredeyse BDP’nin Apo’ya karşı çıktığından bile bahsedebiliyor.

Peki, BDP bu durumda ne diyecekti! “Apo haklıdır, bizler kim oluyoruz ki, Baydemir istifa edecek” falan mı diyecekti size göre! Ne bekliyordunuz ki?

Buna rağmen BDP’nin dediği tek şey de şu üstelik “Sayın Öcalan, bizi, sizi, hepimizi eleştirebilir, demokratik hakkını, eleştirme hakkını kullanmıştır”. Demediler ki; “Apo kızmış, sinirlenmiş ve fırça atmıştır. Ancak buna rağmen biz ona katılmıyoruz ve Baydemir görevinin başındadır, istifa etmeyecektir”.

Diyemezler. Neden?

Çünkü bu konuda Apo tamamen haklıdır, hak sahibidir ve tam yetkilidir de ondan.

Çünkü hiçbiri Apo’nun onayını almadan ne belediye başkanı, ne milletvekili, hatta köy muhtarı bile olamayacaklarını bilirler.

Çünkü bulundukları mevkiler, elde ettikleri maddi-manevi kazançlar, şöhret, tanınmışlık, bunların tümü Apo sayesindedir, bilirler. Bu nedenle Apo ne derse odur ve dediği harfiyen yapılmalıdır onlara göre.

Onun söyledikleri, anayasadan öte, tam bir Apoyasa’dır. Çünkü onlar Apo’ya “Kürt halk önderi” derler.

Çünkü onlar kendileri için “halkın temsilcisiyiz” demelerine rağmen, her konuda Apo’yu tek “muhatap” olarak gösterirler.

Bugüne kadar kendilerine ait en ufak bir fikirleri olmamıştır. Hasbelkader olanlar, Sakık gibi, Tuğluk gibi, son olarak Baydemir gibi fırça yer, kolay hazmederek kendilerine gelir, bilahare normale dönerler.

Sözü açılmışken hatırlayın, daha önce, ılımlı kanattan oldukları bilinen Aysel Tuğluk; “Şehit cenazelerine gitmek isterim ama tepki göreceğimden çekiniyorum” demiş, arkasından Sırrı Sakık; “Türk Milli Takımı’nın maçlarına gitmek, desteklemek isterim ama …” demiş, her ikisi de Öcalan’dan “Hadlerini bilsinler, öyle kafalarına göre demeçler vermesinler” babından fırçayı yiyip oturmuşlardı. “Gık” bile çıkmamıştı ne BDP’den, ne de kendilerinden.

“Bu sefer niye böyle oldu?” derseniz, “Bu sefer basın konunun üzerine gitti de mecbur ve çaresiz kaldılar da ondan” derim.

Evet, konu basın sayesinde kamuoyuna taşındı, zaten görevi de buydu ve yaptı.

Ancak halâ, basının yaklaşım ve konuyu ele alış biçimini doğru bulmak pek mümkün değil.

Çünkü bu olayda, yazılıp çizildiği gibi “Apo’ya karşı geliş” falan söz konusu asla değildi, olamazdı da.

Hal bu ki, söz konusu olan, sorulması, sorgulanması, ele alınarak analiz edilmesi ve nihayet sonuç çıkarılması gereken husus “Kürt siyaseti olarak adlandırılan siyasetin, tamamen Apo’ya endekslenmiş, kilitlenmiş, bırakılmış olduğu” idi ve bu nedenle “Kürt sorunu” olarak adlandırılan sorunun gerçekte, özellikle Apo’nun yakalandığı 1999’dan buyana “Apo sorunu”ndan başka bir şey olmadığı idi, ancak maalesef yine ıskalandı.



Bu yazı 1,548 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 6 Şubat 2012 Demokrasi Getirmek!
    • 13 Ocak 2012 Sıra SURİYE’de mİ?
    • 29 Aralık 2011 Düşmanımın Düşmanı Dostumdur
    • 22 Aralık 2011 Canlı Kalkan
    • 8 Aralık 2011 ROJ TV, Gören Gözlere Kel'i Gösteriyor
    • 2 Aralık 2011 Kürt Sorunu’nun Çözümüne İlişkin Beyin Jimnastiği
    • 24 Kasım 2011 KCK Ve Asrın Hukuk Bürosu
    • 17 Kasım 2011 Çözüm mü Dediniz!
    • 11 Kasım 2011 Ne Çare (N.Ç.)
    • 28 Ekim 2011 Sen Olma Haslanım Cemal
    • 27 Ekim 2011 PKK Terörü ve Van Depremi
    • 21 Ekim 2011 Hırsızlık Şebekesi
    • 14 Ekim 2011 Kürtçülere Sorulması Gereken Sorular
    • 7 Ekim 2011 Artık Şuna Net Olarak İnanıyorum
    • 4 Ekim 2011 Barışı Kim İstemez?
    • 23 Eylül 2011 BİR MAÇ NASIL KAZANILIR?
    • 14 Eylül 2011 Analar Ağlamasın da!
    • 8 Eylül 2011 Artık Bir Karar Verin!
    • 26 Ağustos 2011 Cılız Da Olsa İlk Kez Farklı Bir Ses
    • 25 Ağustos 2011 Batman’dan Bodrum’a Özerklik

    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,063 µs