2 Mayıs 2012

ÜLKEMİZE DÜZENLENEN EMPERYALİST SİYONİST SALDIRI

 

 

 

            Halen ülkemizde ABD güdümlü esas onun hamisi Siyonist İsrail'in BOP Projesi adı altında yürütülen "Büyük İsrail"i kurma planları neticesinde ülkemizde başta TSK. olmak üzere sivil toplum kuruluşları, basın mensupları ve yurtsever kişi ve kuruluşlara kapsamlı bir operasyon düzenlenmektedir. Amaç BOP Projesi'nin önündeki en büyük engel TÜRKİYE'nin üniter yapısının feodal devletlere ayrılması/parçalanmasıdır. Yeni yapılan anayasanın bu planın uygulanmasının önünü açacağı, dördüncü maddede yer alan ilk üç maddenin değiştirilemeyeceği belirtilmesine rağmen yeni anayasa çalışmalarında hiç söz edilmediği, bu üç maddede değişiklik olması halinde ülkenin üniter yapısının değişeceği bunun da federal devletin önünü açacağını, başkanlık sistemini getireceğini değerlendirebiliriz. Bu yeni anayasa tahminlerimiz doğrultusunda yasalaşırsa devletimizin yararına olduğunu söyleyemeyiz.

 

 İş bu kadar basit değildir. Halkımız kendisine ve ülkesine oynanan Siyonist oyunlardan, tuzaklardan habersizdir. Bu emperyalist planı bilenler engel olacağı düşüncesiyle şu anda Silivri, Hasdal zindanlarında esir alınmıştır. Delil olarak ileri sürülen yazılı belge, her türlü doküman, fotoğraf, ses, video kayıtları tamamen yabancı siber güçler tarafından üretilmekte, kim olduğu belirsiz itirafçılar, tanıklarla birleştirilerek savcılığa yine malum işbirlikçi basın tarafından yayımlanarak özel görevli savcılara hedef olarak gösterilmekte, bundan vazife çıkartan yine özel görevli savcılar eldeki sözde delillere göre iddianameyi hazırlamakta, mahkemelerce de kabul edilerek davaya başlanmakta, yurtseverler içeri alınmaktadır. Okyanus ötesi plan gayet güzel işlemektedir. Bütün bu oyunlar "BOP Projesi" kapsamında gerçekleştirilmektedir. Yandaş ve mütareke basını ve kanallar vasıtasıyla halka yurtseverler; ihtilalci, suikastçı, halk düşmanı olarak lanse edilmekte bunda da oldukça başarılı oldukları görülmektedir.

 

           Ülkemizde malum bir sandık vardır. Bilinen bu sandıktan en fazla oyu alan seçimi kazanır, iktidara gelir, hükümeti kurar. Bu böyle değildir. Olayı daha derinlemesine irdelersek; kurulan 23 NİSAN Milli Egemenliğe dayalı rejim 1945 tarihi sonrasında verilen taviz ve imtiyazlar neticesi zarar görmeye başlamıştır. 27 MAYIS, 12 EYLÜL darbeleri ve arada gerçekleştirilen kesinti uğrayan demokrasimiz ile emperyal güçlerin (ABD, İsrail, AB) istekleri doğrultusunda  yandaş yöneticiler başa getirilmiştir. Böylece istenilen dış eksenli politikalar üretilmiş, halen de üretilmeye devam edilmektedir. Yine de tekrar üstüne basarak söylemek gerekirse bütün bu ihtilallerin arkasında esas rol oynayan Siyonist İsrail'dir. ABD sadece maşadır. Kendisine İsrail tarafından verilen görevleri yerine getirmekle mükelleftir. Siyonist destekli 1980 ihtilali sonrasında işbirlikçi yöneticiler; Turgut ÖZAL, Tansu ÇİLLER, Kemal DERVİŞ malum şu anda yönetimde bulunan kişiler görev almış/halen görevdedirler. İç ve dış siyasetleri ortak, tamamen Siyonist ve emperyalist ABD eksenlidir.

 

           Anayasada yazılan hak kazanımlar uygulanmamakta sadece kağıt üzerinde geçerlidir.

 

           Atlantik eksenli görevli hükümetlerce meclisten çıkartılan yasalar Milli değil malum ABD, İsrail ve AB istekleri doğrultusunda çıkarılır. Yine onların istek ve doğrultularında iç ve dış politika/siyaset düzenlenir, uygulamaya konulur. CIA'nın strateji kuruluşu olan RAND CORPARATİON daha 1996 yılında 2002 KASIM ayı seçimlerinde Tayyip ERDOĞAN ve Abdullah GÜL'ün kazanacağını ilan etmiştir. Buradan anlaşılan en az 6 yıl öncesinden seçimlerin sonucu ilan edilmiş olmaktadır. Biz ancak daha önce belli olan sonucu seçimler gerçekleştirildikten sonra öğrenmiş oluyoruz.

 

           Okyanus ötesi sistem sürekli İstiklal Savaşı ruhunu, Milli duruş ve geleneklerimizi tahrip etmiş, bizi İslam ve Türklüğümüzden uzaklaştırmış, kimliksiz, amaçsız, boş, hiçbir şeye inanmayan, Milli ve manevi değerleri olmayan bir toplum oluşturmaya hedef edinmişlerdir. ABD emperyalizminin Siyonistler adına gerçekleştirmeye çalıştığı "BOP Projesi" nin önündeki en büyük engel TSK.'yı derin bir operasyonla etkisizleştirmek, yerine halktan kopuk emperyalist ve Siyonist emellere hizmet eden, halktan bağımsız özel bir silahlı güç oluşturulmasıdır. Düzenlenen operasyonların amacı tamamen İstiklal ruhunu ve mücadelesini yok etmek, devlet içinden temizlemektir. Sömürücü emperyalist sistemde "demokrasi" BOP Projesi gereği, ılımlı İslam'ı uygulayacak, diyalogcu,  kukla/işbirlikçi hükümetler kurulmak üzere bizzat ABD ordusunca götürülmektedir. Bunun örnekleri IRAK, LİBYA'nın işgali ve AFGANİSTAN'ın içerisinde bulunduğu acınacak durumdur. Halen aynı oyun SURİYE ve İRAN içinde sahneye konulmaktadır. Ülkemizde BOP Eş Başkanlığı görevi gereği mevcut iktidar eliyle tamamen Siyonist, emperyal eksenli iç ve dış politika/siyaset izlenmekle bu şer projenin gerçekleştirilmesine yardımcı olunmaktadır. Yürütülen bu politikanın ne yurdumuza ne de yakın komşu, Ortadoğu ve Türk, İslam Milletlerine faydası yoktur.

 

           Çözüm Milli, bağımsız, halkçı politikalardan geçmektedir. Türk Milleti tarihi boyunca boyunduruk altında yaşamamış, bağımsızlığı kendisine şiar edinmiştir.

 

Selam, saygı ve dualarımla.

 

Yakup MUSA

 

02.05.2012

Bu yazı 1,477 defa okundu.