En Sıcak Konular

YARGI DÜĞÜMÜ

28 Aralık 2013 14:54 tsi
YARGI DÜĞÜMÜ Türkiye dün yine olağanüstü bir gün yaşadı. Yolsuzluk ve rüşvet iddiaları gündeme damga vurmaya devam ederken, devletin savcısı, başsavcısı, HSYK ve son olarak da Adalet Bakanlığı birbirini suçlayıcı mahiyette açıklamalarda bulundu.

Yargı düğümü

Üstlerinden habersiz soruşturma yürüten savcılar Savcının emrine uymayan kolluk kuvvetleri Savcının teamüllere aykırı olarak yaptığı açıklamaya Başsavcının vetosu HSYKnın korsan bildirisine Adalet Bakanının yaptığı eleştiri ve Danıştayın Adli Kolluk Yönetmeliğindeki değişikliği iptal etmesi yargıyı içinden çıkılmaz hale getirdi Kimse yargıya atılan bu düğümün nasıl çözüleceğini bilmiyor

Türkiye dün yine olağanüstü bir gün yaşadı. Yolsuzluk ve rüşvet iddiaları gündeme damga vurmaya devam ederken, devletin savcısı, başsavcısı, HSYK ve son olarak da Adalet Bakanlığı birbirini suçlayıcı mahiyette açıklamalarda bulundu. Danıştay'ın Kolluk Kuvvetleri Yönetmeliği'ni iptal etmesi yargıda yaşanan kördüğümü daha da içinden çıkılmaz hale getirirken, Başbakan Erdoğan da HSYK ve yargıya yüklendi. Tartışmalara Türk Silahlı Kuvvetleri de dâhil oldu.

 Yargı İkiye Değil Üçe Bölündü

HSYK (Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu)'dan yapılan açıklamada, "Adli Kolluk, savcıların emirlerini yerine getirmekle yükümlüdür. Yönetenlerin yargı tarafından denetlenmesi hukukun gereğidir" denildi. Fakat bu açıklama HSYK'yı böldü. Bazı üyeler açıklamaya şerh koydular. HSYK'nın bu açıklamasının ardından, YARSAV ve Yargıçlar Sendikası, İstanbul'daki yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasını yürüten savcının görevden alınmasına tepki göstererek, "HSYK'nın soruşturmanın selameti açısından, siyasal iktidarın baskısıyla Cumhuriyet savcısını soruşturmadan el çektiren İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı ve Başsavcı Vekili hakkında işlem başlatmasını hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti olmanın bir gereği olarak bekliyoruz" dedi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, HSYK'nın açıklama yapmasını üzüntüyle karşıladığını bildirdi.

 Emniyette Değişikliklere Devam

Operasyon nedeniyle başta İstanbul Emniyeti olmak üzere Türkiye çapında 400'den fazla emniyet şube müdürü ve polis görevlerinden alınmıştı. 2'nci dalgayla birlikte savcının talimatlarını yerine getirmeyen polisler hakkında suç duyurusu yapılacağı belirtilirken, görevden alınan Ankara Emniyeti'nde görevli şube müdürleri, yürütmenin durdurulması istemiyle Danıştay'a başvuruda bulundular. Öte yandan Hükümet'in Emniyet'te yaptığı görev değişikliklerine devam edeceği kaydediliyor.

 Yürütmeyi Durdurdu

Yolsuzluk  iddialarına ilişkin 2'inci dalga soruşturmasını yürüten ve dün soruşturmadan alınan TMK'nın 10'uncu maddesi ile yetkili Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş'ın emniyetin 41 kişinin gözaltına ilişkin talimatını yerine getirmemesi üzerine gözaltı kararını jandarmaya gönderdiği ortaya çıktı. Jandarmanın da emniyet gibi gözaltı kararını yerine getirmediği öğrenildi. Emniyet ve yargı içinde devam eden çift başlılığa şimdi de TSK eklendi. TSK'da Savcı'nın emirlerine uymayarak yasayı çiğnemiş oldu. Öte yandan Danıştay Adli Kolluk Yönetmeliği'ndeki tartışmalı değişikliğin yürütmesini şok bir kararla askıya aldı. Danıştay; savcıların emrinde polis ve jandarma tarafından yürütülen operasyonların emniyet müdürü, vali ve başsavcılara bildirilmesi zorunluluğu getiren Adli Kolluk Yönetmeliği'nin yürütmesini durdurdu.

 Başbakan'dan Suç Duyurusu

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Sakarya Üniversitesi'nde yaptığı konuşmada yaşanan olayları değerlendirdi. Erdoğan, "Buradan suç duyurusunda bulunuyorum. Başsavcı, savcının nasıl bilgi sızdırdığını açıkladı. HSYK burada suç işlediler. Adli Kolluk'la ilgili bir dava sürerken kalkıp açıklama yapıyorlar. Anayasanın 138. Maddesine aykırı hareket ediyorlar. Bu HSYK'yı kim yargılayacak. Öyle bir yetkim olsa anında yargılayayım. Kim yargılayacak biliyor musunuz. Millet. Bir savcı adliyenin önünde basına bildiri dağıtabilir mi. Böyle bir savcı bizim için adaletin yüz karasıdır. Sen nasıl bildiri dağıtırsın. Bunu başkaları yapıyor. Demek sende de başka esintiler var. Burada suç duyurusunu yapıyorum. HSYK sen bu zat ile ilgili ne yapıyorsun. Biz hem yasamayız hem yürütmeyiz. Ben şuna inanıyorum. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, yargının değildir. Ama kalkıp yargı egemenlik kayıtsız şartsız benim diyorsa bunu da bilelim ona göre adım atarız" dedi.

Tartışmaların içinde yer almak istemiyoruz

Genelkurmay Başkanlığı, sitesinde son günlerdeki olayları, "Hiç bir şekilde siyasi tartışmaların içinde yer almak istemiyoruz" sözleriyle değerlendirildi. Açıklamada, "Türk Silahlı Kuvvetleri, hiçbir şekilde siyasi tartışmaların içerisinde yer almak istememektedir. Bununla birlikte Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kurumsal kimliğini ve personelinin hukuki durumunu ilgilendiren konulardaki gelişmelerin hukuk devleti ve hakkaniyet ilkelerine bağlı kalınarak sonuçlandırılmasının yakından takip edilmesine devam edilecektir" denildi.

 Görevimizi yapıyoruz, siyasetten uzağız

Genelkurmay Başkanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Anayasa ve kanunlarla kendisine verilen görev ve sorumluluklarını yerine getirdiğini, her türlü siyasi düşünce ve oluşumun dışında olduğunu bildirdi. Yapılan açıklamada, "Türk Silahlı Kuvvetleri, hiçbir şekilde siyasi tartışmaların içerisinde yer almak istememektedir. Bununla birlikte Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kurumsal kimliğini ve personelinin hukuki durumunu ilgilendiren konulardaki gelişmelerin hukuk devleti ve hakkaniyet ilkelerine bağlı kalınarak sonuçlandırılmasının yakından takip edilmesine devam edilecektir." denildi. TSK'dan yapılan açıklamada, son günlerde ülke gündeminde önemli yer tutan bir soruşturma ile ilgili olarak medya organlarında Türk Silahlı Kuvvetleri'ni ilgilendiren bazı yazı ve yorumlara yer verildiği hatırlatıldı.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Anayasa ve kanunlarla kendisine verilen görev ve sorumluluklarını, her türlü siyasi düşünce ve oluşumun dışında olarak, Türk milletine en üst seviyede hizmet etme arzusu ile yerine getirdiğinin altını çizen açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Türk Silahlı Kuvvetleri, görevlerinin ifasında Anayasa'da kabul edilen hukuk devleti, hukukun üstünlüğü ve demokratik toplum gerekleri prensiplerine bağlılığı temel esas almaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri, hiçbir şekilde siyasi tartışmaların içerisinde yer almak istememektedir. Bununla birlikte Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kurumsal kimliğini ve personelinin hukuki durumunu ilgilendiren konulardaki gelişmelerin hukuk devleti ve hakkaniyet ilkelerine bağlı kalınarak sonuçlandırılmasının yakından takip edilmesine devam edilecektir."

 Üç vekil daha istifa etti

AKP İzmir Milletvekili Erdal Kalkan'dan sonra AKP Ankara Milletvekili Haluk Özdalga da istifa etti. AKP'de uzunca bir süre Kültür ve Turizm Bakanlığı yapan Ertuğrul Günay ise düzenlediği basın toplantısıyla istifasını açıkladı.

 17 Aralık'ta "Büyük rüşvet" adıyla Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ve Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen operasyon sonrası skandala adı karışan 3 bakan çocukları nedeniyle istifa etti. Parti içinde skandalın üstünün örtülmeye çalışıldığı gerekçesiyle yükselen muhalif milletvekilleri disipline sevk edildi. Disipline sevk edilen o vekiller dün birbiri ardına istifa etti. Kamuoyu Başbakan'ın yolsuzluğa adı karışanların yargılanmasının önünü açarak ülkeyi rahatlatmasını bekliyor.

AKP, yolsuzluk ve rüşvet operasyonu nedeniyle bakanların ve milletvekillerinin istifası ile sarsılıyor. Yolsuzluk operasyonuna adı karışan 3 bakan, operasyonun başlamasından 8 gün sonra istifa etti. Yolsuzluğa tepki gösteren 3 milletvekili ise AKP MYK kararıyla kesin ihraç talebiyle disipline sevk edildi. Disiplin Kurulu'na sevk edilenlerden AKP İzmir Milletvekili Erdal Kalkan, dün ilk istifa eden milletvekili oldu. Kalkan'ın ardından Kültür ve Turizm eski Bakanı Ertuğrul Günay düzenlediği basın toplantısında istifa ettiğini açıkladı. Günay "vekillikten de istifa edecek misiniz?" sorusuna "Fazilet Partisi'nden seçilip AKP'yi kuran arkadaşlar vekillikten istifa etmiş miydi?" şeklinde cevap verdi. Günün üçüncü istifası ise disiplin kuruluna sevk edilen diğer isim Haluk Özdalga oldu. Özdalga, "Her ne olursa olsun yolsuzluk iddialarının komplo olduğu ileri sürülerek üstü kapanmaya çalışılmasın." sözleriyle AKP ile yollarını ayırdığını açıkladı.

"Tayyip Erdoğan'ın babasının malı değil"

AK Parti MYK'sında kesin ihraç istemiyle Disiplin Kurulu'na sevk edilen AK Parti İzmir Milletvekili Erdal Kalkan, Twitter aracılığı ile partiden istifa ettiğini açıkladı. Kalkan, "Ailemizi çocuklarımızı, canımızı, işimizi ve ülkemizin güvenliğini koruyan bu uğurda şehit olan güvenlik güçlerimize esenlik ve sabır dilerim. Ben bu partiye askeri müdahale döneminde girdim. Sayın Erdoğan'dan önce tavır koydum. Siyasi partiler demokratik rejimin vazgeçilmez unsurlarıdır. Siyasi partiler kimsenin babasının çiftliği değildir. Hele sayın Tayyip Erdoğan'ın değil, onlar milyonlarca insanın yarattığı sosyal varlıklardır. Hükümet ve iktidar ve parti disiplini yolsuzlukları, hırsızlıkları, soygunu engellemek için vardır. Bu iş burada bitmez. Yüce Halkımız her şeyi görüyor. Hakem Halkımız olsun. Kalkınma Partisinden istifa ediyorum. Biliniz ki dünya dönüyor, halkımız da aptal değil, yolunuz kapalıdır." ifadelerini kullandı. Erdal Kalkan'ın istifa ettiğini duyururken partisinin adındaki "adalet"i atıp sadece 'Kalkınma Partisi' yazması sosyal medyada yorumlara neden oldu.

 "Akif'ten siyasetin öğreneceği çok şey var"

AKP MYK'sında alınan kararla Disiplin Kurulu'na sevk edilen Ertuğrul Günay, dün basın mensuplarının karşısına çıkıp uzun bir konuşma yaptı. Günay, "Önce bugün özel bir gün. Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem diyen bu büyük ismin Mehmet Akif'in vefat günü." ifadeleriyle konuşmasına başladı. Günay, AKP'li birçok ismin yolsuzluk operasyonunda adının geçmesinden duyduğu rahatsızlığı, Akif'in ahlâklı olmasına vurgu yaparak dile getirdi. "Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Sayın Erdoğan'a ve Adalet ve Kalkınma Partisi MYK üyesi arkadaşlara teşekkür etmek istiyorum" şeklinde sözlerini sürdüren Günay,  şunları söyledi: "Kendileriyle bir süre birlikte çalıştık. Ben Adalet ve Kalkınma Partisi'ne girerken 27 Nisan Muhtırası'ndan hemen kısa bir süre sonra, şimdiye kadar inandıklarımı aynı kararlılıkla inanmaya devam ederek aranıza katılıyorum demiştim. Partiye girerken söylediğim sözler için çalıştım. Buna aykırı işler gördüğüm zaman da, bakanlık dönemimde de bunları yüksek sesle uyarmaya çalıştım.  Bugünlerde sıkıntılı bir dönem yaşıyoruz. Türkiye'ye hizmet eden bir siyasi hareket çok ciddi iddialarla karşı karşıya. Bunlara karşı bizim cesaretle karşılamamız, özgüvenle davranmamız gerekirken, siyasi etiği zorlayan, normal insan aklını zorlayan bir savunma psikolojisi sergileniyor."

 Partinin Üst Kısmı Kibre Kapıldı

Günay konuşmasında AKP içerisinde iki kanat geliştiğini söyledi. "Parti ciddi ithamlarla karşı karşıyayken, o ithamlara partinin maruz kalmasına sebep olan insanlara, 10 gün tahammül gösterip, aklı zorlayan destek verilirken, bütün söylemi akla davet eden arkadaşları disiplin kuruluna sevk ettiler" diyen Günay, sözlerini şöyle tamamladı: "Bir anlayış gelişti iktidar partisinde, iki kanat gelişti. Bir tabandaki masum geniş mazlum, mağdur edilmiş geniş bir kitle. Bir de partinin mağrur ve mütehakkim bir anlayış. O anlayışa bir şey anlatmanın şansı kalmadı. Onlar kibrin doğrultusunda bir başka yere doğru yelken açıp gidiyorlar. Kendilerine başarılar dilerim. Yolları ayırmak noktasına geldik. Arkadaşlarımı son bir kez daha uyarıyorum. Onların kanunsuz emirlerine uyan kamu görevlilerini uyarıyorum. Kanunsuz emre uyulmaz. Herkes aklının bir tarafına yazsın. Bugünkü hukuk ihlalleri yarın mutlaka hukukun önüne çıkar. Toplum bunun bedelini çok ağır biçimde ödetir."

 "Yolsuzlukların üzeri örtülmesin"

AK Parti MYK'da Disiplin Kurulu'na sevk edilen Milletvekili Haluk Özdalga, istifa ettiğini açıkladı. Açıklamasında yolsuzluk operasyonuna değinen Özdalga, "Uluslararası zeminde Türk hukukuna gölge düşürüyor. He ne olursa olsun yolsuzluk iddialarının komplo olduğu ileri sürülerek üstü kapanmaya çalışılmasın. Bu yol yanlış. Danıştay iptal etmiş. Danıştay kararı beklenmeden bu yönetmelik yürürlükten kaldırılmalıdır. Sakın ola Danıştay tarafından iptal edilen yönetmelik benzeri bir yönetmelik hazırlanmamalıdır.17 Aralık'tan itibaren Türkiye yanlış bir yola girdi. Adli polis üzerindeki siyasi baskılar kesinlikler kaldırılmalıdır." şeklinde konuştu. Özdalga, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, eski Başbakanlardan Turgut Özal'ın, Bakan olan bir siyasetçiyle ilgili yolsuzluk iddiaları kendisine gelince hemen harekete geçtiğini, görevden azlettiğini ve Yüce Divan'da yargılanmasının yolunu açtığını belirtti. Özdalga, disipline sevk edilmeseydi de istifa edip etmeyeceği sorusuna, "Zaten son günlerde ciddi bir rahatsızlığım vardı. Bu rahatsızlığımı açıklamalarımla ortaya koydum. Bu galiba biraz hızlandırdı olayı" dedi.

 Cumhurbaşkanı Gül'e "Duruma El Koy" Çağrısı

AK Parti Ankara Milletvekili Haluk Özdalga, ortada hükümet-cemaat çekişmesini aşan bir durum olduğunu belirterek, "Bu bir devlet ve demokrasi krizi. Çıkış yolu, Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül'ün anayasal yetkileri çerçevesinde bu krize müdahale etmesidir" dedi. Özdalga, herkesin kişisel hesaplarını ve özel durumunu bir tarafa bırakıp, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e destek olması gerektiği düşüncesini aktardı.

Haluk Özdalga, yaptığı yazılı açıklamada, "Mevcut gidiş devam ettiği sürece bu krizin son bulması mümkün görünmüyor. Bu gidiş, Türkiye'nin büyük zararlara uğramasına neden olabilir. Çıkış yolu, Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül'ün anayasal yetkileri çerçevesinde bu krize müdahale etmesidir. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu gidişe 'dur' denilmesini diliyorum. Herkesin kişisel hesaplarını ve özel durumunu bir tarafa bırakıp, Sayın Cumhurbaşkanımıza destek olması gerektiğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

 Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile birlikte gündeme gelen Adli Kolluk Yönetmeliği, savcıların üstlerine bilgi vermeden soruşturma yapmasının önüne geçmek için değiştirilmişti. Dün Danıştay 10. Dairesi Adli Kolluk Yönetmeliği'nin yürütmesini oyçokluğu ile durdurdu. Böylece, bakanların istifasına yol açan ve yargıda krize neden olan polisin amirine, savcının başsavcıya; el koydukları olaylar, yakalanan kişiler ve alınan tedbirler hakkında derhal bilgi verme zorunluluğu yeniden kalkmış oldu.

Danıştay, "telafisi güç zararlar nedeniyle" davalı Adalet ve İçişleri Bakanlıklarının savunmasını bile beklemeden ivedilikle yürütmeyi durdurma kararı aldı. Savcıların Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) iletişimin tespiti, dinlemesi ve kayda alınmasını düzenleyen 135/6. maddesindeki rüşvet, kaçakçılık, silahlı örgüt başta katalog suçlar nedeniyle yapacakları soruşturmaları başsavcıya bildirme zorunluluğu da kalkmış oldu. Adli Kolluk Yönetmeliği'nin yürütmesinin durdurulması ve iptal talebiyle bu hafta dava açılmıştı. Danıştay'daki rutin uygulamanın aksine Daire Başkanı Mehmet Rıza Ünlüçay, davayı tetkik hakimine vermedi. Başkan dosyayı bizzat kendisi inceledi. Dairenin kararı önceki gün aldığı, dün açıkladığı ifade edildi.

Durdurulan Hükümler

Danıştay'ın oy çokluğu ile aldığı karara göre durdurulan hükümler şöyle:

* Adli kolluk görevi yapan polis ve jandarmaya adli olayları, yakalama, gözaltı, arama gibi operasyonları derhal üst amirlerine bildirme zorunluluğu.

* Savcılara da Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) iletişimin tespiti, dinlemesi ve kayda alınmasını düzenleyen 135/6. maddesindeki rüşvet, kaçakçılık, silahlı örgüt başta katalog suçlar nedeniyle yapacakları soruşturmaları başsavcıya bildirme zorunluluğu. (Savcılar bu suçlardan dinleme, iletişimin tespiti başta yapacakları operasyonun yanısıra soruşturmanın bütün aşamalarını Başsavcılarına "Yazılı" bildireceklerdi. Savcının "bildirim" yazısı Başsavcının "görüldü" şerhi ile soruşturma dosyasına konulacaktı.)

* Adli kolluk olan polis ve jandarma "en üst dereceli kolluk amiri" il ve ilçe emniyet müdürleri ile amirlerine derhal bilgi vermeden adım atamayacak ve operasyon yapamayacaktı.

* Savcı da başsavcıya bildirmeden artık rüşvet, örgüt, kaçakçılık gibi kataloğ suçlardan dinleme izni istediğini başsavcıya bildirmeden operasyon için düğmeye basıp soruşturmaya geçemeyecekti.

Değişen Yönetmelik Bilgi Verme Zorunluluğu Getirmişti

İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı'nca Adli Kolluk Yönetmeliği'nde yapılan değişiklikle, Emniyet ve Jandarma görevlilerinin adli olaylarda amirlerine bilgi verme zorunluluğu getirilmişti. Resmi Gazete'de yayınlanan değişikliğe göre en üst dereceli kolluk amiri adli olayları, suç işlenmesini önlemek, kamu düzen ve güvenini korumakla ve bu konuda gerekli tedbirleri almakla görevli ve yetkili olan mülki idare amirine derhal bildirmesi ön görülüyordu.

Gereği Yapılır

Başbakan Tayip Erdoğan, Sakarya'da katıldığı törenden çıkışta gazetecilerin konuyla ilgili sorularına ''Gereği yapılır, yapıldığı zaman görürsünüz'' cevabını verdi.


Kaynak: MİLLİ GAZETE http://www.milligazete.com.tr/haber/Yargi_dugumu/303034#.Ur7JutJdWbQ


Bu haber 638 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,660 µs