İSTİKLAL MARŞI NİYE RAHATSIZ EDİYOR?
12 Mart 2013 20:21 tsi
Atatürk Üniversitesinde düzenlenen konferansa katılan gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak, açılışın İstiklal Marşı ile yapılmasını doğru bulmamış.
İstiklal Marşı niye rahatsız ediyor?
Atatürk Üniversitesinde düzenlenen Bin yıllık darbe 28 Şubat adlı konferansa katılan gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak, açılışın İstiklal Marşı ile yapılmasını doğru bulmamış. Dilipak, Bu tür sivil toplantılarda İstiklal Marşı okunmaz. Bayrak töreni, saygı duruşu filan da yapılmaz. Devlet başkanı, vali, ülkeyi ilgilendiren bir mesele varsa bu törenler yapılır diyerek ilginç bir bakış açısı getirmiş. Sivil toplantıyla İstiklal Marşı arasında bir ters orantı kuran Dilipakın sözlerinde çıkarılan sonuç, İstiklal Marşının resmi bir formalite olduğu ve resmi ideolojinin dayattığı bir şey olması oluyor bu durumda.
28 Şubat günlerinin en belirgin toplantı düzenlerinden biri biraz önce yaşadığımız toplantı düzeniydi. İstiklal Marşı okunur, bayrak çekilirdi. 'Arz ederim gibi kelimeler kullanılırdı diyen Dilipak, Henüz kültür genlerimizde militarizm dönemine ait, darbe dönemine ait davranış formlarını koruyoruz. Bu bayrağa saygısızlık anlamında söylenen bir söz değil. Ama eğer zahmet eder internetten bayrak ve İstiklal marşı yasasını okursanız göreceksiniz ki bayrağın dekor olarak kullanılması 3 ay mahkumiyeti gerektiren bir suçtur. Bizim aslında marifet diye yaptığımız şeyler bazen bir suça da dönüşebilir. 28 Şubatı kınamanın bir faydası yok eğer onu bir davranış biçimine dönüştüremiyorsanız. O genleri hala üstümüzde taşıyoruz. Bu darbe genlerinden, üzerimizdeki baskılarından artık kurtulup sivil bir toplum olmayı başarmamız gerekiyor. şeklinde devam etmiş. Açıkçası, Dilipakın İstiklal Marşı okumakla 28 Şubat döneminin veya genel manada darbe zihniyetinin devam ettiği gibi bir son uca nasıl vardığını anlamak pek mümkün olmuyor. Sarf ettiği bunca söze rağmen gerekçeleri pek de anlaşılmayan Dilipak, Türk milletinin emperyalist zalimlere karşı verdiği bağımsızlık mücadelesinin bir yansıması olan İstiklal Marşına karşı neden bu tepkiyi veriyor, ilginç. Halkın nezdinde İstiklal Marşı acaba hangi dönemde devletin dayattığı bir militarist davranış olarak algılanmış, Dilipaka sormalı?
Bu durum, biraz şöyle bir intibaya sebep oluyor gibi. Siyasi tavırlarını, haklı olarak, halka karşı olan müesses nizama ve militarist dayatmalara göre ayarlayan Müslüman zihinlerin bazıları, muhalefet etme yetilerini (pek çok neden olsa bile) mevcut iktidara karşı gösteremiyorlar ve hala eski defterleri açmaktan medet umuyorlar. Böylece de, her daim prim yapan muhalif vasfını da yitirmemiş oluyor ve ortaya bir siyasi tavır koymuş gibi yapıyorlar. Yoksa, bu milletin gönül tahtında oturan İstiklal Marşını resmi ideoloji öcüsüyle bağdaştırmanın açıklaması yok gibi duruyor.
BÜYÜK İSRAİLİN YOLLARINI YAPMAK
BDPli Aysel Tuğluk, Öcalan, Türkler için şans; Kürtler için ise vazgeçilmez bir iradedir demiş. AKPnin önce açılımla deneyip Haburdaki rezaletle geri adım atmak zorunda kaldığı güya çözüme yönelik adımların sonuncusu olan müzakere sürecinin somut bir meyvesidir yukarıdaki sözler. Terörle müzakere eden (affedersiniz) şerefsizdir diyenler, şimdi hangi gerekçelerle terör örgütüyle masaya oturuyorlar, bilinmez. Ancak, sözümona çözüm sürecinin kimi hangi konularda cesaretlendirip, hangi sonuçları doğurduğu meydandadır artık. Bir terör örgütünün elebaşı, neredeyse bir kanaat önderi, bir bilge olarak pazarlanma noktasına gelmiştir ve uyumaya devam etmekte olan Anadolu insanı, olan bitenleri (sonuçlarını hesaba katmadan) boş gözlerle izlemektedir. Karşı çıkan her kim olursa olsun, çözüm sürecini baltalamak saçmalığına muhatap olurken ve bölgedeki diğer gelişmelerle birlikte bakıldığında açıkça bir Büyük Kürdistan vücuda getirilirken, terör örgütünün elebaşını büyük bilge olarak da pazarlarlar, bir şans olarak da.
Kuzey Iraktaki kırmızı çizgilerini kendi eliyle silen, sıfır sorun diyerek hemen her milli meselesinin üzerine bir bardak soğuk su içen Türkiye, Büyük İsraile giden yola yine kendi eliyle taş döşüyor. İşin acı tarafı, bütün bir millet olan biteni çözüm diye izliyor. Bir yandan terörle bir yere varılmaz diyenler, öte yandan ise bizzat terör örgütüyle masaya oturuyorlar. Böylelikle hem terörü meşrulaştırıyorlar, hem de terörle bir yere varılabileceğini (koskoca bir devleti masaya oturtmaya yani) resmen teyit ediyorlar.
Devlet bilinci ve ciddiyetinin olmaması, stratejik müttefike verilen birtakım sözlerle birleşince bu sonuç da kaçınılmaz oluyor. Ahali, konuşulanların vahameti yerine tutanakları kimin sızdırdığı saçmalığıyla oyalanırken, yakında terör örgütünün elebaşını Mecliste görmek de mümkün olur bu kafayla.
Burak Kıllıoğlu - Milli Gazete
Kaynak: MİLLİ GAZETE http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Istiklal_Marsi_niye_rahatsiz_ediyor/14075#.UUYJVRfxqCk
Bu haber 697 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle