En Sıcak Konular

İSTANBUL DOKUSUNU KAYBEDİYOR

17 Haziran 2012 20:52 tsi
İSTANBUL DOKUSUNU KAYBEDİYOR Yeşil alanların, ormanların artmaması bir yana çok matah bir şeymiş gibi sunulan betonlaşma da şehrin kendine has dokusunu alıp götürüyor.

İstanbul dokusunu kaybediyor 

Binlerce yıllık bir kent olan İstanbul'u, 10 sene önce gelen yabancılar tanıyamıyorlarmış ve bazılarının ağızlarını kulaklarına vardıran (yabancılar olumlu bir şey söyleyince bu tipler çok mutlu olur çünkü) şeyler söylüyorlarmış. İstanbul için klasikleşmiş şekilde "çok değişmiş", "çok gelişmiş", "dünya şehri olmuş" vb türünden şeyleri sıralıyorlarmış yani. Halbuki, diğer "dünya şehirlerine" bir bakın; yeni yetmeleri bir kenara koyarsanız en önemli vasıfları asırlardan beri kendilerine has özelliklerini muhafaza etmeleri, sivilceleri yeni patlayan bir ergen gibi gün be gün değişmemeleri ve kimliksiz, kişiliksiz bir sabun köpüğü özellik sergilememeleri. Bizde ise, binlerce yıllık şehrin 10 yıl önceki haliyle arasında fark olmasına sevinç gibi bir durum söz konusu oluyor.

Hani 10 yıl öncesine göre mesela çarpık kentleşmeye, trafik keşmekeşine bir çözüm bulunmuş olsa veya yaşam kalitesi belirgin şekilde artmış olsa, yabancıların yüzeysel övgülerine hak verilebilir. Ancak ortada öyle bir şey de yok. Tersine, şehir daha da fazla bir yapılaşma ve daha da yoğun bir trafik keşmekeşiyle karşı karşıya. Yeşil alanların, ormanların artmaması bir yana çok matah bir şeymiş gibi sunulan betonlaşma da şehrin kendine has dokusunu alıp götürüyor.

Avrupa'nın bütün adamakıllı şehirlerinden tutun da İslam coğrafyasının belli başlı şehirlerine kadar (Dubai vs hariç) hemen hepsinin kendine has bir karakteristiği ve nev-i şahsına münhasır bir kimliği var. Ve eğer ki idarecileri de o şehirlerin sahip olduğu tarihi miras ve kendine has özelliklere biraz da olsa değer veriyorlarsa, söz konusu şehirleri yeni yetme bir ergen halinden ve kimliksiz, kişiliksiz, sabun köpüğü bir büyümeden uzak tutmaya çalışıyorlar. Balon gibi şişmenin büyümeyle, dünya şehri olmakla bir ilgisi olmadığını bilmek gerekiyor bunun için de. Heyula gibi uzanan gökdelenlerin, sitelerin, ruhsuz ve herhangi bir mimari bütünlük ve estetik barındırmayan bina denizinin artmasıyla şehrin ruhunun zenginleşmediğini de kavramak gerekiyor.

Bir şehrin kendine has dokusunun oluşması yüzyılları alıyor. Ve siz, sözümona çarpık kentleşmeye bir çözüm adı altında şehre yeni eklentiler katarak ve nüfus yoğunluğu olarak daha da boğacak yeni cazibe merkezleri ekleyerek bu tarihi dokuyu tam anlamıyla bir numuneye indirgemeye çalışıyorsunuz. Daha birkaç sene önce, her tarafı ayrı bir sembol barındıran İstanbul'a sembol olarak Marmara'daki adalardan birine devasa bir semazen heykeli önerildiğini hatırlayalım. Bakış açısı bu olunca, şehrin sorunlarına karşı sunulan çözümlerin çok da ayağı yere basan türden olmasını beklemek de zor oluyor haliyle.

Çarpık kentleşmenin ürünü olan gecekondu evleri, semtleri ortadan kaldırıp yerine düzenli, planlı yerleşimler yapmak elbette güzel. Ancak, yaparken neresi olduğuna bakmaksızın tek tip ve ruhsuz uygulamalarla bunu gerçekleştirmek, yani şehrin dokusuna uygun olmayan ve estetik olarak şehre katkıda bulunmayan bir uygulamada bulunmakla da bu işin olması zor.

İstanbul'un yeni tepesinde bulunan ve bu şehre nev-i şahsına münhasır kimliğini, dokusunu veren yapıların yanına yaklaşabilen tek bir eser veremedeği halde, tam anlamıyla damdan düşercesine Çamlıca'ya cami projesi gibi popülist yaklaşımlarla (ki öyle bir çalışma olmadığını Kültür Bakanı açıkladı) İstanbul'un dokusuna katkı ağlamak mümkün değildir. Şehrin kuzeyine yeni bir kent gibi nüfusu daha da fazla bir ivmeyle İstanbul'a çekecek ve yeni cazibe alanlarının da merkezi yapacak projeler de, bildiğimiz İstanbul yerine yeni yetme oluşumlara karşılık gelecektir. İstediğiniz kadar Selçuklu mimarisinde yapılar inşa edin.

Kaldı ki, neredeyse bin yıl önceki Selçuklu mimarisini olduğu gibi taklit etmek de, bir şeyler üretme anlamında tıkanıp kalmışlığın ve söyleyecek yeni bir şeyi olmamanın itirafıdır sadece.

Burak Kıllıoğlu - Milli Gazete


Kaynak: MİLLİ GAZETE http://www.milligazete.com.tr/makale/istanbul-dokusunu-kaybediyor-242269.htm


Bu haber 844 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,802 µs