ERMENİ KİNİ BATI NEFRETİ

24 Aralık 2011 17:54 tsi
Ermenilerin dindarlıkları kin düzeyinde kalmıştır ve Kim Kardashian seviyesini aşamamıştır. Bu kinlerini de siyasi olarak Batılılara kiraya vermişler.

Ermeni kini, Batı nefreti

İsrail maslahatı ve çıkarları gereği Türkiye'yi Ortadoğu'dan uzak tutmak ve Avrupa'da görmek ister. Bundan dolayı Türkiye'nin AB üyeliğini desteklemiştir.  Şunu söylemek mümkündür: Türkiye'nin yeni bir biçimde Osmanlı olarak dirilmesinden korkan herkes Türkiye'nin batılılaşmasını ve Batı içinde yer almasını desteklemiştir. Bunun istisnası yoktur.  Lakin bir taraftan da bazı Batılılar Türkiye'yi aralarında görmek istemezler. Neden? Muharrik unsur olarak nefret ve kini de unutmamalıyız. Chirac ve Almanya eski Başbakanı Gerhard Schröder döneminde iki Avrupalı lider Türkiye'nin AB üyeliği istikametini veya hevesini destekliyorlardı. Lakin Schröder'in yerine geçen Papaz kızı Merkel ile Chirac'ın yerine geçen Sarkozy Türk fobisinden veya nefretinden besleniyorlar ve dolayısıyla dolambaçlı yollarla Türkiye'nin AB üyeliğine veya sürecine karşı çıkıyorlar. Burada şahsi kin ile birlikte siyasi çıkar sarmal hala gelmiştir. Özellikle Sarkozy gibi şahsiyetler Türk nefretini veya fobisini oya da tahvil etmek istemişlerdir. Bundan dolayı da Türkiye'ye karşı yapıcı olmak yerine yıkıcı politikaları esas almışlardır. Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkmayı tarihi bir zaviyeye oturtmaya veya tarihi Türk düşmanlığı üzerine bina etmeye çalışmışlardır. Kimi aklı evvel batılıların algısı da bu düzeyde olmuştur.  O kafaya göre, Viyana'ya kapıdan giremeyen Türkler AB'yi Truva atı olarak kullanarak bacadan girmeye çalışmaktadırlar.  Türkiye'nin AB ilgisini bu düzeyde okuyanlar Ermeni kartını da sahiplenmişlerdir.  Kimi Avrupalıların tarihi Türk fobisi veya nefretiyle Ermeni kininin Türkiye'ye karşı birleştiğine şahit olmaktayız. Fransa Parlamentosunun onaylamış olduğu Ermeni tasarısı Türklere karşı mahut bileşik kinin ürünüdür.  Sarkozy'de şahsi düzeyde Türk fobisi vardır.  Onun ötesinde bu adam ikbalperest yani oportünist ve oportünist olduğu kadarıyla enerjik ve hiperaktif bir kişilik sergilemektedir.

İngilizler 19'uncu veya 20'inci yüzyılda ( diğer düvel-i muazzama ile birlikte) Balkan uluslarına destek vererek Türkiye'yi sadece Avrupa'dan atmakla kalmamışlar aynı zamanda Birinci Dünya Savaşı sonrasında Fransa ile birlikte terekesini paylaşmak için Ortadoğu'dan da sürüp çıkarmıştır. Sarkozy de bizi sadece Avrupa'dan değil aynı zamanda Ortadoğu'dan da savuşturmak istemekte ve her yerde Türkleri rakibi olarak görmektedir.
 
Ona göre Türkler her yerde önünü kesiyor.  Dolayısıyla sözde soykırımı inkarı yasaklayan kanun Avrupa nefreti ile Ermeni kininin bileşkesidir.  Ermenilerin kinini Avrupalılar siyaseten istismar ediyorlar.  Rumların kini biraz hafifledi ama Ermenilerin kini hala aktif. Bazen bu kin yararlı da olabiliyor. Sözgelimi Türkiye'nin onayladığı Annan Planı Rumlarca da onaylanmış olsaydı Ada'yı tümden kaybedecektik.  Lakin sayelerinde mevcudu muhafaza edebildik. Bazen bu akılsız nefret teşekkürü celbetmektedir. Lakin yine de nefret gelişmeye mani bir haldir. Dedikleri gibi sevginin bozulmuş halidir. Yani vücut kimyasının bozulmasıdır. Normal değildir. Sevgi normal ama kin anormaldir. Bundan dolayı dinler kini yasaklarlar. İncil'de Hazreti İsa'ya atfen 'komşunu seveceksin' emrini Ermeniler 'komşundan nefret edeceksin' şeklinde anlamışlar.  Zaten olsa olsa Ermenilerin dindarlıkları kin düzeyinde kalmıştır ve Kim Kardashian seviyesini aşamamıştır. Bu kinlerini de siyasi olarak Batılılara kiraya vermişler.  Kötü ağaç meyvesinden tanındığı gibi bu kin de Fransa'daki karakuşi yasa gibi anormal meyveler vermektedir.

Avrupalılar giderek reşit bir toplum olmaktan uzaklaşıyorlar. 10 yıl boyunca Berlusconi'yi destekleyen bir İtalyan halkı reşit kabul edilemez.  Sahte Napolyon Sarkozy'yi destekleyen Fransızlar için de aynı tanım fazlasıyla geçerlidir. Maalesef Avrupa Türkler karşısında normalleşememektedir. Bu da siyasi istismara malzeme ve konu olmaktadır.  Bundan dolayı Fransız Parlamentosunun kabul etmiş olduğu kanun şahsi bir kinin ürünü olduğu kadar aynı zamanda kinin çıkar üzerinden politikaya tahvil edilmesidir. İtalyanca Mamma li Turchi deyimi yani eyvah Türkler geliyor veya  anam Türkler geliyor yetiş deyimi 100 yıldan beri Batı'yı ve Rusları kışkırtmak için adeta Ermeniler tarafından kullanılıyor. Batı'da buna benzer oldukça kabarık bir deyim zinciri var.  Bunlardan birisi de tete de turc/Türk kafası deyimidir.  Vaktiyle Galatasaray Sultanisinin oryantalist hocaları tarafından talebeyi aşağılamak için sıkça başvurulan deyimler arasındadır. Bir diğeri de "bon pour l'orient yani şarka özgü deyimidir ki kural ve standart dışı anlamındadır.  Ermeni kini Batı nefretini de kullanıyor. Peki! Biz bu nefreti nasıl aşabiliriz? Bunu aşmaya dair bir yol var mıdır?  Yoksa Roma'nın çöküşüyle birlikte bu nefret ve kin birikimi de kendiliğinden mi aşılacaktır. Zaman bazen ilaçtır.

 

Mustafa Özcan - Milli Gazete

Kaynak: MİLLİ GAZETE {http://www.milligazete.com.tr/makale/ermeni-kini-bati-nefreti-225083.htm}

Bu haber 844 defa okundu.