En Sıcak Konular

ZEYBEK'TEN DENKTAŞ'A VEFA

2 Aralık 2011 17:58 tsi
ZEYBEK'TEN DENKTAŞ'A VEFA KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ı ziyaret eden Kemal Zeybek, KKTC’de yayınlanan Haberdar Gazetesi’ne verdiği mülakatta, “Büyük devlet adamı Rauf Denktaş, Türkiye’nin 20. yüzyıldaki övünç kaynaklarından biridir” dedi.

Demokrat Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek, KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ı ziyaret etti:

Denktaş: "Dikkat edin. Türkiye ile bizi birbirimizden ayırmak istiyorlar. Bu çok büyük tehlikedir"

Rahatsızlığı nedeniyle, 1983 yılından bu yana ilk kez KKTC'nin Kuruluş Yıldönümü törenlerine katılamayan Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Zeybek'e "Biz Türkiye'nin himayesi altında varlığımızı sürdürüyoruz ve sürdürebiliriz. Aramızdaki sıradağlar, bizi ayıran değil birleştiren dağlar olmalıdır' dedi."

DP Genel Başkan Namık Kemal Zeybek, KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ı, istirahat ettiği evinde ziyaret etti.

Rahatsızlığı nedeniyle, 1983 yılından bu yana ilk kez Kuruluş Yıldönümü törenlerine katılamayan Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, kendisini ziyaret eden Zeybek ve arkadaşlarını, "Dikkat edin, Türkiye ile bizi birbirimizden ayırmak istiyorlar" diyerek uyardı.

KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ziyaret sırasında şunları söyledi:

"Dikkat edin, Türkiye ile bizi birbirimizden ayırmak istiyorlar. Çok büyük tehlikedir bu. Biz Türkiye'nin himayesi altında varlığımızı sürdürüyoruz ve sürdürebiliriz. Aramızdaki sıradağlar, bizi ayıran değil birleştiren dağlar olmalıdır"

Zeybek de KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ı ziyaretiyle ilgili olarak şunları söyledi:

"Büyük devlet adamı, Türklüğün 20. yüzyıldaki övünç kaynaklarından biri olan Cumhurbaşkanı Denktaş'ın bilincinin ne kadar berrak olduğunu görmekten sevinç duyarak yanından ayrıldım. O hastalıktan inşallah kurtulacak, o hali ile dahi nükte yeteneğini yitirmemiş ve olağanüstü bir zekası var. Sayın Cumhurbaşkanı uyarıyı yaptıktan sonra da 'aramızda sıradağlar, dağlar mı olacaktı" diye başlayan türküyü mırıldandı."

Genel Başkan Namık Kemal Zeybek'in ziyaretine Genel Başkan Yardımcısı Mecit Hazır ve Genel İdare Kurulu Üyesi Bünyamin Altunelli de katıldı.[1]

Demokrat Parti Genel Başkanı Zeybek, KKTC'de yayınlanan Haberdar Gazetesi'ne konuştu:

"Denktaş, Türkiye'nin 20. Yüzyıldaki övünç kaynağıdır"

"Kendisini ziyaret ettim. Bilincinin ne kadar berrak olduğunu görmekten sevinç duydum. Bana; 'Dikkat edelim, Türkiye ile bizi birbirimizden ayırmak istiyorlar. Çok büyük tehlikedir bu. Biz Türkiye'nin himayesi altında varlığımızı sürdürüyoruz ve sürdürebiliriz. Aramızdaki sıradağlar, bizi ayıran değil birleştiren dağlar olmalıdır' dedi."

DP Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek, KKTC'de yayınlanan Haberdar Gazetesi'nin sorularını cevaplandırdı ve "Büyük devlet adamı Rauf Denktaş, Türkiye'nin 20. yüzyıldaki övünç kaynaklarından biridir" dedi.

Muhabir: Cumhuriyetimizin 28. yılını kutluyoruz. 28. yılda gelinen nokta istediğiniz yer mi?

Namık Kemal Zeybek: Hayır. 1964-1974 arasında, yani Kıbrıs Türklerine yapılan bir baskı döneminden ve soykırım teşebbüsünden sonra müdahale edilmiş ve şartlar elverdiği için, bir bağımsız devlet meydana gelmiştir. Bağımsız devlet dediğimiz şey kolay bir şey değildir. Eğer dünya dengeleri uygun hale gelmemişse, o devleti kurmak çok zordur. Ama olmuş KKTC kurulmuş.. Dolayısıyla 28. yılında olması gereken nokta, dünyaya tanıtmak ve birleşmiş milletlere üye olabilecek bir devlet haline getirmek olmalıydı.

Farkındayım ki, çok şey istiyorum. Ama burada çok şey isteyip, bunun mücadelesini yapmak lazım. Türkiye Cumhuriyeti Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni niye kurdu? Çünkü böyle bir devlet lazımdı, kurdu. Öyleyse her devletin hakkı olan tanıtımın şu ana kadar gerçekleşmiş olması gerekirdi. İktidarların bu konuda tereddütlü davranmalarını, -bilhassa Türkiye iktidarlarından bahsediyorum- ve zaman zaman da KKTC'de , bu devleti ortadan kaldırmayı hedefleyen, bu devleti bu halka çok gören anlayışın iktidarda olmuş olmasından -kastettiğim bundan önceki iktidardır- Yani bu devleti bu halka çok gören ve bir takım masallar ve hayaller uğruna KKTC'yi kolayca feda eden anlayışlar.

"Üst üste yanlışlar yapıldı"

Gerek Türkiye'deki son iktidar ve bundan önceki 57. 58. ve 59. hükümetler, gerekse KKTC'de yönetimde olan eski anlayış gibi üst üste yanlışlar sonucunda bugün geldiğimiz noktadayız. Bu tür şeyler başkalarının acımasına, merhametine bağlı konular değildir. Bunlar direnerek, kararlı tutumlar ortaya konularak başarılacak işlerdir. Ancak bir şeyin tamamını hedeflemeli ve elde etmeye çalışılmalı, elde edilemiyorsa tamamından vazgeçilmemeli diye bir kural vardır. Dolayısıyla dönüp bir de bardağın dolu olan tarafına baktığınız zaman bugün hala şükrediyoruz ki, Kuzey Kıbrıs Türk halkının bir cumhuriyeti vardır bir devleti vardır. KKTC Halkı, bu devletin himayesi altında, kendi kendisinin himayesi altında, yöneticilerini kendisi seçerek hür ve bağımsız, demokratik bir ortamda yaşama imkanına sahipler, buna da şükretmek lazım.

"Rauf Denktaş'ı ziyaret ettik"

Muhabir: Şimdi bu noktada Türkiye- KKTC ilişkilerine bakabilir miyiz? Bundan 5-6 ay önce bayağı bir sıkıntılı dönem yaşadık. Bir çok atışmalar oldu hem medya girdi işin içine, hem bakanlar girdi. Siz onu nasıl değerlendiriyorsunuz, sanal bir şey mi? Yoksa kasıtlı olarak yapılan bir şey mi? ilk kez böyle bir şey yaşandı. Çünkü Rauf Denktaş uyarmıştı bu çok önemli bir tehlike ve benim uykumu kaçırıyor demişti.

Namık Kemal Zeybek: Biz kendisini dün akşam ziyaret ettik. Büyük devlet adamı, Türkiye'nin 20. yüzyıldaki övünç kaynaklarından biri olan cumhurbaşkanı Denktaş'ı ziyaret ettik. Bir defa bilincinin ne kadar berrak olduğunu görmekten de sevinç duyarak yanından ayrıldım. Onun söylediği sözleri tekrar etmek istiyorum. Dedi ki; "Dikkat edelim, Türkiye ile bizi birbirimizden ayırmak istiyorlar. Çok büyük tehlikedir bu. Biz Türkiye'nin himayesi altında varlığımızı sürdürüyoruz ve sürdürebiliriz. Aramızdaki sıradağlar, bizi ayıran değil birleştiren dağlar olmalıdır" dedi. Ardından da 'aramızda sıradağlar, dağlar mı olacaktı' diye bir türkü mırıldandı.

Zeybek, Haberdar Gazetesi ile röportaj yaptı

O hastalıktan inşallah kurtulacak, o hali ile dahi güfte yeteneğini yitirmemiş ve olağanüstü bir zekası var, hepimiz biliyoruz. Bence, mesele budur. Şimdi ben ne Türkiye'yi yönetenlerin ne de Kıbrıs'ta geçmiş dönemde yönetimde olanların, bile bile ihanet içinde olduklarını düşünmüyorum, böyle bir şey asla mümkün de değildir.

"KKTC vardır ve bir gerçektir."

Muhabir: Zaten Sayın Talat da çark etti biliyorsunuz?

Namık Kemal Zeybek: Tabii fakat hem Türkiye'yi yönetenlerin, hem de sayın Talat'ın ortaklaşa bir rüya alemi içinde olduklarını ve asla gerçek olmayan bir takım hedefler peşinde elimizdeki büyük imkanları heba ettiklerini acı içinde görüyorum. Şimdi uyandıklarını görmekten de memnuniyet duyuyorum.

Muhabir: Bu noktada müzakereleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Namık Kemal Zeybek: Bir KKTC vardır ve bir gerçektir. Bir varsayım değildir. Dolayısıyla bu kabul edilmelidir. KKTC'de bir yönetim vardır ve Güneyin Rum yönetiminin, asla adanın bütünlüğünü temsil etmek hukukuna sahip olmamıştır.

"Birleşmiş Milletler kararı değişir"

Muhabir: Yani burada KKTC'nin tanınması için uğraşmak gerekir diyorsunuz. Birleşmiş Milletler kararını getiriyorlar o z aman da önümüze.

Namık Kemal Zeybek: Evet, Birleşmiş Milletler kararı değişir. Birleşmiş Milletlerin kuralları nas değildir. Dönemin şartlarına göre alınmış kararlardır. Sonra o kararlar değişir. Yani Birleşmiş Milletler denilen sonuçta bir takım milletlerin temsilcilerinden meydana gelen bir nevi dernektir. Onu çok fazla önemsememek gerekir. Söz gelimi komşu devletlerimiz, İslam ülkeleri, Afrika ülkeleri, Avrasya ülkeleri gittikçe artan oranlarda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanıdıkları zaman birleşmiş milletler kararı haline dönüşmüştür. Bütün bunlar olmasa bile hiçbir çözüm, hiçbir müzakere sonucunda elde edilecek sonuç, Kuzey Kıbrıs Türklüğünün devletinden vazgeçmeyi gerektirecek kadar olumlu olamaz. AB bir masaldır. Bir rüyaydı bitti.

"AB Türkiye'yi almayacaktır."

Muhabir: Bu Türkiye içinde mi böyle?

Namık Kemal Zeybek: Elbette, onu biz çok iyi biliyoruz. Avrupalılar da biliyor. AB'nin Türkiye'yi içine alması mümkün değildir, almayacaktır. Ayrıca, Avrupa Birliği'ne giren ülkelerin halklarının da başlarına gelenler ortada. Zayıf halkalar birer birer dökülmeye başladılar. İşte Yunanistan, işte İtalya. Hani Avrupa Birliği, en ileri demokrasiydi? Yunanistan'da şu anda bir sivil darbe gerçekleşti. Halkın seçmediği birisi Başbakan oldu. Ekonomi iflas noktasında. İtalya ikinci sırada, Portekiz sallanıyor. Fransa'dan söz edenler var. Geride kim kaldı? Almanya. Almanya halkının AB'den çok şikayetçi olduğunu bizzat ben gözlemledim. Hayat pahalılığı iki kat arttı diyorlar.

"Avrupa Birliği başlangıçta Katolik-Protestan birliğiydi."

Birlik parası, Euro. Avrupa, Avro diyor, Türkiye'de, Euro deniliyor. Neyse Avro'nun ortak para olmasından sonra Alman halkı da muzdarip düştü. İngiltere euro bölgesine girmedi. İngiltere orada, Amerika adına AB'yi denetlemekle görevli. Hollanda Truva Eşeği, Türkiye Truva atı şeklinde. Türkiye'yi Avrupa'nın Truva atı olarak görüyorlar. Bu konuda makaleler filan çıktı, kitap çıktı. Demek ki, AB'ye girmek uğruna şurada karşımda gördüğüm palmiye ağaçlarından bir dal bile vermeye lüzum yoktur, o bile ziyandır. AB'ye girilirse de neticeleri bellidir. Daha anayasasını kabul ettiremedi Avrupa Birliği. Anayasasını oluşturamıyor, zorlama iş olmuyor yani. Bu kadar çoğalınca da gevşemek zorundaydı. Avrupa Birliği esas itibarıyla Katolik-Protestan birliğiydi. Ortodoksları çok zor kabul ettiler. Ortodokslar girdikten sonra, alan genişleyince, gevşedi gitti. Dolayısıyla şunu ısrarla söyleyeceğim; KKTC'nin bugünkü haline sevinmek, ekonomik anlamda geliştirmek için tedbirler geliştirmek ve geleceğe yönelik de kararlı bir tutumla tanıyan ülkeleri sağlamak ve sayılarını artırmaktır. Bundan başka yapılacak şeylerin çok anlamı yoktur. Müzakere yapılmasın demiyorum Müzakere yapılsın ama müzakere sonucundan bir şey çıkacağına inanmıyorum.

"KKTC'yi Türk devletlerinin tanıma işini bana bıraksınlar."

Türkiye kararlılığını ilan etsin. Yani, 'biz KKTC'yi kesin olarak tanıyoruz ve dostlarımızın, insanlık aleminin saygın bütün devletlerinin de tanımasını istiyoruz' desin, Türk devletlerinin tanıması işini bana bıraksınlar. Niye bu kadar iddialı söylüyorum. Çünkü, biliyorum ben oradaki devlet adamlarını tanıyorum. Türkiye müzakere yapıyor Annan planı diyor vazgeçiyor bu devletten. Biz bir takım sıkıntıları göze alarak tanıyacağız sonra Türkiye vazgeçecek onu söylüyorlar. Pakistan tanıyacaktır ama maalesef Türkiye'den o kararlılığı göremediler ve vazgeçtiler.

"Türkiye kararlı olursa, KKTC'yi Yunanistan bile tanır"

Muhabir: Bu son söyledikleriniz çok güzel hodri meydan dediniz. Hangi ülkeler tanımalıdır.

Namık Kemal Zeybek: Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan. Özbekistan'ı saymadım, çünkü Özbekistan ile önce Türkiye'nin ilişkilerini düzeltmem lazım. Onun için Başbakan olmam lazım. Ama diğerleri için Başbakan olmama lüzum yok. Sadece, 'Türkiye'de Demokrat Parti Genel Başkanı bu konuda yetkilidir' denilsin yeter. Türkiye kararlı olursa, KKTC'yi Yunanistan bile tanır. Yani kararlı Türkiye'nin 1960'da Londra Zürih anlaşmaları ile neler sağladığını hepimiz gördük. Cumhurbaşkanı Rum'du, yardımcısı Türk'tü gerçek bir ortak devlet vardı.

Muhabir: Çok teşekkür ediyorum bize vakit ayırdığınız için.

Namık Kemal Zeybek: Ben teşekkür ediyorum. [2]

 

Kaynak: DP Basın Merkezi

[1] http://www.dp.org.tr/HaberDetay.asp?id=133302

[2] http://www.dp.org.tr/HaberDetay.asp?id=133301



Bu haber 713 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,247 µs