Deniz Feneri depremi
RTÜK üyesi Zahid Akman, Kanal 7 yöneticileri Zekeriya Karaman, Mustafa Çelik, İsmail Karahan ve Erdoğan Kara, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü Deniz Feneri e.V. bağlantılı soruşturma kapsamında gözaltına alındı.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Üyesi Zahid Akman'ın, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü Almanya'daki Deniz Feneri e.V. bağlantılı soruşturma kapsamında gözaltına alındığı bildirildi. Edinilen bilgiye göre Akman, halen Emniyette bulunuyor. Gözaltına alınanlar arasında Kanal 7 Genel Yayın Yönetmeni İsmail Karahan, Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Çelik ve Finans Müdürü Erdoğan Kara da bulnuyor.
Gözaltında bulunan üç Kanal 7 yöneticisinin sağlık kotrollerinin ardından Ankara'ya gönderildi. Soruşturma kapsamında, Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman'ın da, Bayburt'ta gözaltına alındı.
Kanal 7'den Deniz Feneri e.V açıklaması
Deniz Feneri e.V davası soruşturması kapsamında yaşanan gelişmelerle ilgili Kanal 7 Kurumsal İletişim'den bir açıklama yapıldı. Açıklama şöyle: "Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülmekte olan Almanya Deniz Feneri e.v. kapsamındaki soruşturma nedeniyle, konuyla ilgili haberlerde adı geçenler ifadelerine başvurulmak üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına çağrılmışlardır. Kamuoyuna duyurulur."
Kılıçdaroğlu: Gecikmiş bir operasyon
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, RTÜK üyesi Zahid Akman'ın, Deniz Feneri e.V. bağlantılı soruşturma kapsamında gözaltına alınmasını, "Gecikmiş bir operasyon" olarak değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, TBMM'ye gelişinde gazetecilerin Akman'ın gözaltına alınmasına ilişkin sorusunu yanıtlarken, bunun "gecikmiş bir operasyon" olduğunu söyledi. Bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanı Cemil Çiçek'i bugün ya da yarın ziyaret edebileceğini söyledi. Kılıçdaroğlu, Çiçek'ten krizin çözülmesi için bir adım bekleyip beklemediğine ilişkin soruya, "Önce bir görüşmemiz lazım" karşılığını verdi.
Bitmeyen soruşturma
Almanya'daki Deniz Feneri e.V davası Türkiye'nin gündemine Eylül 2008'de girdi. Türkiye'ye aktarılan paralar ve RTÜK Başkanı Zahid Akman'la ilgili iddialar gazetelere yansırken, derneğin üç yöneticisi Almanya'daki yargılamanın henüz başında yardım için toplanan paralarla gayrimenkul aldıklarını ve şirket kurduklarını itiraf etti.
Almanya'daki davanın sonuna gelinirken, soruşturmayı yürüten başkomiser Alexander Böhm şok bir açıklama yaptı. Böhm mahkemede, Almanya'daki dernekle Türkiye'deki derneğin bağlantılı olduğu yönünde ellerinde somut kanıtlar bulunduğunu söyledi.
Türkiye'de faaliyet gösteren Deniz Feneri Derneği, Almanya'daki dernekten 7 milyon Euro aldığını açıkladı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Almanya'daki davanın Türkiye'deki bağlantıları hakkında soruşturma başlattı.TBMM eski Başkanı AK Parti'li Bülent Arınç, 12 Eylül 2008 tarihinde Meclis'teki kullanılmayan mutfak eşyalarının bir kısmının Deniz Feneri'ne verildiğini açıkladı. Bu dönemde CHP Deniz Feneri'yle ilgili hükümete birçok suçlama yöneltti. Başbakan Erdoğan Almanya'daki davanın muhatabı olmadığını söyledi. Deniz Feneri davası Başbakan Erdoğan'la Doğan Grubu arasında yaşanan tartışmanın da ana konularından birisi oldu.
Almanya mahkemesi: 17 milyon euro Türkiye'ye
Almanya'daki davada karar 18 Eylül 2008'de açıklandı. Mehmet Gürhan'a 5 yıl 10 ay, Mehmet Taşkan'a 2 yıl 9 ay ve Firdevsi Ermiş'e 1 yıl 10 ay hapis cezası verildi. Mahkeme Başkanı Johann Müller, derneğin toplam 41 milyon Euro bağış topladığını, 17 milyon Euro'nun Türkiye'ye gönderildiğini açıkladı. Müller, 17 milyon Euro'nun 8'inin Türkiye'deki Deniz Feneri Derneği'ne gittiğini, kalan kısmın çeşitli yerlerde kullanıldığını belirtti. Olayın Türkiye boyutuna da değinen Müller, Mehmet Gürhan'ın dernekte yönetici olmasına karşın büyük oranda Türkiye'den yönlendirildiğini ve karar vermede tek yetkilinin kendisi olmadığını, Türkiye'de Zekeriye Karaman'ın ön plana çıktığını vurguladı. Müller, kararında sanık Mehmet Gürhan'ın, İsmail Karahan, Harun Yoldaş, Mustafa Çelik ve Zahit Akman ile geçmişte ticari ilişkileri olduğunu belirtti. Savcı Lötz ise asıl faillerin Türkiye'de olduğunu söyledi.
'Asıl failler Türkiye'de'
Almanya'dan gelen bu açıklamanın ardından Türkiye'de muhalefet, savcıların ve maliyenin harekete geçmesini istedi. Dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ise "Deniz Feneri Türkiye'nin kurucularından Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman'ı, Başbakan'ın çok yakın akrabalık ilişkileri içinde olduğu bir insanı hangi cesaretle kim tutuklayacak?" diye sordu. İçişleri Bakanlığı, Türkiye'deki derneği incelemeye aldı ve bakanlık denetçilerini görevlendirdi.
Kılıçdaroğlu Deniz Feneri'nin üzerine gidiyor
Hükümet ve muhalefet arasındaki tartışmalar devam ederken CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu 5 yıl hapis cezası alan Mehmet Gürhan'ın Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman'a tüm işlerini takip etmesi için vekalet verdiğini açıkladı. Kılıçdaroğlu'nun gösterdiği belge İstanbul 10. Noterliği'nde Mayıs 2007'de düzenlenmişti. Belgenin ortaya çıkması üzerine İstanbul 10. Noteri hakkında soruşturma başlatıldı. CHP, 25 Eylül 2008 tarihinde Almanya'da cezaevine gönderilen Mehmet Gürhan ile Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman'la ilgili suç duyurusunda bulundu.
İlk somut adım
Türkiye'de yürütülen Deniz Feneri soruşturmasıyla ilgili ilk somut adım 26 Eylül 2008 tarihinde atıldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Alman Mahkemesi'nin verdiği kararın Adalet Bakanı aracılığıyla isteneceğini duyurdu. Başsavcılık, 27 Eylül 2008 tarihinde soruşturma dosyası ile mahkeme kararının istenmesi için Adalet Bakanlığı'na resmen başvurdu. Adalet Bakanlığı 7 Ekim 2008 tarihinde dava kararının istenmesi için Frankfurt Başkonsolosluğu'na yazı yazdı. Bakanlık, 10 Ekim 2008 tarihinde davası sadece mahkeme kararını değil, gerekli bütün bilgi ve belgelerin istendiğini duyurdu. Adalet Bakanlığı'nın dosyayı Almanya'dan isteyen talebinin 21 Ekim 2008'de adresine ulaştığı açıklandı.
AK Parti'ye soruşturma
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, AK Parti'nin Deniz Feneri derneğinden para yardımı aldığı yönündeki iddialar üzerine başlattığı incelemeyi 6 Kasım 2008 tarihinde soruşturmaya dönüştürdü. Soruşturma üzerine Hükümet'ten ilk açıklama Adalet Bakanı'ndan geldi, Şahin "Endişemiz yok, hesabımız açık, yurtdışından da yardım almamız söz konusu değil" dedi. Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı ise soruşturmayı "AKP ile dava arasında hiçbir alaka olmadığını herkes biliyor. Sanırım Başsavcı meraklı bir kişi" sözleriyle değerlendirdi.
Kaynak: MİLLİ GAZETE {http://www.milligazete.com.tr/haber/deniz-feneri-depremi-208591.htm}
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle