ZEYBEK: ''AKP YUNANİSTAN HÜKÜMET SÖZCÜSÜ GİBİ DAVRANIYOR''

23 Mayıs 2011 18:59 tsi
Zeybek, Bahçelievler İlçe Teşkilatında düzenlediği basın toplantısında “AKP, Yunanistan hükümet sözcüsü gibi davranıyor” dedi.

“AKP, Yunanistan hükümet sözcüsü gibi davranıyor”

“Yunanlılar Türkiye’yi işgal ettikleri zaman da, Yunan orduları İzmir’e çıktıklarında, İstanbul basınından, ve Anadolu’dan bazı kişileri yunancı olmuşlardı. Didim AKP ilçe başkanı, Yunanistan hükümet sözcüsünün sözcüsü gibi davranıyor. Ayıplıyorum onu, ayıplıyorum. Çok ayıp bir şey yapıyor.”

DP Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek, seçim kampanyası kapsamında İstanbul’un, Güngören, Bahçelievler, Küçükçekmece, Esenyurt ve Büyükçekmece'de halkı selamladı. Zeybek, Bahçelievler İlçe Teşkilatında düzenlediği basın toplantısında “AKP, Yunanistan hükümet sözcüsü gibi davranıyor” dedi.

 Zeybek, gazetecilerin sorularına şu karşılıkları verdi:

“AKP Didim İlçe Başkanı’nı ayıplıyorum”

 “Yunanlılar Türkiye’yi işgal ettikleri zaman da, Yunan orduları İzmir’e çıktıklarında, İstanbul basınından, ve Anadolu’dan bazı kişileri yunancı olmuşlardı. Didim AKP ilçe başkanı, Yunanistan hükümet sözcüsünün sözcüsü gibi davranıyor. Ayıplıyorum onu, ayıplıyorum. Çok ayıp bir şey yapıyor.

25 Mayıs Çarşamba günü yunanlıların işgal ettiği iki adayla ilgili olarak  kamuoyunun dikkatini çekmek üzere Didim’de saat 13.00’de bir miting yapacağız. Adaların bizim adalarımız olduğunu bütün belgeler ortaya koyduğu halde, benim bu konuda bilgiye dayalı iddialarım, Yunanistan hükümet sözcüsü tarafından ‘kendi toprak bütünlüklerine saldırı’ gibi takdim ediliyor. Yunanistan hep kazandı, hep Osmanlı’dan kemire, kemire bu boyutlara geldi. Yunanlıların büyük idealleri vardır ve  bu hedef doğrultusunda Yunanistan fırsatları değerlendirir, adım adım ilerler.

2004’den başlayarak adalara 250 aile yerleştirildi. Ve şimdi ‘bu adalar bizim’ diyorlar. Biz o adalara ancak pasaportla gidebiliyoruz bu acı bir durumdur. Ama gerçek bu adalar bizimdir. Ve biz bunu sonuna kadar savunmalıyız.

“Kasetler Hem yanlış, Hem de yakışıksızdır”

Bu tür meselelere inancımın pencerelerinden baktığım zaman, insanların gizli hallerinin araştırılarak, insanların ayıplarının ortaya çıkartılarak siyaset yapılmasını kendi inancıma aykırı bulurum, doğru bulmam. Hatta şunu da söyleyeyim. MHP Genel Başkanı, bütün bu işlerin arkasında Fethullah Gülen Hocaefendinin olduğunu iddia ettiği zaman dedim ki, hayır bu mümkün değildir. Ben kendisini yakından tanırım. O samimi, ihlaslı bir mümindir. Dolayısıyla böyle işlerle meşgul olmaz ve bu işlerin arkasında onu aramak da akıl işi değildir.

Kim vardır bilmiyoruz ama kim olursa olsun doğru işler değildir, bu işler. Asla bu işleri onaylamıyoruz. MHP’nin buna gelinceye kadar konuşulacak öyle şeyleri vardır ki, insanların özel hayatlarını didikleyerek siyaset yapmaya gerek bile yoktur. Hem yanlış, hem de yakışıksızdır.

“Demirel DP’yi destekliyor”

 Başbakan, yaptırdığı kamuyu anketlerinde, kısa vadede ve uzun vadede gerçek rakibinin Demokrat Parti olduğunu gördü. DP oylarını azaltmak için önlemler düşünüyor. Bu önlemlerden birisi de; sayın Demirel’e sanki CHP’yi destekliyormuş gibi bir görüntü vererek, bizim oylarımızın CHP’ye gitmesini sağlamak.. Çok ilginç Başbakan CHP’yi bir tehlike olarak görmüyor, haklıdır. CHP onun oylarını alamaz. AKP’nin oylarının yüzde 80’i bizimdir. Onları geri alacağız, bizim önümüzü kesmek için bunu orta atıyor. Asla Demirel’in CHP’ye destek diye bir sözü yoktur. Erdoğan’ın yaptığı bu iş tamamen bize yöneliktir.

“Polisimiz şamar oğlanına döndü”

 Polisimiz şamar oğlanına döndü, herkesin tokat attığı bir insan haline döndü, gelen giden vuruyor. Bir kişi teröristse, milletvekili seçilmesi onu terörist olmaktan çıkarmaz, terörist milletvekili haline getirir. Tokat attı, bizim polisimiz hiç sesini çıkarmadı. Tokat atmak PKK’lılara serbest. Bunlar doğru şeyler değil, kendisini koruyamayan polis, bizi nasıl koruyacak

“Anketlerin birçoğu güdümlü”

Güzel kalabalıklar oluşuyor. Halkın bize gösterdiği ilgi, ben 50 yıldır siyasetin içindeyim, emin olun böylesini görmedim. Bunun bir anlamı var. Seçimlerden beklentimiz yüzde 50’dir. Garanti diye bir şey yok, Allah bilir..

Anketlerin birçoğunun güdümlü olduğunu biliyoruz. Meclis’te ikili bir doku oluşturmak için böyle şeyler yapılıyor. Ege bölgesinde oy oranımız yüzde 13. Yakında biz de bir anket yaptıracağız onu açıklarız.. DP kurulduğu günden beri orta direğin partisidir. Üretici halk kitlelerinin partisiyiz. Orta direğin değerleri, milli manevi ve insani değerlere bağlılıktır. Orta direk, çiftçiler, işçiler, memurlar, emekliler, esnaf, küçük sanatkar ve KOBİ'lerdir. Biz, tabi olarak orta direğin milli, manevi ve insani değeri olan ideolojiyi temsil ediyoruz. Cumhuriyete bağlıyız ve ileri demokrasi istiyoruz. Türkiye'de de durumun, orta direği yok eden bir tutum olduğunu görüyoruz.

“Milletvekillerinin çalıp çırpma, suç işleme özgürlüğü olmamalıdır.”

Biz demokratız. DP olarak en ileri demokrasiyi hedefleriz. Ancak Milletvekili dokunulmazlığının kalkması için ben yıllardır uğraşıyorum. ‘Kaldıracağız’ diye programına koyanlar da bunu unutuyorlar. AKP’nin 1. seçim bildirgesinde vardı. ‘Bunu yazdınız ama yapmayacaksınız’ dedim, yapmadılar. Meclis’e girdikten sonra unutuluyor. Milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması düşünce özgürlüğüyle ilgili değildir. Milletvekillerinin de düşüncelerini açıklama özgürlüğü olmalıdır. Ama milletvekillerinin çalıp çırpma özgürlüğü olmamalıdır, suç işleme özgürlüğü olmamalıdır.

“Bütün inanç gruplarına özgürlük istiyorum”

Söylediğim gibi biz tam özgürlük istiyoruz. İnanç özgürlüğü çok önemlidir. İnsanlar inandıkları gibi yaşamalıdır. Kimsenin bu engeli koyma hakkı yoktur. Türkiye’deki bütün inanç gruplarına da eşit özgürlük verilmelidir. Tam özgürlük istiyorum. Bu özgürlükleri ne kadar kısıtlarsanız o kadar kısırlaştırırsınız.. Cem Evlerinin ibadet yeri olup olmadığı tartışmalarını son derece saçma buluyorum. Bir yerin ibadet olup olmadığına ancak ibadet eden karar verir. Başka hiç kimsenin böyle bir karar verme yetkisi yoktur. Bir insan şurası benim ibadet yerim diyorsa, orası ibadet yeridir. Bütün inanç gruplarına özgürlük istiyorum Cemaatlere tarikatlara hepsine özgürlük istiyorum. Elbette özgür olmalı. Başkalarının özgürlüklerine ve yaşamalarına zarar vermemek kaydıyla..

“Çocukları korumak lazım”

İnternet yasağını tam incelemedim. Açıkçası pornoyu, çocuklara zarar verecek birtakım yayınları engelleme ve bunu sağlama amacına yönelikse bunu onaylarım. Ama düşünceleri yayma  özgürlüğünün önüne engel getiriyorsa bunu reddederim. Çocukları korumak lazım, çocuk internete girdiği zaman dünyasını karartacak resimler ve yazılar görür. Gecikmiş bir konudur.

“Anayasa’nın temel maddeleri değişmez”

Türkiye Cumhuriyeti bir şirket değildir. Şirketlerde bile kurucu iradenin bazı hakları vardır. Türkiye Cumhuriyeti, tarihi gelişmeler sonucu oluşmuş bir devlettir. Bu devletin oluşumunda halk vardır. Büyük Osmanlı coğrafyasının çekilmeleri sırasında Balkanlar ve Kafkaslardan gelen zenginlikler bir araya geldi ve biz bir millet olduk. Bunu Recep Tayyip Erdoğan da Atatürk’te yapmadı. Bunu Allah yaptı. Bunu tartışmaya açmak abesle iştigaldir, boş iştir, yanlıştır. Bunu tartışmaya da kimsenin hakkı yoktur. Türkiye’deki insanlara zulüm yapmaktır. Türkiye Türkçesinden başka bir dil dayatmaya çalışmak insanlarımıza zulüm yapmak demektir. Burası Türkiye Cumhuriyeti. Bunun adını ben koymadım. Türkiye Cumhuriyeti adını hayat koydu. Önce Avrupalılar dedi. Sonra Türkiye Cumhuriyeti oldu. Başkentimiz Ankara’dır. Neyi değiştiriyorsun. O zaman ben de senin adını değiştirim. Böyle bir şey olur mu? Bunlar boş şeylerdir ve doğru şeyler değildir. Dolayısıyla yeni bir anayasa olduğu zaman bazı temeller vardır ki bunlar değişmez.  Bu Anayasa 12 Eylül döneminin baskıcı zihniyetinin oluşturduğu bir anayasadır. Doğru ama devleti, halkı ortadan kaldıracak, Türkiye’yi darmadağın edecek bir takım laflar, söylemler, eylemler başka bir şeydir. Bunun dengesini, iyi kurmak lazımdır.”
 

Kaynak: DP Basın Merkezi {http://www.dp.org.tr/HaberDetay.asp?id=132547}

Bu haber 716 defa okundu.