En Sıcak Konular

MHP'Yİ TASFİYE PROJESİ

23 Mayıs 2011 14:30 tsi
MHP'Yİ TASFİYE PROJESİ Komplonun amacının MHP’nin “restorasyonu” olduğunu ileri sürmek saflık olacaktır. Zira şu ana kadarki seyrinden, bunun “restorasyon” değil bir “yıkım projesi” olduğu açıktır.

MHP’yi tasfiye projesi 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, partisinin 6 üst düzey ismini hedef alan şantaja resti çekmesini takdir etmiş, bununla birlikte daha masada kiminle oynadığını bilmediği için rakibinin (ya da rakiplerinin) ellerinde ne olduğunu kestirmesinin mümkün olmadığını vurgulamıştık. Nitekim bu 6 kişiden ilk olarak Mehmet Ekici’ye ait olduğu ileri sürülen gizli kamera kayıtlarını internet üzerinden dolaşıma sokan şantajcılar bir gün içinde 6 üst düzey MHP yöneticisini birden pes ettirmeyi başardılar. Sonuç olarak şantajcıların kazandığı, MHP’ninse kaybettiği açıktır.

Krizi yönetemediler

Kuşkusuz, peş peşe gelen ve son derece organize bir komplo olduğu aşikâr olan bu kaset yayınlarının MHP’yi bir bakıma “mağdur” konumuna taşıdığı doğrudur. Bu mağduriyetin sandıkta MHP’nin lehine sonuçlara yol açma ihtimali de pekala söz konusudur. Fakat doğrudan partinin çatısını hedef alan bu komplonun yol açtığı krizi yönetme konusunda gösterilen beceriksizlik MHP için telafisi imkansız kayıplara yol açtı, daha da açacağa benziyor.

Tabii insafsızlık yapmamak lazım. Şu an yaşadığımız komplo, diyelim ki bundan 6 ay önce tezgahlanmış olsa başta Bahçeli olmak üzere MHP yönetiminin işi daha kolay olabilirdi. Ama şantajcılar komployu seçim atmosferinde devreye soktular. Yani partinin önde gelen isimleri seçim bölgelerine dağılmışken; Bahçeli il il mitingler düzenlerken MHP yönetimi tam da acil ihtiyacı olan koordinasyonu sağlamakta çok zorlandı.

Bu noktada bir parantez açıp komplonun ilk günlerine dönelim: Medyada, ilk iki parti yöneticisinin istifaya mecbur eden Bahçeli’nin kurmaylarını gelecekteki muhtemel kasetler konusunda uyardığı yazılıp çizilmişti. Ama daha sonra şantajcıların hedef tahtasına oturttuğu 8 isimden hiçbiri kendiliklerinden ortaya çıkmadılar. Çıksalardı süreç farklı gelişir miydi, belli olmaz. Fakat en azından MHP kendi iç hukukunu, dışardan kimseyi bulaştırmadan işletme imkanına sahip olabilirdi.

MHP’nin içinden mi?

Şantajcılar kendilerini ülkücü ve MHP’li olarak sunmaya çalışıyorlar. Özellikle iktidar partisi ve ona yakın kesimler de bu komployu “MHP içi bir savaş” olarak görmek ve göstermek istiyorlar. Hiç de aynı kanıda değilim. MHP ve ülkücü hareketi takip etmeye çalışan bir gazeteci olarak, bu hareket bünyesinde, partinin 10 önde gelen isminin özel hayatını bu kadar didik didik edecek; onların herbirinin özel ilişkilerini gizlice kayıt edecek; tüm bunları çok titiz bir zamanlama ve halkla ilişikiler stratejisiyle dolaşıma sokacak kadar profesyonel, organize ve geniş imkanlarla donanımlı bir muhalefet odağı bulunduğunu sanmıyorum. Böyle bir ihtimal olsaydı bunun işaretlerini çoktan almış olurduk. Kaldı ki böylesine bir odak Bahçeli yönetimini, böylesi komplolara başvurmaya gerek duymadan da sarsabilir, hatta devirebilirdi.

Öte yandan bu komplonun zamanlaması ve boyutları da, projektörleri MHP’nin dışına tutmamızı zorunlu kılıyor. Çünkü tam seçim arifesinde partide onarılmaz yaralar açan ve onu yüzde 10 barajının altına çekmeyi hedeflediği bariz olan bir komplonun amacının MHP’nin “restorasyonu” olduğunu ileri sürmek saflık olacaktır. Zira şu ana kadarki seyrinden, bunun “restorasyon” değil bir “yıkım projesi” olduğu açıktır. Özetle, bu komployu tezgahlayanların, öncelikle tabii ki MHP’yi barajın altına düşürmeyi ama bunun ötesinde, bu partinin tasfiyesini arzuladıklarını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Dolayısıyla son günlerde çok popüler olan “MHP’siz bir TBMM mi istiyorlar?”, “MHP’siz Meclis nasıl bir şey olur?” sorularının yerini “MHP tasfiye edilmek mi isteniyor?”, “MHP’siz bir Türkiye siyaseti nasıl bir şey olur?” sorularını koymamız gerekebilir.[1]

Kasetler değişiyor ama şarkı hep aynı

Partilerini kurmalarının üzerinden çok fazla zaman geçmemişti. AKP Lideri Erdoğan, kurmaylarıyla birlikte İstanbul’da alelacele bir basın toplantısı düzenledi. Partinin kuruluşundaki coşku ve heyecan yerini öfkeye bırakmıştı. Aslında hiç de haksız sayılmazlardı çünkü Kanal D’de Tuncay Özkan, Erdoğan’ın geçmişteki bir konuşmasının kasetini yayınlamıştı. Kasette Erdoğan ne diyordu, hatırlamıyorum; hiç de önemi yok zaten. Kaseti Özkan’a, bugün yine Silivri’de tutuklu bulunan birinin servis ettiğini, söz konusu kişinin TSK’dan bazı isimlerle arasının çok sıkı olduğunu da sonradan öğrendik. Bu kaseti servis edenlerin, onu yayınlayanların ve bu yayından son derece memnun olanların amacı AKP’yi daha doğmadan boğmaktı. Hesaplarının ne derece yanlış olduğu bu partinin kısa süre sonra girdiği ilk seçimden tek başına iktidar çıkmasıyla anlaşıldı.

Tam bir “derin devlet” komplosu olduğu aşikâr olan bu kaset yayınının öncesi de vardı: 1990 ortalarında, Refah Partisi’nin bazı öne çıkan isimlerinin eski dönemdeki konuşma kasetleri yine televizyonlarda peş peşe yayınlanmış ama bu partinin sandıkta tasfiyesi bir türlü mümkün olamayınca, iş, bu tür kasetleri de “delil” olarak kabul eden Anayasa Mahkemesi’ne kalmıştı. Fakat kapatmalar da Milli Görüşçüleri yıldırmadı, hatta tam aksine bu tür operasyonların ardında sistemin dindarlara garezinin yattığını düşünen muhafazakâr seçmenin bir bölümü, dayanışma dürtüsüyle Milli Görüş kökenli parti ve siyasetçilere yöneldi. Son örneği de Fethullah Gülen’den verebiliriz. 28 Şubat sürecinin son operasyonunun atv’de yayınlanan Gülen kaseti olduğunu söylemek mümkün. Bu kaset başlangıçta Gülen hareketine çok ciddi bir darbe indirdi. Her şey bir yana Gülen’in ülkeye dönüşünü imkansız hale getirdi. Fakat Gülen cemaati kısa sürede yeni dönemin şartlarına adapte oldu, zorlukları imkan ve fırsatlara çevirdi ve sonuç olarak yakın zaman öncesinde kendisini tasfiye etmek isteyenleri tasfiye edebilir hale geldi.

Toplum mühendisliği

Tabii ki konuyu MHP kasetlerine bağlayacağım. Dünkü yazımda, internet üzerinden yapılan yayınları “MHP’yi tasfiye projesi” olarak tanımladım. Bugünse, yukarıda verdiğim örneklerden hareketle, bu projenin başarısının hiç de garanti olmadığının altını çizmek istiyorum. Çünkü sözünü ettiğimiz örnekler, sadece kaset yayınlayarak bir siyasi partiyi, hareketi veya şahsiyeti tasfiye etmenin mümkün olmadığını, hatta bu silahın sıklıkla geri tepmiş olduğunu bizlere gösteriyor.

Kimileri, “geçmişteki kasetler siyasi içerikliydi, bunlar özel hayatla ilgili” diyerek yaptığım analizi çürütmek isteyebilir. Ama ben kasetlerin içeriğinin değiştiğinde, ama şarkının hep aynı kaldığında ısrarlıyım. Peki nedir çalan şarkı? Bugün MHP kasetlerinden hiç de şikayetçi olmayan dünün mağdurlarının, bir zamanlar dillerinden düşürmedikleri iki saptamayı ödünç almak istiyorum: “Toplum mühendisliği” ve “kasetlerle siyaseti dizayn etme.”

Yaklaşık 10 seçmenden birinin tercih ettiği, Türkiye’nin üçüncü büyük partisinin, 10 (belki başkaları da sıradadır) yöneticisinin özel hayatlarından hareketle sistem dışına itilmesi mümkün müdür? Mümkün olduğunu kabul etsek bile, bu, ülkenin ne derece hayrınadır? Ve daha önemlisi, böylesine bir projeden âlâ bir “toplum mühendisliği” projesi düşünülebilir mi?

MHP’nin başına gelenler, birilerinin “düşmanlarının silahıyla silahlandığını” bizlere gösteriyor. Ama o silahların düşmanlarının elinde patlamış olduğunu unutmuşa benziyorlar. [2]

Ruşen Çakır - Vatan

Kaynak: GAZETEVATAN

[1] {http://haber.gazetevatan.com/mhpyi-tasfiye-projesi/378786/4/Yazarlar/73}
[2] {http://haber.gazetevatan.com/Haber/378972/1/Gundem}



Bu haber 731 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,217 µs