En Sıcak Konular

OBAMA NE DEMEK İSTEDİ?

21 Mayıs 2011 13:29 tsi
OBAMA NE DEMEK İSTEDİ? ABD bölgedeki egemen ve hakim dalganın sırtına binmeye çalışıyor.

Obama ne demek istedi?

The Guardian gazetesinin Obama'nın konuşmasıyla ilgili analizi şu: Bu konuşma ABD'nin Arap ülkelerine yönelik politikasında bir değişiklik anlamına geliyor. Artık Amerikan Başkanı da statükonun yürümeyeceğini anlamıştır. Bundan dolayı Hillary Clihton da Ortadoğu'nun eskisi gibi kalamayacağını ve değişmeye mahkum olduğunu ifade etmiştir. Konuşma analiz edildiğinde şu görülecektir: Bush yönetiminin askıya aldığı politika Obama yönetimi tarafından askıdan indiriliyor. Asıl soru şu: ABD, Ortadoğu'daki akıntının peşinden mi sürükleniyor yoksa akıntıyı körüklüyor mu? Arap dünyasındaki değişim rüzgarları mı Amerikan politikasını etkiledi ve değiştirdi yoksa Amerikan politikaları mı Arap halklarını harekete geçirdi? Suriye halkının Amerikalıların hatırı için göğsünü Beşşar Esad'ın veya Şebbiha rejiminin kurşunlarına siper ettiğini söylemek için ya ahmak ya da maksatlı olmak gerekir! Muhammed Buazizi de kendisini ne Amerikan çıkarlarına ne de Fransız çıkarlarına feda etmiştir. Suriye halkı da kimsenin kara kaşı veya kara gözü için kendisini rejimin tanklarının veya kurşunlarının önüne atmaz. BOP'un ayaklarından birisi bölgenin arkaik rejimlerden kurtulması ve demokrasi dönemiyle tanışmasıydı. Lakin Filistin'de sandıktan Hamas çıkınca BOP'un ezberi bozuldu ve proje durduruldu. Condoleezza Rice, İsrail'in de telkinleri sonucu demokrasi projesini rafa kaldırdı. Şimdi demokratikleşme sürecinin raftan indirilmesi bükemediğin eli öpmek ve sürecin arkasına geçmek anlamına geliyor.


ABD ve İngiltere zaman zaman bölge ülkelerini demokratikleşme yönünde özendirmiş ve teşvik etmiştir. 1961-1962 yılında Körfez ülkeleri özgür basın ve parlamento için teşvik edilmişse de bölge rejimleri buna direnmiştir. Lakin Amerikalıların bu yöndeki ısrarı kalıcı ve sistematik olmamıştır. Buna mukabil, ekonomik açılım (infitah) daima Amerikalıların birinci derecedeki önceliği olmuştur. Bu alan ABD'nin hayat alanıdır. Mısır'ı demokrasiye açamayan ABD, 1971 yılından itibaren (Sedat döneminde) ekonomik sistemini dünyaya açmış ve ekonomisini 'özgürleştirmiştir'. Esasında o yıllarda Amerikalıların ve İngilizlerin Arap dünyasındaki en büyük önceliği petrolün devletleştirilmemesiydi. İkinci derecede de, İsrail nedeniyle Kral Faysal'ın yaptığı gibi petrolün ambargo ile bir silah haline dönüştürülmemesiydi. ABD bütün dünyaya askeri ve mali ambargo uygularken buna mukabil Arapların petrol ambargosu uygulamasına şiddetle karşı çıkmış ve petrolün devletleştirilmesi ve fiyat artırımı daima yerel rejimlerle ABD arasında gerilim ve krizleri tetiklemiştir. Birçok darbe ve savaş bu nedenle gerçekleştirilmiştir. Newsweek editörü Ferid Zekeriya'nın yazdığı gibi, ABD'nin önceliği daima siyaseti değil ekonomiyi özgürleştirmek olmuştur. Şimdi ise konformist bir biçimde ABD bölgedeki egemen ve hakim dalganın sırtına binmeye çalışıyor.

2009'da Kahire'de yaptığı konuşma heyecanla karşılanırken şimdiki konuşması tepkiyle karşılaşmıştır. Kayda değer bir yankısı olmamıştır. 'İran veya Şii ekseni' söylem olarak, anti Amerikancı olmasına rağmen ABD'nin 10 yıldan beri sürekli olarak Sünni dünyaya zarar vermesi Arap dünyasında kuşkulara neden olmuş ve ABD aleyhtarlığını körüklemiştir. İran'la mukayese edildiği zaman Sünni dünyada Amerikan düşmanlığı çok daha fazladır. Son PEW araştırması da bunu ortaya koymaktadır. Saddam ile birlikte İran, Amerikan düşmanlığı üzerinden sadece ABD'nin manevra alanını genişletebilmiştir. Zira ABD düşmanlığının yanında Sünni dünya ile kutuplaşması (siyaseti) esasen ABD'nin manevra alanını genişletmeye hizmet etmiştir. Yani ABD'yi çaresiz hale getirecek politika, İran'ın komşularıyla ve Sünni dünya ile uyumlu ve iyi geçinmesi olabilirdi. ABD'nin sızacağı gedik ise iki taraf arasındaki mesafe olurdu. Lakin İran'ın çevresiyle gergin ilişkileri sadece Amerikan çıkarlarına hizmet etmiştir. Bunu sadece Araplara mal etmek İran'ın Körfez üzerindeki emellerini görmezlikten gelmek olur. Dolayısıyla İran'ın bölgedeki yayılmacılığı daima ABD'nin yayılmacılığına hizmet etmiştir. Saddam'ınki de böyle olmuştur. İran bu kutuplaştırıcı politikasını meşrulaştırmak için Sünni dünyayı Amerikan işbirlikçisi olarak göstermektedir. Halbuki, ABD'nin mutlak dostu yoktur sadece denge kurmaktadır. Bundan dolayı son dönemde Pakistan,  müttefiki ABD'nin gizli düşmanı olduğunu görmüştür.  Elbette Asıf Ali Zerdari gibi bunu görmeyen işbirlikçiler de vardır. Körfez ülkeleri de ilk defa çıkarların aynı olmadığını görerek ABD'ye karşı mesafe koymaya başlamış ve kendi iç düzenlerini takviye etmenin yollarını bulmaya yeltenmişlerdir. KİK'in Ürdün ve Fas'a açılım politikaları bunu gösteriyor. Suud İstihbaratının (eski) Başı Türki Faysal'ın güvenlik danışmanı Navaf Ubeyd'in Washington Post gazetesinde 'Amid the Arab Spring, a U.S.-Saudi split' başlıklı yazısı, ABD ile bu açılan mesafeyi ortaya koyuyor. Kısaca İran, ABD'nin açık düşmanıdır ve bunun rantını yemekte ve devşirmektedir. Körfez ve Sünni dünya ise ABD'nin gizli düşmanıdır ve bunun bedelini ödemektedir. Bu vakıa ile sabittir. Kısaca, 1980'li yıllardaki İrangate skandalı fasılasız bir biçimde günümüzde de devam etmektedir. Gözardı edilen nokta burasıdır. İlk defa Körfez ülkeleri İran karşında ABD'nin dost olmadığını sadece kendilerini 'karşı ağırlık' olarak kullandığını görüyorlar. Obama böyle bir atmosferde konuşmuştur. ABD yapısal olarak değişmedikçe Esat rejimi konusunda konuşmaları kimseyi kandırmayacak ve tatmin etmeyecektir. Zaten Suriye'deki değişim ya iç dinamiklerle ya da bölgesel araçlarla olmalıdır. Atlantik ötesi, durumu daha karışık ve karmaşık hale getirmekten başka bir şey yapmayacaktır. Gölge etmesin kimse başka bir ihsan istemez. Obama, Filistin cephesinde de yeni bir şey vaat etmedi. Edemezdi de. Konuşmanın çözümü şudur: ABD Ortadoğu'da kaybediyor. Devrimin önüne geçemeyen ABD arkasına geçmeyi denese de sular tersine akmayacaktır.

 

Mustafa Özcan - Milli Gazete 

 

Kaynak: MİLLİ GAZETE  {http://www.milligazete.com.tr/makale/obama-ne-demek-istedi-202854.htm}



Bu haber 894 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,070 µs