CARİ AÇIKTA TEHLİKELİ REKOR

17 Mart 2011 10:35 tsi
Türkiye kronikleşen sorunun milli gelire oranında Portekiz'den sonra ikinci geliyor

Cari açıkta tehlikeli rekor

TİSK, hükümeti cari açıktaki tehlikeli gidiş konusunda uyardı ve herşeyin MB'den beklenmemesi gerektiğini açıkladı. Türkiye kronikleşen sorunun milli gelire oranında Portekiz'den sonra ikinci geliyor.

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Türkiye'de cari açığın GSMH'ye oranının, ekonomileri büyük sorunlar yaşayan Yunanistan, İspanya, İtalya, ABD gibi ülkelere göre daha yüksek olduğuna dikkati çekerek, cari açığın azaltılmasında, sadece Merkez Bankası'na bel bağlanmaması gerektiğini belirtti.Türkiye cari açığın milli gelire oranında (-) yüzde 6.4'le Portekiz'den sonra dünyada ikinci ülke.

Yunanistan ve İspanya

TİSK'ten yapılan yazılı açıklamada, Merkez Bankasının, "Türkiye'nin cari açığının 2010 yılında Orta Vadeli Program (OVP) hedefinden 9,3 milyar dolar saparak 48,6 milyar dolara ulaştığını" açıkladığı hatırlatıldı. The Economist Dergisi'nin yayınladığı verilere göre Türkiye'nin, 2010 yılı cari açığı bakımından dünyada 56 ülke arasında Portekiz'in ardından 2'inci sırada bulunduğuna işaret edilen açıklamada, Türkiye'de yüzde 6,4 düzeyinde bulunan cari açığın GSYH'ye oranının, ekonomileri büyük sorunlar yaşayan Yunanistan, İspanya İtalya, ABD gibi ülkelere göre daha yüksek olduğuna dikkat çekildi.

Enerji ithalatı

The Economist'in listesindeki 56 ülkenin 28'inde cari fazla ortaya çıktığı kaydedilen açıklamada, Türkiye'nin cari açıkta dünya ikincisi olmasına yol açan temel nedenler arasında yüksek miktardaki enerji ithalatı bulunduğu belirtilerek, enerjide dışa bağımlılığı azaltmaya yönelik, nükleer, termal ve yeşil enerji yatırımlarının hızlandırılması gerektiği kaydedildi.

Belediye harcamalarını kısın

TİSK, özel kesim tasarruflarını artırmak için kısa vadede bireysel emeklilik kesintilerindeki vergi iadesi oranının artırılmasını, kamu kesiminin, özellikle mahalli idarelerin harcamalarının kısılmasını önerdi. Türkiye'de yurt içi tasarrufların milli gelire oranının 2009'da yüzde 13,1 iken, Çin'de yüzde 50,4, Hindistan'da yüzde 25,6, Rusya'da yüzde 25,3 olduğuna işaret edildi.

Ekonomik büyüme yavaşlayacak

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), petrol fiyatlarının yüksek seviyelerde kalması durumunda ekonomik büyümenin belirgin şekilde yavaşlayacağını bildirdi. IEA'nın aylık raporunda, petrol fiyatlarının şubat ayında en yüksek seviyeye çıktığına dikkat çekilerek, petrol fiyatlarının eylül ayına kadar mevcut seviyelerde kalması ya da yükselmeye devam etmesi halinde küresel ekonominin belirgin bir şekilde yavaşlayacağı belirtildi.

Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Nobuo Tanaka, Japonya'da meydana gelen deprem ve tsunami felaketinden sonra bu ülkenin petrol ihtiyacı konusunda kaygı duymadığını ve talep gelirse IEA'nın stratejik stoklarından harcama yapmaya hazır olduğunu vurguladı. Ajans Japonya'daki 11 reaktörün elektrik üretimini durdurması durumunda petrol tüketiminin günlük ortalama 200 bin varil artabileceğini bildirdi. Tanaka, "Fiyatlar yıl boyunca 100 dolar seviyesinde devam ederse, küresel ekonomik toparlanma için zararlı olacaktır" dedi.

Başkan Yılmaz: Politikamız hükümete bağlı

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz Japonya'da meydana gelen deprem ve tsunaminin absorbe etmek için çaba gösterdikleri büyük kısa vadeli yatırım akışlarını azaltacağını, böylece yükselen piyasalar için beklenmeyen bir yarar sağlayabileceğini bildirdi. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Wall Street Journal'ın sorularını yanıtladı. 

Maliye'nin tavrı önemli

Uzun vadede Japonya'nın yeniden inşası ihtiyacının "Japon ekonomisine yeniden can vereceğine inandığını" belirten Yılmaz, riskten kaçışın düşük maliyetli yenle borçlanıp Türkiye ve diğer yükselen piyasalardaki kısa vadeli yüksek getirili varlıklara yatırım yapmak olarak bilinen Japon carry trade işlemlerini azaltma olasılığı bulunduğunu da kaydetti.

Gazetede, "Yılmaz, 'Hükümeti para politikası duruşunun yaptıklarına son derece bağlı olduğu konusunda devamlı olarak uyardık. Bunun için eğer maliye politikası yeterli ölçüde sıkı değilse merkez bankası para politikası duruşunu değiştirir'dedi. Bu da faiz oranlarının yükselmesi ve seçimler önünde istenmeyen bir ihtimal anlamına gelir" ifadesi yer aldı.

 

Kaynak: ORTADOĞU GAZETESİ {http://www.ortadogugazetesi.net/haber.php?id=19350}

Bu haber 735 defa okundu.