En Sıcak Konular

GENELKURMAY'A AKIL VEREN KAHVEHANE FİLOZOFLARINA

17 Haziran 2009 20:27 tsi
GENELKURMAY'A AKIL VEREN KAHVEHANE FİLOZOFLARINA Bazı örgütler silahlı savaşta başarılı olamayınca kaset ve dosya savaşına girerek,"İtirafçı" maskesiyle hedef mı bombalıyor? Milli Gazete yazarı Mahmut Toptaş'ın yorumu...

Genelkurmay’a akıl veren kahvehane filozoflarına

En sevdiğiniz ve tadı damağınızda kalan bir olayın gününü, ayını ve senesini hatırlamaya çalışın.

O olayda yanınızda olanların kimler olduğunu hatırlayın

O olayın gerçekleşmesinde katkısı olanların kimler olduğunu biliyor musunuz?

Pazar günü öğle yemeğinde ne yediniz?

12 Eylül 1980 darbesinin ardından yakalanan Hicabi Koçyiğit isimli birinin mahkemede verdiği ifadeler günlerce o günün gazeteleri tarafından arkası yarınlı roman veya pehlivan tefrikası gibi yayınlanmıştı.

Ben iki günlüğünü okuduktan sonra bu uydurma diyerek bırakmıştım.

Çünkü o gencecik yaştaki adam, kendi açıklamasına göre  Sayın Türkeş'le selamsız sabahsız ve de randevusuz görüşüyor, ondan yazılı emirler alıyor, öldürülecek insanların isimleriyle öldürecek olanların isimlerini biliyor, gittiği şehirdeki filan isimli Ülkücü'den silah alıyor ve filana teslim ediyor ve o da filanı öldürüyor.

Bu tür ifadeler hemen hemen her il ve ilçeden isimler, tarihler, gün ve saatlerle devam ediyordu.

Gazeteler de hem satışı artırdığından hem de saldırılması gereken yere saldırı yapıldığından allandıra ballandıra tefrika ediliyordu.

Tabii bütün bunların aslı astarı olmadığı ortaya çıktı ve Hicabi de ceza aldı.

Cem Gariboğlu olayında bile biri çıkıyor ve "Ben onu gemiyle Rusya'ya kaçırdım" diyor.

Öbürü "Ben onu İstanbul Harem semtinde gördüm" diyor.

Bir diğeri "Ben onu Moskova'da gördüm" diyor.

En son olarak dün basına bir  ses kaydı gönderiliyor.

Konuşanın adı: Ferhat Şahin.

Kod adı: Kürşad.

Teşkilatı: Ülkücü.

Görevi: Ergenekon tetikçisi.

Ses kaydını çözenlere göre bu adam, Tekirdağ'ında üç kişiyi öldürmüş.

Ağabeyini vuran üç kişiyi vurmuş.

Ezine'de altı kişiyi vurmuş.

Bayraklı adliyesinde birini vurmuş.

Gülen cemaatinin evlerine uyuşturucu bırakmış.

Bunlar üç bin kişiymişler.

Sabıkası da yokmuş.

Buyurun inanmak istiyorsanız inanın.

Ezine gibi küçük ve sevimli bir ilçemizde bu güne kadar altı kişi öldürülmüş müdür?

Bayraklı Adliyesinde hakimin gözleri önünde adam öldürme olayı olmuş mudur?

Siz, kendiniz bu haberi okuduktan ve de kuşku duyduktan sonra yeniden okursanız daha çok soru çıkarabilirsiniz.

Kuşku duymaz ve de "Allah Allah neler oluyormuş da bizim haberimiz olmuyormuş" derseniz, elinizde kalem, kirletecek bir de köşeniz varsa oradan ahkam kesmeye devam edersiniz ve şöyle sorular sorarsınız:

Genelkurmay mutlaka cevap vermelidir.

Bu üç bin kişiyi nerede eğitmişlerdir?

Eğitmişlerse beş nasihat, eğitmemişlerse genelkurmaya on nasihat.

"Açık konuş"

"Net değilsiniz"

"Şeffaf değilsiniz" gibi ifadelerle kendisinin en akıllı, geri kalanların bunun aklıyla yaşamaya mahkum özürlü gibi olduğunu ortaya koyarak kendini özürlüler yurdunun hademesi zannediyor.

Ben, bazı örgütlerin silahlı savaşta başarılı olmayınca kaset ve dosya savaşına girdiklerini ve "İtirafçı" maskesiyle hedefi bombalamaya başladığını düşünüyorum.

Yalnız "Düşünüyorum" sizin buna katılma mecburiyetiniz yok.

Kesin bilgimin olmadığı konularda yazı yazmadığımı biliyorsunuz. Onun için Ergenekon konusunda da yazı yazmadım.

Bundan sonra da yazmayacağım.

Susurluk olayı hakkında okuduğunuz yazıların toplamı sekiz ciltlik bir tefsir kitabının sayfalarından fazla.

Peki, Susurluk hakkında gerçeği öğrendiniz mi?

Sekiz ciltlik bir tefsir okusaydınız mahalle imamınızın ilerisinde, hatta müftünüzün ilerisinde bir bilgiye sahip olacaktınız.

Altmış yıldır gazetesinde her yazılanın doğru olduğuna inanarak okumaya devam eden ve düşünme melekesini kaybedip her yalan haberin ardından kahvehane filozofu gibi "Vay beee.. neler oluyor da haberimiz yokmuş" demeye devam etmeyin.

Buyurun, kalbimizin kandili, aklımızın delili, gönlümüzün baharı, gözümüzün nuru, kulağımızın nağmesi, dilimizin  zikri olan Kur'an-ı Kerim'i okumaya, iki dünyamızı aydınlatmaya devam edelim dedikodularla ömrümüzü heba etmeyelim.

Hani konuştuklarımızı dinliyorlardı, hani dünyanın her metre karesini dinliyorlardı...

Mahmut Toptaş-Milli Gazete

Kaynak: Milli Gazete,http://www.milligazete.com.tr/makale/genelkurmaya-akil-veren-kahvehane-filozoflarina-129722.htm



Bu haber 572 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,106 µs