En Sıcak Konular

''YAZIKLAR OLSUN SANA DİLİPAK''

17 Haziran 2009 12:02 tsi
''YAZIKLAR OLSUN SANA DİLİPAK'' Yeni Mesaj yazarı Muharrem Bayraktar,Vakit yazarı Abdurrahman Dilipak'ın,AKP karşıtlarının hepsini malum yapılanmayla ilişkilendirmesine büyük tepki gösterdi.

Yeni Mesaj yazarı Muharrem Bayraktar,Vakit yazarı Abdurrahman Dilipak'ın,AKP karşıtlarının hepsini malum yapılanmayla ilişkilendirmesine büyük tepki gösterdi.

İşte o Yazı:

Yazıklar olsun sana Dilipak!

Abdurrahman Dilipak dün bir yazı yazdı. Kendisini savcıdan daha savcı, hakimden daha hakim gören gurur ve kibir dolu ifadeleriyle Ergenekon örgütüne kendince yeni bir tanımlama getirdi. Yazının başlığını “Ergenekon’un resulu, şeyhi, partisi, fahişesi” koymuş. Yazıda Evrenesoğlu’ndan Ömer Öngüt’e, erkek dönmesi Sisi’den Abdullatif Şener’e kadar bir sürü ismi sıralayıp Prof. Dr. Haydar Baş’ı da kendi hayal kurgusu içindeki bu şemaya dahil edip sormuş: “Bağımsız Türkiye Partisi Prof. Dr. Haydar Baş’ın sponsoru kim?”
Soru değil bal kabağı!
Dilipak’a sorarsanız din adına, Müslüman’a özgürlük adına, fikir hürriyeti adına mücadele ediyor. Aslında bu gibilerin “kendi nefsini tatmin etme mücadelesi vermekten öte” bir kaygıları yok.
Çünkü yaptıklarının ne dinle ne imanla alakası var.
Bir Müslümana çamur atmanın, iftira atmanın, onu karalamanın, çamur at izi kalsın taktiğine uşak olmanın Müslümalıkla ne alakası var?
Haydar Baş’ın sponsoru kimmiş?
Bildiğin bir halt varsa söyle. Ömründe bir kez secde yüzü görmemiş tiplerden ayak üstü duyduğun dedikoduları köşene yazı diye döşersen sana “yazıklar olsun” demek düşer bize.
Yazıklar olsun sana.
Git, Meltem TV’yi aç. Sabah akşam orada Kuran-ı Kerim’in öğretildiğini göreceksin. Hem de tam 16 yıldan beri hiç ara verilmeden o ekranlardan gürül gürül Kuran öğretiliyor.
28 Şubat sürecinin en sert en “Çevik” günlerinde gelen baskılara direndi o çamur attığın insanlar. Bütün baskılara rağmen “Kuran’ı” susturmadılar.
Oysa sizin dava arkadaşlarınız sahip oldukları  televizyonlarda  hemen kıvırmış dansöz oynatmaya başlamışlardı.
Cahilsin  bu konularda bilemeyebilirsin, 28 Şubatta bugün çamur attığın BTP liderinin üzerine gelindiği kadar senin 7 ceddinin üzerine gelinmedi. Onu sevenlerin işyerleri, dernekleri,  vakıfları baskın üzerine baskın geçirdi. Trilyonluk cezalara maruz kaldılar.
Ama yılmadılar. Dimdik durdular.
Eğilmediler. Kimseye boyun eğmediler.
Cehaletini gidermek için “28 Şubatın gerçek mağduru; Haydar Baş” isimli kitapçığı okusaydın belki bir şeyler öğrenirdin.
Ama senin kitabında öğrenmek yazmak. Bilgi ve belge yazmaz. Çamur at izi kalsın anlayışı yazar.
Dünkü yazında bu kimliğini bir kez daha ortaya koyuyorsun. İftira atan bir kişinin dili pak olmaz. Olsa olsa zehir olur. Oysa biz senin beraber gezdiğin insanların sponsorlarının kimler olduğunu çok iyi biliyoruz. Hangi liboşun, hangi Amerikancı dostunun hangi yabancı fonlardan paralar aldığını çok iyi biliyoruz. Ama onları asla yazmazsın, yazamazsın. Ne yüreğin ne bileğin buna müsaittir. Ama senin gibi müfterilerin tek derdinin ne olduğunu çok iyi biliyorum. Siz   “Bu Haydar hoca bu kadar baskı gördü de neden bu devlete hala düşman değil, neden, devlete küfredenlerin safında değil” telaşıyla bu yazıları döşüyorsunuz.
Ama çabanız nafile. Haydar baş o safa asla geçmeyecek.
Bu ülkeyi bırakıp başka diyarlar kaçmayacak.
Siz ise pis iftiralarınızla, Müslüman’a çamur atmalarınızla baş başa kalacaksınız.
Boşuna yazılarınız “selam ve dua” bitirmeyin.
Zira iftira atanların ağzına selam da, dua da yakışmıyor.
Dün yaptığımız telefon görüşmesinde Dilipak’a “Yazıklar olsun sizin gibi Müslümana” dedim.
Bugün de aynı şeyi söylüyorum.
İftira atan herkese yazıklar olsun.[1]

***

Dilipak'ın tepki çeken 15 Haziran 2009 tarihli yazısı:

Ergenekon’un resulü, şeyhi, partisi, fahişesi...
 
Kendini “Resul” ilan eden Evrenesoğlu’nun Ergenekon’la ilgisi ne?
Refah dinin mensupları için Hidayet Rehberi yazan Ömer Öngüt Hoca kimin nesi?. “Hakikat” ne?
Bağımsız Türkiye Partisi’nin Genel Başkanı Prof. Dr. Dr. Haydar Baş’ın sponsoru kim?
Peki Sıvaslı Abdullatif Şener’e kim yol verdi, masraflarını kim/kimler karşılıyor?. Gerçekten DP ile ANAP’ı birleştirip ardından Abdullatif Şener’in AK Parti tabanından ve grubundan devşireceği isimlerle ittifak yapmak için bu parti bir Truva atı görevi mi yapacak?
Zekeriya Beyaz ya da Yaşar Nuri ne yapmak istiyordu?
Sisi ve Kalkancı, Tuncay Güney’in müritliği ve cevabını arayan daha bir sürü soru..
Gerçekten Veli Küçük iddia edildiği gibi Ermeni mi? Ermeni olup olmaması önemli değil de, “Ulusalcılık” bunun neresinde?.
İşe bakar mısınız, TSK içinde bir birim, daha iki ay önce AK Parti ile Fethullah Gülen hareketinin nasıl tasfiye edileceği ile ilgili bir andıç hazırlıyor..
Artık Şener Eruygur gibi, Askeri İstihbarat’ın başı Levent Ersöz’ün de “Ergenekon hastası” olarak orada tutulduklarını biliyoruz.. Maşallah asker eşleri de amma cesur ve konuşkan.. Kocaları gibi.. Her şeyi de biliyorlar.. GATA, bu iddialar doğru ise, suçlulara yardım ve yataklık eden bir kurum durumuna düşecek.. Genelkurmay bu iddiaların gerçekliğini soruşturmak yerine, bu iddiaya mesnet teşkil eden kayıtların nasıl, kimler tarafından sızdırıldığını ve bunları kimlerin yayınladığını soruşturmayı daha öncelikli bir konu gibi görüyor..
Konunun hangi boyutunu tartışalım?. Böyle bir belgenin kimler tarafından, niçin ve nasıl hazırlandığını mı, bu belgenin nasıl sızdırıldığını mı, bu konuda getirilen yayın yasağını mı?
TSK ve GATA, BÇG evi gibi.. Bu nasıl bir istihbarat ve güvenlik diyeceğim ama, öte yandan da iyi ki bunlar duyuluyor da, kapalı kapıların arkasında dönen dolapları öğreniyoruz diyeceği geliyor insanın..
Kendi halkına karşı komplo üreten bir “Milli” kuruluş olabilir mi? Cinayet planları yapan, “hakimleri yola getirmek için lojmanlarına bomba attıran” paşalardan söz ediyoruz..
Kendi halkına bunları reva görenler, nasıl barışı korurlar ki! Allah korusun, bunların elinde Türkiye darbeden daha vahim şartlara mahkum olabilirdi.
NATO tatbikatı için İtalya’ya giden gemide uyuşturucu kaçırılmasından söz ediyoruz.. Sağdan soldan top mermileri, roketler, el bombaları çıkıyor..
Sahte şeyhler, tarikatlar, Truva atı gibi partiler..
Apo’nun devlet memuru olduğu iddia ediliyor.. Tavşana kaç, tazıya tut diyen bir düzen..
Kur’an, bayrak ve silah üzerine yemin ettirenler, sonra gidip kilisede tören düzenliyorlar.. Çıkıp İslam’ı “irtica”, Müslümanları “mürteci” olarak tanımlayıp komplolar planlıyorlar..
Daha bunlar deşifre olanları. Yoksa hâlâ Cuma günü Müslümanlara zikir dersi verip, Cumartesi havrada ayin yöneten “haham”lar var.. Kızılı da var, moru da, karası da var, yeşili de bunların..
Bizi birbirimize kırdırıyorlar ve sonra da bizim kanlarımız ve gözyaşlarımız üzerinden kendilerine iktidar ve servet üretiyorlar.. Devrimci “yoldaş”ları, Mason “birader”leri, Müslüman “kardeş”leri, Alevi “can”ları, Sünni “ihvan”ları, milliyetçi “Ülküdaş”ları hepsi var..
Kadrolarında “Resul” de var, “Mehdi” de! “Şeyh” de var, “fahişe” de.. Müftüsü de vardır, vaizi de, hocası da.. Politikacısı da var, doktoru da, sanatçısı da, profesörü de.. Şairi de var, yazarı, sanatçısı da.. Her yerde varlar, hem de çok fazla.. Kuşkusuz herkesten şüphelenmemek gerek ama aramızda binlerce “Lawrence”ın dolaştığını da unutmayalım...
Kurşun atan da onlardan, yiyen de.. Sıvas’ın arkasında da onlar var, Başbağlar’ın arkasında da.. Bizim ılımlıların da içinde varlar, radikallerin de, reformistlerin de.. Laiki de var, şeriatçısı da.. Kim kimdir anlamak için ihtiyad, feraset ve aklı selim gerek.. Tecrübe gerek.. Yoksa size dostunuzu düşman belletirler.. Çünkü profesyonel, kripto şahıslar, her şeyi ile tam istediğiniz gibidir.. Mesela profesyonel Mehdi, bildiğiniz bütün özellikleri ile “tam sizin beklediğiniz” gibi olacak.. Hatta fosforlu elbisesi ile gittiği yere nur saçabilir, aman dikkat!
Sakın aklınızı kiraya vermeyin, söylentilere kanmayın. Dedikodu, iftira ve gıybetten sakının, fasıklar size bir haber getirdiklerinde ihtiyad edin!. Fitne zamanıdır. Şu duayı sıkça yapın: “Rabbim bize hakkı hak, batılı batıl göster ve hakda toplanmayı nasib et” (Amin)
TSK belgesinde Alevi düşmanlığının tahrik edilmesine dikkat. Profesyonel Mehdi, Şia düşmanı olacak. Hani Mehdi’yi en çok Şia bekliyor ya! Müslümanlar arasında Şii-Sünni kavgası için Mehdi konusunu kullanmak istiyorlar..
Benden bu kadar.
Selam ve dua ile.. [2]

****

Abdurrahman Dilipak,ezelden beri Türk Milliyetçiliği'ne karşıdır,bu durumun soyunun kökeni ile alakalı olup olmadığını bilemeyiz ama özellikle Ülkücüler'den "haz" etmediğini iyi bilmekteyiz.Dilipak'ın bu yazısında bahsettiği,ciğeri beş para etmez kişiler yok değil,ama onları,ABD'ye,AB'ye,IMF'ye ve bir Vatikan projesi olan "Dinlerarası Diyalog" çalışmalarına karşı olanların yanında anması, çok manidar duruyor.

Rahman'ın Kulu Dilipak,Evrenesoğlu’nun ,Fethullah Gülen gibi ABD'de yaşadığını biliyor mu?

Türkiye'de yüzüne tükürülecek çok kişi var da,biz bu işi bir ustaya bırakalım.Dilipak'la aynı gazetede yıllardır nasıl yazabildiğine hayret etmemize rağmen,hiç bir zaman gönül koyamayacağımız Abdurrahim Karakoç,bugünkü yazısında,1960'larda kaleme aldığı "Vasiyet" şiirine atıfta bulunarak şöyle diyor:

Vasiyet
 
1960’lı yıllarda yazmışım..
Şiir olarak tek, metin olarak belki de en kısa vasiyet..

İmansız askerin, korkak paşanın
Bir boyuna bir de enine tükür,
Kaçarken vurulup yere düşenin
Bir leşine, bir de kanına tükür.

Bakıyorum da, gençliğimde bayağı cesaretli bir şairmişim..
İftira etmeden, hakarete kaçmadan, gerçekleri olduğu gibi vermek niye cesaret istesin ki?
Ben gelecek nesillere ve kendi neslime bir vasiyet bırakmışım..

Ölürsen de hak yedirme, hak yeme
Ak’a kara, karaya da ak deme
Adaletten ayrılırsa mahkeme
Bir hakime, bir de kanuna tükür.

İyi ki o günlerde yazmışım.. İyi ki bu günlere tehir etmemişim.. Aksi varid olsaydı ömür boyu hapse mahkum olmam işten bile değildi..
Askerin kötüsü ancak darbe yapmayı bilir..
Hukukçunun kötüsü ise, kimi/kimleri nasıl faka bastırırız hesabı ile yetkisini aşan yollara sapar..
O günlerde de, kitabım yeni çıktığında Ankara’daki yüksek dereceli hakimler-savcılar bir araya gelmişler, susturma çareleri aramışlar.. Sonra vazgeçmişler.. İçlerinden birisi: “Adaletten ayrılırsa” diyor ve biz adaletten ayrıldığımızı mı belgeleyeceğiz?

İlaç olsa yeme düşman tasından
Sakın taş attırma dost arkasından
Kim iki yüzlüyse tut yakasından
Bir yüzüne, bir de canına tükür..

Daha o günlerde bir arkadaşım tarizde bulunmuştu.. Yahu Karakoç sen milletin ağzında tükrük bıraktırmayacaksın galiba.. Biz, işi gücü bir yana bırakıp her gün, her saat utanmaz yüzlere mi tüküreceğiz?

Millet parasından verdirme parsa
Edirne’den Van’a, Muğla’dan Kars’a
Nerede bir sahte kahraman varsa
Bir resmine, bir de şanına tükür.

O zamanlar hukuk çevrelerinde “onursal” emekliler yoktu.. Eğer olsalardı mutlaka bir katakulli çevirirler, bizim vasiyeti ters yöne devirirlerdi...
Yani kolay atlatmışız..
Haksız söz ettiğimi kimse söyleyemez.. Amma olsun.. Yıllar sonra bir baktık ki haklılar haksızlardan fazla eziyet çekmeye mahkum etmişler..

Kesmekle kısalmaz cömertin eli
Yiğidin adına eklerler “deli”
Baban olsa bile Allah’sız ölü
Bir ruhuna, bir de sinine tükür..

Çakma ve yapıştırma babalar bir yana, gerçek babaların manevi cezalarını halkın vermesini teklif ediyorum..
Peki ne oldu netice?
O günü yaşayanlar bilir.. Çok güzel şeyler oldu.. Kötülükler bitmedi amma hissedilir seviyede azaldı..

Bırak hesabını ölüm/kalımın
İnanmışa zulmü ne ki zalimin
Manayı reddeden sözde alimin
Bir ilmine, bir de fen’ine tükür..

Ne yazık ki hâlâ okumakla alim olunacağını sanıyoruz.. Heriflerin okumadıkları üniversite, devirmedikleri ansiklopedi kalmamış, isimleri hafızalara kazınmış, lakin cehaletleri altın madalyon gibi parıldıyor..
Sizin oralarda da var bu gibi budaklı kazıklardan, bizim buralarda da..
Umutlarınızı zayıflatmayın..
Siz olmasanız bile çocuklarınız saltanatların yıkıldıklarını görecekler..
Türkiye halkına güzellikler, doğruluklar yakışır..
İnşallah o güzel günlerin gözükmesi fazla uzamaz.. 
.....
Bu ne haldir her taraf bilgi ve belge dolu
Sağ-sol demeç, beyanat, yer-gök genelge dolu
Kimin kim olduğunu anlamak mümkün değil
Bir adamın ardında yüzlerce gölge dolu.[3]

Kaynaklar:

[1].http://www.yenimesaj.com.tr/index.php?haberno=9005013&tarih=2009-06-17

[2].http://www.habervaktim.com/yazaroku.php?id=15065

[3].http://www.habervaktim.com/yazar/15121/vasiyet.html 



Bu haber 881 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,474 µs