Konuk Yazar-Aydınlarocagı.org
Prof.Dr.Mustafa Erkal-Aydınlar Ocağı Genel Başkanı
6 Haziran 2010
Şehitlerimiz ve kamuflajlar
TDAV’nın düzenlediği 16. Türk Dünyası Çocuk Şöleni yine çok başarılı geçti. Bu şölenden nedense bir türlü haberdar olamayanlar, büyük bir fırsat kaçırdılar. Prof. Dr. Turan Yazgan Hocamızı ve ekibini tebrik ediyoruz.
Kürt ve Ermeni açılımlarının kimleri teşvik ettiği, cesaretlendirdiği görülmeye başlandı. Yöneticilerimiz sayesinde açıldıkça daha çok vurulmaya başladık. Terör daha fazla demokrasi ve taviz ile önlenemez.
Terör örgütünü eğiten İsrail ve İsrailli subaylar, yine işbaşındaydı. Filistinlilere yardım götüren Türk gemisine milletlerarası sularda saldırdılar ve elleri yine kana bulandı. İsrail’in terörist bir devlet olduğu, milletlerarası hukuku tanımadığı ama milletlerarası zeminde korunduğu ve kollandığı bilinmektedir. Buna rağmen; gemi saldırıya uğramayacakmış gibi plânlar yapanlar, saldırı ihtimalini göz ardı ederek alternatifini düşünmemişlerdir. Rusya ve İran’la ilişkilerin geliştirilmesi, ABD’nin Ortadoğu şubesi olan İsrail karşıtı politikalar bir jeopolitik eksen kaymasına işaret ediyordu. Davos’ta Sayın Başbakanın “One minute” çıkışı ile askeri tatbikatların ve ilişkilerin dondurulduğunu zannetmiştik. Oysa, biri iptal edilen askeri tatbikattan başka iki ayrı tatbikat daha varmış. İsrail’in OECD üyeliği ve diğer alanlarda sesini çıkartmayan Türkiye, yine geçici bir tepki gösterdi. Çelişkilerden kurtulmadıkça ne istikrar buluruz; ne de kendimize saygılı olunmasını sağlayabiliriz. Bir taraftan bölge ülkeleri ile yakınlaşan Türkiye; diğer taraftan Büyük Ortadoğu Projesi’nin bölgeye demokrasi getireceğini zanneden ve bunun asbaşkanlığına soyunmuş bir Türkiye... Bu anlaşılabilir bir şey değildir.
Filistinli dindaşlarımızı her zeminde koruyup kolluyoruz. Yardımlar yapıyoruz. Bütün bunlara rağmen; onların Güney Kıbrıs Rum Kesiminin kuyruğunda neden dolaştıklarını anlamakta da zorlanıyoruz. Bazıları gemi saldırıya uğramasaydı; kendilerine sözde dayatıldığını iddia ettikleri Türk kimliğinin de farkına varamayacaklardı. Yine farklılıklara dayalı bir taassubu sürdüreceklerdi. İslâmi görüntü altındaki bu grubun toplantılarında ay-yıldızlı bayrağımızın bulunmamasına dikkat edildiği de bir gerçektir. Irkçı, bölücü teröre verdiğimiz şehitler konusunda gerekli tepkiyi göstermeyenlerin, bu olay karşısındaki hassasiyetleri dikkat çekicidir. Müslümanın vatanı, devleti ve milliyeti olur.
Korsan devlet İsrail’e karşı devlet zaafı sergiledik. Sözde kriz masası kurduk; ama saatlerce konan haber ambargosunu kıramadık. Zayiat ve yaralılar hakkında bilgi dahi alamadık. Bütün bunlara rağmen; bayrak yakma çirkinliğinden uzaklaşalım. Bu, klâsik bir Ortadoğu tedhişçiliğidir ve bize yakışmaz.
Gemiye saldırılacağı belliydi. Amaç; İsrail’le Türkiye’nin arasını daha fazla açmak, ileride çekilecek ABD gücünün bölgedeki kontrolünü İsrail’e vermek ve İsrail’i bölgesel güç yapmaktır. Biz istediğimiz kadar küresel ve bölgesel güç olduk diyelim. Bu saldırıyla maksat; terör örgütüne İsrail desteğini daha meşru, açık hale getirebilmektir.
Mavi Marmara’ya saldırı olduğu gün, İskenderun’da hain ve kahpeçe bir saldırı sonucu 6 askerimiz şehit düştü. Daha doğrusu ölümsüzleştiler. Hepsini rahmetle anıyor, Türk Milletinin başı sağ olsun diyoruz.
Siyasi iktidarlar İslâmi görünüm altındaki bazı dernek ve vakıfların arkasındaki yabancı istihbarat örgütlerini iyi takip etmekle yükümlüdürler. Soğuk Harp döneminde Sovyetler Birliği’ne ve komünist yayılmacılığa karşı “Yeşil Kuşak” hareketi içinde kullanılan fert ve kuruluşlar; şimdi saptırılmamış İslâm’a karşı ABD tarafından kullanılıyor. Komünizm hedefinin yerini İslâm aldı. İslâm’ı tanınmaz hale getirmede ve Müslümanı devşirmede İslâmi söylemli kuruluşlar kullanılıyor. Bunun son örneklerinden birisi de; Mardin Artuklu Üniversitesi’nde düzenlenen cihat fetvalarının değiştirilmesiyle ilgili toplantıdır. Abant toplantıları da Devleti ele geçirme ve rövanş almada, Batının tezlerini kabul ettirmede kullanılan bir başka araçtır. Bunların kamuflajlarına aldanarak değerlendirme yapma cehaletinden kurtulalım
Bu yazı 1,724 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
11 Nisan 2022
Değerli Devlet Adamı Rahmetli Alparslan Türkeş'in Ardından
-
25 Mart 2021
''Türk-İslam Sentezi'' ve Garip Yakıştırmalar
-
28 Mart 2020
Virüslü Genel Manzara
-
4 Şubat 2020
İstanbul Kanalı Üzerine
-
1 Ocak 2020
Milli Marşımıza Ve Türkçeye Yapılan Saygısızlık ve Bir Sapıklık Örneği
-
26 Kasım 2019
Aranan Bir Kayıp: İnsan Hakları
-
7 Şubat 2019
Türk Dünyasının Bazı Sorunları
-
9 Ocak 2019
Ümmet Soslu Yeni Türkiye Oyunu
-
21 Aralık 2015
Türklüğün Gururu Prof.Dr. Aziz Sancar
-
24 Kasım 2015
Iğdır'da 42. Şura
-
5 Eylül 2015
Psikolojik Savaş ve İstikrar
-
14 Temmuz 2015
Koalisyon Mecburiyeti
-
23 Nisan 2015
Seçim Öncesinin Gündemi
-
9 Şubat 2015
Başkanlık Sistemi Tuzağı
-
1 Aralık 2013
1920 Ve 1923 Ruhları
-
4 Ağustos 2013
İleri Demokraside İlerlerken !
-
12 Haziran 2013
Kosova ve Balkan Gerçeği
-
30 Nisan 2013
Çözüm ve Barışın Arka Planı
-
8 Nisan 2013
Çelişkiler Yumağı
-
30 Mart 2013
Ters İşleyen Barış Süreci
Yorumlar
+ Yorum Ekle