Geçtiğimiz hafta Adalet Bakanı Sadullah Ergin, "vicdani ret'le ilgili Milli Savunma Bakanlığı'nın bir çalışma hazırladığını duyurup, "Bu hafta içinde olmazsa önümüzdeki hafta içinde karar aşamasına gelinmiş olacak. Çok kısa süre içinde bunu Bakanlar Kurulu'nda görüşeceğiz" demişti.
Ergin'in sözlerine parelel olarak,Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz da, "vicdani ret" için yurtdışındaki örneklerin incelendiğini belirterek, ''arkadaşlar bakıyorlar, ortak bir çalışmayı getirecekler'' dedi.
Hükümetin iki yetkili ağzı tarafından deklare edilen "vicdanı ret" çalışmaları tabii olarak toplumun önemli kesimi tarafından tepkiyle karşılandı.
"Bedelli askerlik" şartlarını partisinin grup toplantısında açıklayan Başbakan Erdoğan,''vicdani ret''le ilgili kamuoyunda oluşan tepkilere yönelik olarak, "Vicdani ret olarak adlandırılan düzenleme hükümetin gündeminde asla olmamıştır, bu konu spekülasyondan öte bir anlam ifade etmiyor" dedi.
Oysa biz Sadullah Ergin ile İsmet Yılmaz'ı da hükümet üyesi olarak biliyorduk.
Başbakanın "gündemimizde yok" dediği ''vicdanı ret'e muhalefet liderleri Kılıçdaroğlu ile Bahçeli'nin yaklaşımı ne şekilde?
Ana Muhalefet Lideri Kılıçdaroğlu, "vicdani ret" tartışmalarının ilk günlerinde yaptığı açıklamada, "AB üyesi olacaksak benzer düzenlemeler yapmalıyız" diyerek projeyi desteklemişti.
Bahçeli ise "vicdani ret" konusunda,"Vicdanları olmayan, milleti benimseyen odaklar şimdi de vicdani retçiliği gündeme taşımışlardır.Biz buna ne olursa şiddetle itiraz ve taraflarını telin edeceğiz.Buradaki maksat son derece sakıncalıdır '' diyor.
Bahçeli yaptığı bir başka açıklamada ise aynı konu ile ilgili şu ifadelerde bulunuyor:
"Özellikle vicdani red garabetinin hükümet cenahından seslendirilmesi ve bunun karşılığında oluşan kamuoyu tepkisi nedeniyle geri adım atılması herkesin gözü önünde cereyan etmiştir. Ülkemizin bu nazik ve kritik döneminde, vicdani red tekliflerinin AKP tarafından servis edilmesinin tehlikeli ve milletimizin temel milli ve manevi değerlerini tahrip edecek ve bölücü çevrelerin eline koz verecek ortama davetiye çıkaracağı aşikârdır.''
Anlaşıldığı üzere Kılıçdaroğlu ''vicdanı ret''e olumlu bakarken,Erdoğan şimdilik,Bahçeli ise kesinlikle karşı.
Erdoğan'a şimdilik dememiz şundan,Kılıçdaroğlu 12 Haziran seçimleri öncesi "bedelli askerliği" dile getirdiğinde Erdoğan, "Bizim şu anda gündemimizde böyle bir durum yok.Gerçekten böyle bir konunun üzerinde durulması gerekiyorsa,biz bunu seçimden sonra bu anayasa meselesi de dahil olmak üzere eğer referanduma gitmek durumu gerek olursa,biz kalkarız böyle bir şeyi ancak referanduma taşırız ki,halkımız bunun kararını vesin:Çünkü ben şahsen böyle bir sorumluluğun altına Tayyip Erdoğan olarak giremem.Çünkü parası olan var, parası olmayan var,parası olan bastıracak parayı askerlikten kurtulacak, eee parası olmayan da gidecek askerlik yapacak.Kimlerle görüştüysem ben,kenar köşedeki izbe yerlerdeki vatandaşım,onlar hiç bu işe sıcak bakmıyorlar.Eee biz bu yola çıkarken kimsesizlerin kimi olarak çıktık,Sessiz yığınların sesi olarak çıktık. o zaman sormamız lazım,ona göre de adımızı atmamız lazım" demişti.
Erdoğan bu,yarın ne yapacağı,ne diyeceği hiç belli olmaz.
Ayrıca sayın başbakan, "İstemeyen askere gitmez. Ben vicdanı reddi de doğru buluyorum. Çünkü dünya artık özgürlükler dünyasıdır" diyen partisinin manisa milletvekili Selçuk Özdağ'a sormuş mudur acaba: ''o zaman vatanı kim koruyacak?"
''Vicdanı ret''de ortak bir tavır ortaya koyamayan AKP,CHP ve MHP ''bedelli''de ise hemfikir.
Yalnız muhalefetin bir itirazı var: ''Bedel çok yüksek''
Kılıçdaroğlu diyor ki;'' Meclis aşamasında parası olmayanlar için önerge vereceğiz. Parası olmayanların da yararlanması için değişiklik önereceğiz. Bizim zaten bu konuda kanun teklifimiz vardı. Bu haliyle parası olan askerlik yapmasın, olan yapsın sonucu çıkıyor. Bu kamu vicdanına sığmaz.''
Devlet Bahçeli de, "Önerideki adaletsiz, eşitsiz ve vicdanları sızlatan tablonun düzeltilip, yurtdışındaki vatandaşlarımızı da ilgilendiren bedelli rakamının aşağı çekilerek, kısmi bir iyileşmeye gidilmesi doğru ve hakkaniyetli olacaktır." diyor.
Askerliğin mecburi olduğu,terörün yılda yüzlerce vatan evladını toprağa düşürdüğü bir ortamda (Bahçeli'nin tabiri ile ''Ülkemizin bu nazik ve kritik döneminde'') "Milliyetçi" bir partinin bedelliyi savunuyor olması "esef" verici bir durum.
Ne yani parası olan "bedelli",
Vicdansız olan "retçi''
Peki gariban ve haysiyetli
Anadolu genci
"Keriz" mi?
Bazıları "bedelli ile 'vicdanı ret aynı şey değil" diyebilir...
Nitekim Bahçeli de "TSK'nın kapısındaki yığılmayı eritecek bedelli askerlik konusu başka bir şeydir, vicdani redçilikle anayasada tanımlanan vatan hizmetini inkâr etmek başka bir şeydir" diyor.
"Bedeli"yi savunup "vicdanı ret"e karşı çıkanlara sormak lazım; "aralarında ne fark var?"
İkisinin de niyeti askerlikten yırtmak değil mi?
Biri devletin belirlediği ''bedeli'' ödüyor diğeri işi "bedeva"ya getirmek istiyor.
Anlamak istemeyenlere bir de şöyle anlatalım:
"Genelev"de çalışan kadın ile ''randevu evi''nde çalışan kadın arasındaki fark var nedir ki,devlet "genelev"dekine izin verirken "randevu evi"ndekine "ahlak polisi" gönderiyor?
Cevap gayet basıt: "Genelev"deki vergiye tabi, "randevu evi"ndeki ise vergi ödemiyor.
İkisi de ''fahişelik'' yapıyor ama "genelev"dekinin kayırılma sebebi devlete katma değer sağlıyor olması.
İşte "bedelli" ile "vicdanı ret"çi arasındaki fark da budur.
Bir de şu var tabi onu da Milliyet'ten Fikret Bila dile getirdi:
"...bu düzenlemeye "bedelli askerlik" demek ne kadar doğru?
Ortada bir bedel var ama askerlik yok. Bedelini ödeyen bir gün bile askerlik yapmayacak. Hiç kışlaya gitmeyecek. Parayı verecek, tezkereyi alacak... O halde buna "bedelli askerlik" değil, "askerliğin bedeli" desek daha doğru olmaz mı?..."
Elbette doğru olur.
O yüzden kimse kusura bakmasın
"Bedelli" konusunda "vicdanı retçi''yim.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle