En Sıcak Konular

SİYASETLE BİRLİKTE TÜRK TOPLUMU DA KUTUPLAŞTI

12 Kasım 2019 12:53 tsi
SİYASETLE BİRLİKTE TÜRK TOPLUMU DA KUTUPLAŞTI Birçok farklı uluslararası endekse göre Türkiye’nin şu anda dünyanın en fazla kutuplaşmış ülkelerinden biri olduğunun ifade edildi.


Türkiye, Dünyanın en fazla kutuplaşmış ülkelerinden biri

IPM’den Cana Tülüş Türk’ün moderatörlüğünde gerçekleşen panelde şu kitaplar tanıtıldı:

- Evren Balta’nın kaleme aldığı Tedirginlik Çağı - Şiddet, Aidiyet ve Siyaset Üzerine

- Senem Aydın-üzgit’in “İslamcı-Seküler Ayrımı ve Türkiye’nin Şiddetli Kutuplaşmaya Düşüşü” başlıklı kitap bölümüyle katkıda bulunduğu ve Andrew O’Donohue’nin Thomas Carothers ile birlikte editörlüğünü yaptığı Bölünmüş Demokrasiler: Küresel bir Sorun Olarak Siyasi Kutuplaşma

- Fuat Keyman ve Ayşe Köse Badur’un yazdığı Kürt Sorunu: Yerel Dinamikler ve Çatışma

Siyasetle birlikte Türk toplumu da kutuplaştı

Birçok farklı uluslararası endekse göre Türkiye’nin şu anda dünyanın en fazla kutuplaşmış ülkelerinden biri olduğunun ifade edildiği panelde, Senem Aydın-Düzgit, konuşmasında şunları söyledi:

“Siyasi liderler arasındaki ideolojik politika temelli ayrışmalar olduğu gibi toplumun da hem ideolojik hem sosyal mesafe olarak kutuplaştığını görüyoruz. Türkiye’de kutuplaşmanın artması özellikle 1990’ların sonu ve 2000’lerin başı itibariyle ve 2007’den itibaren gittikçe artan bir şekilde görmeye başladık. Halkın %62’si ülkenin derinlemesine kutuplaştığını düşünüyor. Kutuplaşmanın yüksek oranda devam etmesi toplumdaki kişisel ilişkileri de etkiliyor. %74’ü diğer partiye oy verenle iş yapmak istemiyor, %79’u diğer grupla evlenmek istemiyor, %70’i ise komşu olmak istemiyor. Ancak diğer taraftan, partizan bağlamdan çıkartıldığında sosyal mesafenin düştüğünü görüyoruz. %76 farklı bir etnik grupla komşu olabiliyor ya da %67 çocuğunun arkadaş olmasına ses çıkarmıyor. Diğer taraftan kutuplaşma yargıya güveni azaltıyor. Türkiye’de yargıya güven 2007’de %67 iken 2016’da %4’ e düşüyor. Bu ise OECD ortalamasının %10 altına tekabül ediyor. Yerel seçimler halkın gittikçe artan kutuplaştırıcı politika ve söylemlerden artan rahatsızlığını gösterdi.”

Toplumun huzuru için yerel yönetimle birlikte kent yönetiminin güçlendirilmesi şart

Son 5 yıldır Kürt sorununun değişen parametrelere sahip olduğunun altını çizen Fuat Keyman da konuşmasında şu konulara dikkat çekti:

“Tarihsel, dönemsel ve siyasal parametreler belirleyicidir. Son 5 yılda olan gelişmeler Kürt sorununun bölgesel ve küresel bir sorun olmaya başladığını gösteriyor. İçeriden dışarıya doğru değil dışarıdan içeriye doğru bir belirleyicilik var. Kürt sorunu giderek kentleşiyor. Kent şiddet ve kutuplaşmanın ana mekânı haline geliyor. Kürt sorunu orta sınıflaşıyor. Kent Belediyelerine atanan kayyumlar da kutuplaşmayı yaratıyor. Halk içinde ise barış kavramından normalleşmeye geçme isteği var. Kimlik temelli yaklaşımdan vatandaşlık temelli, eşitlik, refah ve çocukları ile kendilerinin yarınlarına güvenle bakma arzusu öne çıkıyor. Toplumun huzuru için yerel yönetimle birlikte kent yönetiminin çok daha güçlendirilmesi gerekiyor.”

7 Haziran ve 15 Temmuz eklenmeleri Kürt sorununu derinleştirdiğini ifade eden Ayşe Köse Badur ise “Diyarbakır, Van, Mardin, Tunceli ve Bingöl’de saha araştırmalarını da kapsayan birden fazla araştırmanın sonunda ortaya çıkan kitapta daha 2013-2015 yıllaır arasında yaşanan iki senelik çatışmasızlık sürecinin özlemle hatırlandığı ve artık gündelik yaşamın normalleşme ihtiyacının oldukça yüksek olduğu görüldü. 2015’yılında yenidne başlayan çatışma sürecinden bu yana yaşanan olumsuz gelişmeler neticesinde ekonomi siyasallaşmış, bölgeden beyin ve sermaye göçü artmış, sivil toplum alanı faaliyetlerini durdurma noktasına gelmiş ve özellikle belediye ve STK’lar kanalıyla kadınlara yönelik olarak gerçekleştirilen olumlu çalışma ve etkinlikler neredeyse ortadan kalkmıştır. Fişlenme korkusu da halk arasında yaygınlaşmıştır. Gündelik yaşam tedirginlik içinde geçmekte, bölgede umutsuzluk artmaktadır. Özellikle potansiyel suçlu olarak görülecek denli bir ötekileştirme ve kutuplaşmanın topluma hakim olması her katmandan bireyi olumsuz olarak etkilemektedir. Örneğin bu durum gençlerin dahi okumak için büyük kentler yerine bölgedeki üniversiteleri tercih etme eğilimi göstermesine sebep olmaktadır. Bölgede umut ilkesine bağlı olarak halk gündelik yaşamın en kısa sürede normalleşmesi ihtiyacını duymaktadır” dedi. (Hibya Haber Ajansı)


Bu haber 574 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,283 µs