En Sıcak Konular

MS TEDAVİSİNDEKİ GELİŞMELER UMUT VERİYOR

30 Mayıs 2017 23:50 tsi
MS TEDAVİSİNDEKİ GELİŞMELER UMUT VERİYOR Etkisini merkezi sinir sisteminde gösteren bir bağışıklık sistemi hastalığı olan Multipl Skleroz (MS), tüm araştırmalara rağmen hala gizemini koruyor.

D vitamini eksikliği ve aşırı stres riski artırıyor!

MS TEDAVİSİNDEKİ GELİŞMELER UMUT VERİYOR

Etkisini merkezi sinir sisteminde gösteren bir bağışıklık sistemi hastalığı olan Multipl Skleroz (MS), tüm araştırmalara rağmen hala gizemini koruyor. Özellikle son 20 yıl içinde pek çok ipucu yakalanmasına rağmen MS’e yol açan nedenlerinin henüz tam olarak anlaşılamadığını söyleyen Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayşe Sağduyu Kocaman, belli genetik özelliklerin yanı sıra, D vitamin eksikliği, virüs enfeksiyonları, aşılar, sigara, stres, aşırı tuz tüketiminin MS’ in ortaya çıkmasında tetikleyici nedenler arasında yer aldığını anlatıyor. Genç erişkin çağda ortaya çıkması ve erken dönemde tanı konularak tedavi edilmemesi durumunda özürlülüğe neden olması hastalığın önemi ve ciddiyetini artırıyor. Ancak, özellikle son 10 yılda gelişen yeni tedavi alternatifleriyle tedavide önemli yol kat edilmesi, MS’ in gelecekteki tedavisi konusunda umut veriyor.
 
Hastaların yüzde 85’inde aniden ortaya çıkıyor
Dünyada 2,3 milyon MS hastası olduğu düşünülüyor ve epidemiyolojik çalışmalar görülme sıklığının ekvatordan uzaklaştıkça arttığını gösteriyor. Çalışmalardan yola çıkılarak, ülkemizde de yaklaşık 35 bin MS hastası olduğu tahmin ediliyor. 2013 yılından bu yana MS’in ‘Ataklı MS’ ya da  ‘Progresif MS’ olmak üzere 2 tipte ele alınmaya başlandığını söyleyen Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayşe Sağduyu Kocaman, hastaların yüzde 85-90’ında MS’ in bir anda ortaya çıkan ve ataklarla seyreden tipinin görüldüğünü belirtiyor. Belirtilerin daha yavaş gözlendiği, başlangıçtan itibaren de ilerleyici özellikteki grup ise hastaların yüzde 10-15’ini oluşturuyor. 
 
Kadınlarda daha fazla görülüyor
MS, hastaların üçte ikisinde  20-40 yaş arasında ortaya çıkarken, üçte birinde 40 yaş üstünde ya da 20 yaş altında başlıyor. 55 yaşın üzerinde ise risk belirgin olarak azalıyor. Kırk yaş altında başlayan ataklar ve düzelmelerle giden ataklı MS, kadınlarda erkeklere oranla yaklaşık 2,5-3 kat daha sık görülüyor. 40 yaş sonrası başlayan progresif MS ise kadın ve erkek oranları benzerlik gösteriyor. 
 
 
 
 
Belirtilerin kendiliğinden geçmesi tanıyı geciktiriyor
MS’in kişiden kişiye değişken belirtileri özellikle hastalığın başlangıç dönemlerinde kendiliğinden de düzelebiliyor. Bu nedenle hastaların hekime başvurmadığına ve dolayısıyla da tanının gecikebildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Ayşe Sağduyu Kocaman, MS hastalarında görülebilecek bulguları şöyle sıralıyor: “Başlıca belirtileri arasında vücudun çeşitli bölgelerinde özellikle gövdede, yüzde, kollar ya da bacaklarda uyuşukluk, karıncalanma, güçsüzlük, görme keskinliğinin azalması ya da çift görme, baş dönmesi, dengesizlik, beceriksizlik, idrar kaçırma ya da idrar yapamama, dışkılama sorunları ve yorgunluk bulunuyor. Nadiren bellek sorunları, duygu durum değişiklikleri, cinsel işlev bozuklukları, konuşma bozuklukları, baş ağrısı, uyku bozuklukları ya da epileptik nöbetler de gözlenebiliyor.”
 
24 saatten uzun süren belirtilere dikkat!
Ataklar ve düzelmelerle seyreden yaygın formunda belirti ve bulguların 24 saatten uzun sürdüğü dönemler ‘atak dönemi’ olarak tanımlanıyor. Prof. Dr. Ayşe Sağduyu Kocaman, “Atak dönemlerde gözlenen bulgular kendiliğinden ya da kortizon tedavisiyle tam ya da tama yakın düzeliyor. Ancak hastaların bu belirtileri dikkate almaları ve 24 saatten uzun sürmesi durumunda da mutlaka bir hekime başvurmaları gerekiyor. Çünkü, bu dönemde hastalığın seyrini etkileyen tedavilere başlanması ve düzenli kullanılması, yakın doktor izlemi gelecekte özürlülük oluşumunun engellenmesi açısından son derece önemlidir” diyor. 
 
Aşırı stres riski artıyor
Çok sık viral enfeksiyon geçirenlerde, özellikle Epstein Barr virüs enfeksiyonuna maruz kalanlarda, D vitamin eksikliği olanlarda, aşırı stres altında yaşayanlarda MS gelişme riskinin arttığını söyleyen Prof. Dr. Ayşe Sağduyu Kocaman, “MS kalıtsal bir hastalık değildir ancak ailesel yatkınlık gözlenebilir. Bu nedenle göreceli olarak risk altında olabileceğini düşündüğümüz kişilerde MS gelişim riskini azaltmak için D vitamini eksikliğinden, aşırı stresden kaçınmalarını, sigara içmemelerini, aşırı tuz tüketmemelerini, sağlıklı beslenmelerini, spor yapmalarını öneriyoruz” diyor.   
 
İlk 10 yıl hastalığın seyrini belirliyor
MS’nin tanısında hastada ortaya çıkan belirtileri çok iyi dinlemek yani ayrıntılı öykü almak çok büyük önem taşıyor. Tanıyı kesinleştirmek amacıyla da beyin ve omuriliğin kontrast madde vererek Manyetik Rezonans (MR) görüntüleme ile değerlendirilmesi gerekiyor. Bazı vakalarda, kesin tanı için beyin omurilik sıvısının (BOS) incelenmesi, kan testleri ve elektrofizyolojik çalışmalar da gerekebiliyor. Hastalığın seyrinin nasıl devam edeceğini gösterdiği için tanı konduktan sonraki ilk 10 yılın çok önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Ayşe Sağduyu Kocaman, ”Çevresel faktörlere bağlı olarak ikinci hatta üçüncü 10 yılda da hastalığın seyrinde değişme ihtimali olsa da yakın hekim izlemi ile hastalık kontrol altında tutulabiliyor” diyor. 
 
MS tedavisi, sabır ve kararlılık gerektiriyor
MS tedavisinde, hastalığın aktivitesini mümkün olan en erken dönemde kontrol altına almak, atakların önüne geçmek ve özürlülüğü engellemek amaçlanıyor. Geçtiğimiz son 10 yılda çıkan yeni ilaçlarla bu konuda önemli yol kat edildiğine işaret eden Prof. Dr. Ayşe Sağduyu Kocaman, tedavi başarısında, tanının erken evrede konması ve hastaların tedaviye uyumunun çok önemli olduğuna işaret ederek şöyle konuşuyor: “Günümüzde tedavi açısından pek çok seçeneğe sahibiz. Her hasta için, hasta özelinde karar verilerek uzun dönem kullanılması gereken tedaviye başlanabiliyor. Özellikle erken dönemlerde atak geçirilip, belirtilerin ortadan kalkmasıyla hastalar rahatladıkları için tedavilerini aksatabiliyor ya da bırakabiliyor. Ancak, gelecekte özürlülük oluşmaması için bu dönemde tedavilerini sürdürmelerinin son derece önemli olduğunun unutulmaması gerekiyor.”
 
Düzenli ve sağlıklı yaşam atakların önüne geçiyor
MS ataklarını kontrol etmenin en önemli yolunun atakları öneyici tedavilerin düzenli olarak uygulanması olduğuna işaret eden Prof. Dr. Ayşe Sağduyu Kocaman, “Ayrıca düzenli uyumak, Akdeniz tipi beslenmek, egzersizin yapmak, yorgunluk, stres ve sık viral enfeksiyonlardan kaçınmak, sigara içmemek ve hekime danışmadan canlı virüs aşısı yaptırmamak da ataklardan korunmada önem taşıyor” diyor. 



Bu haber 514 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,606 µs