En Sıcak Konular

TÜMTİS’İN SENDİKAL FAALİYETLERİNİN NEDEN SUÇ ÖRGÜTÜ GEREKÇESİ OLARAK GÖSTERİLDİ?

3 Nisan 2017 23:58 tsi
TÜMTİS’İN SENDİKAL FAALİYETLERİNİN NEDEN SUÇ ÖRGÜTÜ GEREKÇESİ OLARAK GÖSTERİLDİ? CHP İstanbul Milletvekili Yakup Akkaya Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın yanıtlaması talebiyle sordu.

TÜMTİS’İN SENDİKAL FAALİYETLERİNİN NEDEN SUÇ ÖRGÜTÜ GEREKÇESİ OLARAK GÖSTERİLDİ?

İstanbul Milletvekili Yakup Akkaya Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın yanıtlaması talebiyle Türkiye Taşımacılık İşçileri Sendikasının Horoz Lojistik A.Ş. adlı firmada çalışan işçilerin sendikalarında örgütlenmesi çalışmalarında seçilmiş 9 yöneticisi ve 6 üyesinin neden çıkar amaçlı suç örgütü kurma ve üyesi olma suçlamasıyla Ankara Ağır Ceza Mahkemesi tarafından mahkûm edildiklerini sordu.

Akkaya; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 51. Maddesinin, çalışanların sendikalarda serbestçe örgütlenme hakkı olduğunu ifade etmekle birlikte; bu hakka dayanarak sendikal faaliyette bulunan tüm sendikaların her an terör örgütü veya çete” suçlamasına maruz kalabilmesine yönelik bir çalışmasının bulunup bulunmayacağını sordu.

Yakup Akkaya’nın verdiği soru önergesinin detayı şu şekilde:


TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Aşağıdaki sorularımın Adalet Bakanı Bekir Bozdağ tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla,

Yakup AKKAYA
İstanbul Milletvekili 

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 51. Maddesi, çalışanların sendikalarda serbestçe örgütlenme hakkı olduğunu ifade etmektedir. Yine Anayasamızın 90. Maddesi çerçevesinde Türkiye tarafından onaylanan Birleşmiş Milletler Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi’nin 8. Maddesi ile Uluslararası Çalışma Örgütü’nce çıkarılan 87 No’lu Sendika Özgürlüğü ve Sendikalaşma Hakkının Korunması Sözleşmesi’nin 3. Maddesinde de bu hak açık olarak belirtilmiştir. Bu hakkın kullanımı da 6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ile düzenlenmiştir.
Sendikalar da 1947 yılında çıkarılan 5018 Sayılı İşçi ve İşveren ve Sendikalar Birliği Kanunu’ndan bu yana Yasalarda belirtilen hükümlere uygun olarak faaliyetlerini de yerine getirmektedirler. Demokratik hukuk devletinin gereği olan örgütlenme hakkının kullanımı bu çerçevede hayat bulmaktadır. 
Türk-İş Konfederasyonuna bağlı Türkiye Taşımacılık İşçileri Sendikası da uzun yıllar boyunca taşımacılık sektöründe bu faaliyetlerini yasalar çerçevesinde yerine getirmiştir. Ancak, 2006 yılında faaliyet gösterdiği işkolunda Horoz Lojistik A.Ş. adlı firmada çalışan işçilerin sendikalarında örgütlenme tercihini kullanmaları ile başlayan süreçte, işverenin şikâyeti üzerine örgütlenme faaliyeti adeta başka bir boyuta taşınmış ve sendikaların en temel görevi olan işçilerin örgütlenmesi için çalışma görevi bir suç olarak değerlendirilmiştir. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan 2008/133 Esas ve 2012/272 Karar numaralı dava dosyasında Tümtis Sendikasının seçilmiş 9 yöneticisi ve 6 üyesi TCK’nın 220. Maddesi çerçevesinde çıkar amaçlı suç örgütü kurucusu ve üyesi olmak suçlamasıyla yargılanmışlardır. Sendikal faaliyetin 135 Sayılı İşçi Temsilcileri Sözleşmesinin de en temel ilkelerinden olan üyeleriyle görüşme yapmak ve üyelerinden aidat almak çıkar amaçlı suç örgütünün gerekçesi olarak gösterilmiştir. 
Söz konusu Ankara Ağır Ceza Mahkemesince verilen bu hüküm gereğince TÜMTİS Sendikası’nın yöneticileri çeşitli süreler ile hapse mahkûm olmuşlardır. 
Bu çerçevede;
Uluslararası Sözleşmelerce korunan örgütlenme hakkı çerçevesinde yürütülen bu faaliyetler, yasal olarak koruma altında olmasına rağmen neden bir Ağır Ceza davasının konusu yapıldığına ilişkin Bakanlığınızca herhangi bir soruşturma yapılmış mıdır?
Söz konusu 11. Ağır Ceza Mahkemesinde Kararı veren mahkemenin başkanı DÜNDAR ÖRSDEMİR  (sicil no:35974), üye MUSTAFA KARATAY (sicil no:37294) ve üye KADRİYE ÇATAL (sicil no:38129) ile C. Savcısı MEHMET ÖZGÜR (sicil no:38528) kendileri de terör örgütü üyesi olmak suçlamasıyla tutuklu olup halen yargılanmalarına devam edilmektedir. Bu çerçevede Bakanlığınızca söz konusu hakimlerin vermiş olduğu kişi özgürlüklerini kısıtlayıcı kararlar incelemeye tabi tutulmuş mudur?
Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 311. Maddesi gereğince bu hakimlerin vermiş olduğu kararların yeniden gözden geçirilmesine ilişkin Bakanlığınızca bir işlem tesis edilmiş midir? 
Söz konusu Mahkemenin kararında sendika aidatı toplamak 6356 Sayılı Sendikalar Kanunu’nun 18. Maddesine göre yasal bir hak olarak belirtilmesine rağmen bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle de söz konusu karar verilmiştir. Bir yasaya göre hak olarak tanımlanan bir gelirin; bir mahkeme tarafından hangi saik ve gerekçe ile suç unsuruna dönüştürüldüğüne ilişkin herhangi bir inceleme yapılmış mıdır? 
Bu yaratılan suç tanımı aynı zamanda Türkiye’de faaliyet gösteren bütün sendikaların ve üyelerinden aidat alan bütün derneklerin yasa dışı faaliyet gösterdiği anlamına geleceğinden her an “terör örgütü veya çete” suçlamasına konu edilebileceğini de göstermektedir. Bunu önlemeye yönelik bir çalışmanız bulunmakta mıdır?
Türkiye’de sendikalarda örgütlü işçi sayısı 2017 yılı Ocak ayı itibariyle toplam işçilerin sadece % 12’si düzeyindedir. Sendikalaşmanın önüne işverenlerce çeşitli biçimlerde zorluklar getirilmektedir. İşçiler örgütlenme hakkını kullanmaları nedeniyle işten çıkarılmaktadır. Bu toplumsal sorunun çözümü için Yüce Meclis’e iş güvencesinin sağlanması amacıyla defalarca kez kanun teklifleri verilmiş olmasına rağmen iş hukukumuzda sadece tazminat müessesesi kurulmuştur. Bu mahkeme kararı ile bu tazminat müessesesi de tarihe karışacak, her işveren işyerlerindeki sendikal örgütlenme hususunda yukarıda belirtilen ceza davalarına başvurmaya başlayacaktır. Bunu önlemeye yönelik herhangi bir çalışmanız bulunmakta mıdır?
6356 Sayılı Kanunun 78. Maddesinde bu kanuna aykırı hareket edenler hakkında uygulanacak cezai yaptırımlar belirtilmiştir. Bu yasanın açık hükmü bulunurken ve bu kanuna göre bu cezai yaptırımların uygulanmasında Çalışma Bakanlığı yetkili kılınmış iken söz konusu Mahkeme ilgili Bakanlıktan görüş almış mıdır? Bu görüş alınmadı ise bu görüş alınmadan yapılan bu işlem ve 6356 Sendikalar kanununa aykırı olarak verilen bu karara ilişkin herhangi bir düzeltme işlemi tesis edilecek midir?
Söz konusu Mahkemenin kararı Uluslararası örgütlerce de kınanmaktadır. Buna ilişkin basın açıklamaları yoluyla Türkiye’de verilen bu kararın örgütlenme özgürlüğünün zedelenmesi anlamına geleceği belirtilerek Türkiye’nin uluslararası Çalışma Örgütünce “Kara Liste”ye alınacağı da belirtilmektedir. Bu çerçevede Bakanlığınızca Türkiye’nin uluslararası saygınlığını korumaya yönelik herhangi bir girişim yapılacak mıdır? 
Çeşitli yayın organlarında son aylarda çıkan haberlerde Adalet Bakanı tarafından Türkiye’nin demokratik bir ülke olduğu belirtilmektedir. Örgütlenme özgürlüğü de demokrasinin olmazsa olmaz koşuludur. Bu özgürlüğü zedeleyici bu tür Yargı kararlarını önleyici herhangi bir düzenleme yapmayı düşünüyor musunuz?  
Somut olayda haklarında haksız yere hüküm kurulmuş olan ve halen cezaevinde bulunan Sendika yöneticileri hakkında herhangi bir işlem yapmayı ve yeniden yargılanmaları hususunda bir girişimde bulunmayı düşünüyor musunuz?
Adalet Bakanı olarak 15 Temmuz sonrası yaptığınız açıklamaların bir çoğunda FETÖ örgütlenmesinin yargı organı içerisinde örgütlendiği belirtilmiş ve bu çerçevede HSYK tarafından da benzer gerekçelerce binlerce hakim ve savcı KHK’lar ile bu görevlerinden çıkarılmışlar veya açığa alınmışlardır. Bunların bir kısmı da halen yargılanmaktadırlar. Söz konusu kişilerin yargılanmaları esnasında açık olarak mahkeme kararlarının yasalar ve hukuk devleti ilkesi gereğince değil, terör örgütünün imamlarının kararlarına göre alındığı da belirtilmektedir. Bu çerçevede devletin adalet sisteminde binlerce insan haksız ve hukuksuz yere ceza almış olabileceği, verilen bu mahkeme kararlarının hukuki meşruiyetinin olmadığı da açıkça ortadadır. Olağanüstü KHK’lar ile “kış lastiği kullanmayanlara idari para cezası verilmesi”, “İşsizlik Sigortasından işverenlere teşvik uygulaması” gibi OHAL’in gerekçesiyle hiçbir bağlantısı olmayan kararlar alınırken bugüne kadar doğrudan OHAL’in konusu olan bu devlet içinde örgütlenen ve kendi çıkarları için devlet gücünü bu amaçla kullanan FETÖ terör örgütünün üyeleri tarafından verilmiş bu mahkeme kararları neden bugüne kadar tekrar gözden geçirilmemiştir? Bu alanda neden bir Komisyon kurulmamıştır? Söz konusu hakimlerden tarafından verilen bu kararların yeniden gözden geçirilmesi için bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz? 



Bu haber 603 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,113 µs