İLKER BAŞBUĞ ESARETTEN KURTULUP NÖBETİ DEVRALDI

Özgürlüğünün ilk gününde, tutuklu asker yakınlarının kurduğu Vardiya Bizde Platformu'nun "Sessiz Çığlık" eylemine katılan Başbuğ, "Arkadaşlarımızı da burada kucaklayacağız" dedi

Binlerce kişi katıldı

Ümraniye Davası'nda müebbet hapse çarptırılan ve Anayasa Mahkemesi kararıyla Silivri'den tahliye edilen eski Genelkurmay Başkanı emekli Org. İlker Başbuğ tutuklu yakınlarının yanına koştu. Başbuğ, binlerce kişinin destek verdiği ve trafiğin durma noktasına geldiği Beşiktaş'taki eylemde önemli mesajlar verdi. 

Bunun devamı gelecek

Her zaman eşlerinin yanında olan Vardiya Bizde platformunun kadınlarını kutluyorum. Benim esaretten kurtulmam bir başlangıçtı. Devamı mutlaka gelecek, bundan emin olun. TSK'ya en büyük darbe Balyoz Davası vasıtasıyla vuruldu. 323 silah arkadaşım ceza aldı. Ümit ediyorum ki onların da özgürlüğü yakın.

TBMM'nin ayıbıdır!

 

Cezaevinde bir vekil kaldı. O da Engin Alan… Aramızda olmaması, bana göre TBMM'nin ayıbıdır. Bugün yağmur altında buraya gelip destek veren herkese candan teşekkür ediyorum. Balyoz Davası'ndaki arkadaşlarımızın, bütün arkadaşlarımızın özgürlüğü yakındır. Burada hep beraber onları kucaklayacağız.

Özgürlüğüne kavuştu mücadeleye başladı

Cezaevinden önceki gece tahliye edilen İlker Başbuğ, dün "Balyoz" dan tutuklu asker yakınlarının "Sessiz Çığlık" eylemine katıldı. Başbuğ, "Esaret dönemimden kurtulmam bir başlangıçtır. Bunun devamı mutlaka gelecek" dedi

Silivri Cezaevi'nden önceki gece tahliye edilirken "Mücadeleme devam edeceğim" diyen eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, özgürlüğünün ilk gününde mücadelesine başladı ve Beşiktaş'a giderek Balyoz Davası'nda tutuklu asker yakınlarına destek olmak için "Sessiz Çığlık" eylemine katıldı. Beşiktaş'ta binlerce kişi Başbuğ'a destek verirken, eylem nedeniyle trafik durma noktasına geldi. Konuşmasına "Kar, kış demeden her zaman eşlerinin yanında olan Vardiya Bizde platformunun kadınlarını candan kutluyorum" diye başlayan Başbuğ, şunları söyledi: "Benim dün esaret dönemimden kurtulmam bir başlangıçtı. Bunun devamı mutlaka gelecek bundan emin olun. Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) en büüyk darbe Balyoz Davası vasıtasıyla vuruldu. 323 silah arkadaşım bu dava kapsamında ceza aldı. Ama ümit ediyorum ki onların da özgürlüğü yakındır." 

Meclis'in ayıbı

İlker Başbuğ şöyle devam etti: "Bu arada tutuklu milletvekillerinin tamamı serbest bırakılırken, bugün cezaevinde bir vekil kaldı. O da Engin Alan. Onun bugün aramızda olmaması her şeyden evvel bana göre TBMM'nin ayıbıdır.

Engin Alan'ı ben Kuleli Askeri Lisesi'nde 15 yaşındayken ben lise birinci sınıftayken Engin ortaokuldaydı, 13 yaşındaydı. Beraber çok yerde görev yaptık. Bugün tek vekilin Balyoz Davası kapsamında cezaevinde olması hepimizin ayıbıdır. Hepimizden evvel de TBMM'nin ayıbıdır. Bugün bu yağmur altında buraya gelip destek veren herkese candan teşekkür ediyorum. Balyoz Davası'ndaki arkadaşlarımızın, bütün arkadaşlarımızın özgürlüğü yakındır. Burada hep beraber onları da kucaklayacağız." 

Kitap imzaladı

Başbuğ, daha sonra Levent'teki bir alışveriş merkezinde düzenlenen imza törenine katıldı. İlker Başbuğ, vatandaşların yoğun ilgisi ile karşılaştı. İmza törenine Başbuğ'un yanı sıra Uğur Dündar, Yılmaz Özdil, Nedim Şener, Ruhat Mengi, Rutkay Aziz, Tarık Akan, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da katıldı. 

Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, "Suçlamalara Karşı Gerçekler" adlı kitabıyla "Er Mektubu Görülmüştür" adlı kitapları imzaladı. Alışveriş Merkezi içinde ve önünde bekleyen vatandaşlar oldukça heyecanlıydı. Sevenleri, İlker Başbuğ'un önceki akşam Silivri Cezaevi'nden tahliye edilmesinden dolayı çok mutlu olduklarını dile getirdi. Bu arada kitaplarını imzalatmak için bekleyen vatandaşlar uzun kuyruklar oluşturdu. Alışveriş merkezinde devam eden imza töreni saat 17.00'ye kadar sürdü. 

Kanadoğlu: Karar, diğer tutuklulara da emsal olmalı

Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un tahliyesi ve mahkeme kararının diğer tutukluları nasıl etkileyeceği hakkında açıklamalarda bulundu. Kanadoğlu, şunları söyledi: "İlker Başbuğ kararı bireysel başvuru üzerine verilmiş bir karar ama onun durumunda olan herkes için ayrıca başvurup bireysel olarak haklarının ihlal edildiğine dair karar almalarını beklemek demek, kesinlikle vicdani ve adil bir düşünce olmaz. Başbuğ'un durumunda olan bugüne kadar haklarında verilmiş olan karar 7 aydır yazılmamış olan veya tahliye talepleri hakkında etkin belirli biçimde açıklayıcı karar verilmemiş, tahliye talepleri reddedilmiş olan kişilerin hepsinin yararlanması lazım. Doğu Perinçek, Tuncay Özkan gibi zaten onların durumu daha değişik. 5 yılı aşkın süredir tutuklu olanların hiçbir talebi olmadan bu durumda yararlanmaları lazım. Bireysel başvuru yapmalarına gerek yok. 5 yıllık süresi dolan kişinin başka hiçbir şeye gerek kalmadan tahliye edilmesi lazım, onlara da emsal olacak bir karardır. Tahliyesini duyduğumda ilk düşünebildiğim şey gasp edilmiş olan 26 ayıydı. Türkiye Cumhuriyetinin emekli genelkurmay Başkanının olmadık neden ve gizli tanıklarla müebbet ağır hapse mahkžm edilmesini düşündüm ve ne hale geldiğini gördüğüm yargı adına üzüldüm. Hem İlker Başbuğ hem de yargı adına duyduğum sadece üzüntüdür." 

Hak ihlali var

"Anayasa Mahkemesi'nin kararının içeriğine baktığımızda burada hak ihlali tespiti var" diyen Ankara Barosu Başkanı Sema Aksoy da şunları kaydetti: "Ümraniye davası için Ağustos 2013'te karar çıkmıştı fakat aradan 7-8 ay geçmiş olmasına rağmen henüz kararı yazılmadı. Bu süreç içerisinde Başbuğ ve diğer sanıklar da temel hak ve özgürlüklerinden yoksun bırakılmaya devam edildi. Yargıtay'a dosyanın gitmesi geciktiği için Anayasanın 19. Maddesi'ndeki kişi hürriyeti ve güvenliği ilkesi de ihlal edildi diyor. Bu tespit sadece Başbuğ'a yönelik değil. Tabii ki bireysel başvuru olduğu için o kapsamda değerlendirilmiş. Bu kapsamda benim kanaatim Başbuğ'un da yargılanmakta olduğu dosyadaki tüm sanıklar için bu kararın emsal nitelikte olduğu ve özellikle 5 yılı dolanlarla ilgili mahkeme bir yazı göndermiş. Ben ısrarla buna karşı çıkıyorum. 2+1'dir ağır ceza mahkemelerinin azami tutukluluk süresi. 2+1 tutukluluk süresi dolan kişilerin de derhal serbest bırakılması gerektiğini düşünüyorum." 

"Geçmiş olsun" mesajları yağdı

Silivri Cezaevi'nden tahliye edilen eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'a liderlerden "geçmiş olsun" telefonları yağdı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ümraniye Davası'nda müebbet hapis cezası alan ve Anayasa Mahkemesi'nin kararının ardından 26 ay sonra tahliye edilen Başbuğ'u telefonla arayarak "geçmiş olsun" dileğinde bulundu. Başbakan Tayyip Erdoğan ise Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'nde bulunduğu sırada İlker Başbuğ'u telefonla arayarak "geçmiş olsun" dileklerini iletti. Erdoğan'ın, Başbuğ'a, tahliyeden dolayı memnuniyetini dile getirdiği öğrenildi. TBMM Başkanı Cemil Çiçek de Başbuğ'u arayarak "geçmiş olsun" dileğinde bulundu. Başbuğ'a "geçmiş olsun" dileklerini ileten bir diğer lider de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ydu. Kılıçdaroğlu, Başbuğ'la telefonda yaptığı konuşmada şunları söyledi: "Kumpasa dayalı olarak gerçekleştirilen yargılamalar sonunda 26 aylık mahkumiyet ile hak ve özgürlüklerinizden mahrum edilerek yaşamınızdan çalınan 26 aydan sonra özgürlüğünüze kavuşmanızdan mutluluk duydum. Bu tahliye kararının emsal olmasını ve adalet dağıtmayan özel yetkili mahkemelerce özgürlükleri kısıtlanan diğer tutukluların da bir an önce serbest bırakılarak kendilerine, ailelerine çektirilen zulme, sıkıntıya son verilmesini diliyorum." 

"Ümraniye" de kimler tahliye olabilir

Yeni yasa sonrası seri tahliyeler beklenirken, Ümraniye Davası'na bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi de tutukluluk süreleri 5 yılı aşan 22 sanığın durumlarını incelemeye aldı. Bu isimler arasında Tuncay Özkan, Veli Küçük, Hurşit Tolon ve Doğu Perinçek de var. İşte tahliyesi beklenen isimler: Oktay Yıldırım, Mehmet Demirtaş, Muzaffer Tekin, Fikret Emek, Ergün Poyraz, İsmail Yıldız, Veli Küçük, Mehmet Fikri Karadağ, Kemal Kerinçsiz, Sevgi Erenerol, Zekeriya Öztürk, Doğu Perinçek, Hikmet Çiçek, Hasan Atilla Uğur, Durmuş Ali Özoğlu, Tuncay Özkan, Ataman Yıldırım, Levent Göktaş, İbrahim Şahin, Mustafa Dönmez, Levent Ersöz, Kemal Aydın. Tutukluluk süresini 5 yılla sınırlayan yasa KCK davalarını da etkiliyor. KCK'ya yönelik ilk operasyon Diyarbakır'da 2009'da gerçekleştirilmişti.  Diyarbakır merkezli başlatılan ve 12 ilde eşzamanlı düzenlenen bu ilk operasyonda 53 kişi gözaltına alınmıştı. Bu operasyon kapsamında gözaltına alınan kişilerin de tahliye edilmesi gündemde. 

Kimler yararlanamaz

Yasa, tutukluluk süresini 5 yılla sınırlandırdığından, Balyoz Davası sanıkları bundan etkilenmeyecek. Yargılananlar arasında MHP Milletvekili Engin Alan, Bilgin Balanlı, Gürbüz Kaya, Can Erenoğlu gibi isimlerin de olduğu Balyoz Davası'nda, hüküm kararları Yargıtay tarafından da onandığından, bu isimler "tutuklu" değil, "hükümlü" sıfatı taşıyor. Dolayısıyla, eğer yeniden yargılama ya da Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvuru çerçevesinde farklı bir kararı olmazsa, haklarındaki hüküm kadar hapis yatmaları gerekiyor.

"7 aydır yazılmaz mı" isyanı!

Ümraniye Davası'nda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Tuncay Özkan ve 23 yıl 9 ay hapis cezası emekli Albay Levent Göktaş'ın avukatı Hüseyin Ersöz, Ümraniye Davası'na bakan hakimleri ve duruşma savcısını Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) şikayet etti. 4 sayfalık şikayet dilekçesinde, Ümraniye Davası'na bakan mahkeme başkanı Hasan Hüseyin Özese ve üyeler hakimler Sedat Sami Haşiloğlu, Hüsnü Çalmuk, Mehmet Fatih Uslu, Nihat Topal, Ercan Fırat ile duruşma savcısı Mehmet Ali Pekgüzel hakkında soruşturma başlatılmasını talep etti. Şikayet edilen mahkeme heyetinin ve savcının Ümraniye Davası'nda Ceza Muhakemesi Kanuna (CMK) aykırı karar ve uygulamalara imza attıkları öne sürülen dilekçede, "Şikayet edilen hakimler, Ümraniye Davası'nda 5 Ağustos 2013 tarihinde sanıklar hakkında cezalandırılmaları yönünde hüküm vermiş, ancak aradan geçen 7 ayı aşkın süredir gerekçeli kararı yazmamış ve dosyayı temyiz incelemesi için Yargıtay'a göndermeyerek 'Hürriyeti tehdit ve görevi kötüye kullanma'suçlarını işlemişlerdir" denildi. Ümraniye Davası'nda Levent Göktaş'ın 5 yıl 2 ay ve Tuncay Özkan'ın ise 5 yıl 6 aydır tutuklu olduğuna dikkat çekilen dilekçede,  "Hükmün açıklandığı duruşmanın üzerinden yaklaşık 7 aylık bir süre geçmiş olmasına karşın tutukluluk durumları ile ilgili bir inceleme de gerçekleştirilmemiştir" ifadelerine yer verildi.

Zirve Davası'nda 5 kişi serbest

Zirve Yayınevindeki cinayetlere ilişkin davada tutuklu yargılanan Emre Günaydın, Cuma Özdemir, Hamit Çeker, Salih Gürler ve Abuzer Yıldırım tahliye edildi. Sanık Cuma Özdemir'in avukatı Soner Demirci, "Malatya E Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan sanıklar Emre Günaydın, Cuma Özdemir, Hamit Çeker, Salih Gürler ve Abuzer Yıldırım'ın tahliyesine karar verildi. Kendilerini saat 02.30'da cezaevi önünde teslim aldık, ailelerine teslim ettik. Sanıklar, adli kontrol ve yurt dışına çıkış yasağı koşuluyla serbest bırakıldı" diye konuştu. Malatya'da, 18 Nisan 2007'de, Zirve Yayınevi'nde çalışan Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel, boğazı kesilerek ve bıçaklanarak öldürülmüş, zanlılardan Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker,  Abuzer Yıldırım ve Emre Günaydın tutuklanmıştı.

Kaynak: YENİÇAĞ GAZETESİ http://www.yenicaggazetesi.com.tr/esaretten-kurtulup-nobeti-devraldi-95548h.htm