DOĞRULUŞ ZEMİNİMİZ: ''HELALİ BİR MİLLET İSTİKLALİ BİR DEVLET''
24 Şubat 2014 23:40 tsi
Bugün Türkiye'nin içinden geçtiği çürüme ve tasfiye sürecini anlamada, anlamlandırmada ve durdurup tersine çevirmede arkamızda duran iki önemli tecrübe var.
Doğruluş zeminimiz: 'Helali bir millet, istiklali bir devlet'
Bugün Türkiye'nin içinden geçtiği çürüme ve tasfiye sürecini anlamada, anlamlandırmada ve durdurup tersine çevirmede arkamızda duran iki önemli tecrübe var. Bunları mukayeseli olarak irdeleyebilirsek çıkış noktası bulabileceğiz.
İlki Endülüs tecrübesi. Müslüman Araplar, bugünkü İspanya topraklarına gidip 711-1492 yılları arasında oralarda çok parlak ve bir o kadar da hazin bir İslam varlığı ortaya koyarak güçlü bir İslam devleti kurdular. Fakat zamanla iki önemli sebepten dolayı yıkıldılar, dağıldılar ve yok olup gittiler. 1. Hristiyanların dışarıdan yaptığı bölücü, parçalayıcı, birbirine düşürücü tahriklere kapılıp toplumsal anlamda millî ve devlet bağlamında siyasi birlik ve bütünlüklerini kaybedip parçalandılar. Büyük, güçlü, millî ve siyasi birliği olan bir İslam Devleti var iken, zamanla küçük küçük devletçiklere, derebeyliklerine, valiliklere, emirliklere parçalandılar. Hanedan üyeleri arasında hükümranlık ve taht kavgaları arttı, birbirleriyle uğraştılar.
Ama öbür taraftan küçük devletçikler, derebeylikler halinde bulunan Hristiyanlar birleşerek büyük bir siyasi devlet haline geldiler. Yani parçalı haldeki Hristiyanlar birleştiler ve bütün halindeki Müslümanları parçaladılar. 2. Hükümdarlar ve önde gelen kesim, müslümanca yaşama biçimini ve cihadı terk edip saraylarda zevk, sefa ve eğlenceye düşkün hale geldiler.
Bu tecrübeyi günümüz Türkiye'sine uyarlayalım. Endülüs İslam Devleti gibi Osmanlı Devleti de büyük ve güçlü bir devletti. Ancak özellikle Tanzimat'tan sonraki süreçte Hristiyan Batılı Devletler, dışarıdan tahrikkâr bir şekilde Osmanlı varlığını dinlere, ırklara ve coğrafyalara göre bölücü, parçalayıcı nasyonalist çalışmalar yaptılar. Bunun sonucu olarak 1912'de Hristiyan unsurlar, 1914 Birinci Dünya Paylaşım Savaşı sonrası süreçte Araplar, daha önce Arnavutlar ayrıldı.
Şimdi de aynı emperyalist Haçlı Hristiyan Batı, demokrasi kılıfı içine sarılmış etnik, mezhepsel, coğrafya ve hayat tarzı farklılığına dayalı bir siyaset ihracıyla Türkiye'yi ve Türk millet birliğini içerdeki Türk düşmanı etnik ırkçı, İslamcı ve laikçi işbirlikçileri marifetiyle parçalamaya çalışıyor. Ama öbür taraftan aynı Batı, Endülüs zamanında olduğu gibi bizi parçalarken kendileri siyasi, coğrafi, ekonomik, askerî birliklerini sağladılar. Avrupa, önceleri Kelt, Got, Latin, German, Angl, Sakson gibi birçok kavimden ve derebeyliğinden oluşurken zamanla birleşip İngiliz, Alman, Fransız gibi millet birliğine; şimdi de milletler birliği olan Avrupa Birliğine evrildiler. Amerika da öyle.
Amerika ve Avrupa'dan oluşan Batı, bugün Türkiye'yi Endülüs'e benzetmeye çalışıyor. Zira siyasi, millî, coğrafî birlik ve bütünlüklerini kaybeden Endülüs Müslümanları, her anlamda birlik ve bütünlüklerini sağlamış olan Hristiyanlar tarafından Endülüs'ten kovuldu, ya da katledilerek yok edildi.
Endülüs'ün yok oluşunda ikinci sebep olan zevk, sefa ve eğlenceye düşkülük olgusu, aslında her devletin yıkılışında temel unsurdur. Nitekim Roma İmparatorluğu da büyük ölçüde bu sebepten yıkıldı. Bugün Türkiye'mizde de televizyon programlarının neredeyse tamamı, kapitalist pazar, gündelik toplumsal hayat bütünüyle Türk milletini zevk, sefa ve eğlenceye yönlendirmiş durumdadır.
Bugünkü Türkiye'nin gidişatını anlamamıza yardımcı olacak ikinci önemli tecrübe, "Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı" sürecidir. Büyük Selçuklular, 1040-1157 yılları arasında Harezm, Horasan, İran, Irak, Suriye, Arap yarımadası ve Anadolu'yu içine alan geniş bir coğrafyada hüküm sürmüştü. Ancak zamanla parçalandı, küçük küçük devletçiklere, beyliklere ayrıldı ve yok olup gitti.
Bu durumun sebepleri arasında şunlar var:
1- Devlet, merkezî hâkimiyetini kaybetti.
2- Devlet, siyasi ve millî birliğini kaybedince bünyesinde yer alan Türk boyları parçalandı ve birbirlerine düştüler. Selçuklu Hanedanına mensup olan valiler, yönettikleri bölgelerde bağımsızlıklarını ilan ederek âdeta her şehirde bir devlet kuruldu. Yani bir bakıma derebeylikler ortaya çıktı.
3- Dışardan Hristiyan dünya yani Haçlılar saldırdılar.
4- Hasan Sabbah, Türklerin ve diğer müslümanların merkezî devlete olan sadakatlerini yok eden, fetihçi, cihatçı ruhlarını iğdiş eden, beyinlerini uyuşturan, düşünme ve akletme melekelerini yok eden, sorgulamasız biçimde ne denirse ölümüne giden mankafa ve mankurt insanlar üreten Batınîlik çalışmaları yaptı.
Bu gibi sebepler sonucu parçalanan Büyük Selçuklu Devleti, âdeta her şehirde bir devletçik kurulan derebeyliklere bölündü. Ancak içlerinde en küçük olan Osmanlı Beyliği, millî ve İslamî değerlere sımsıkı bağlı ve tamamen samimi ve ihlaslı olduğundan, bireysel, maddi ve dünyevî menfaat yerine İslamlığın ve Türklüğün yüceltilmesi gibi büyük bir gaye etrafında kenetlendiklerinden en küçük beylik olmalarına rağmen diğer beylikleri içine alan büyük bir Osmanlı Devleti kurdular. Endülüs'ün zıddına parçalanmayı ve yok olmayı durdurup tersine çeviren bir tecrübeydi bu.
http://www.yenimesaj.com.tr/?artikel,12008940/dogrulus-zeminimiz--helali-bir-millet-istiklali-bir-devlet-/prof-dr-nurullah-cetin
'Beşiktaş aradaki farkı kapatır' 24 Şubat 2014 00:02 tsi
'Beşiktaş aradaki farkı kapatır' Beşiktaş'ın eski kaptanı ve teknik direktörü Rasim Kara, siyah-beyazlı kulübün Vodafone Arena projesiyle beraber, "birinci büyük" olma yolunda büyük bir adım attığını söyledi
Yeni stadın rakiplerle aradaki uçurumu hızla kapatacağına inandığını kaydeden Kara, şu ifadeleri kullandı: "Yeni stadın maketini görmek bile beni çok duygulandırdı ve çok etkiledi. Biteceği günü sabırsızlıkla bekliyorum. Başkanımız, 'ağustos ayında içeri gireriz' diyor. Tüm beklentimiz planlanan zamanda tamamlanması. Vodafone Arena, Fenerbahçe ve Galatasaray ile aradaki mesafeyi kapatmamıza da vesile olacak. Üçüncü büyük olmak yerine artık birinci büyük olma zamanı yavaş yavaş geliyor."
'Devler Ligi finali uzak değil'
Vodafone Arena'nın Beşiktaş için yeni bir çağ açacağını savunan deneyimli teknik adam, eski İnönü Stadı günlerini de unutmayarak şunları söyledi: "İnönü Stadı'nın yıkılması Beşiktaş için bir çağı kapattı, yeni bir çağı açacak. Yedi yıl Beşiktaş'ın kaptanlığını yaptım. Arkamda 10 arkadaşım ile birlikte sahaya çıktığımızda o uğultu bizi sağır ederdi. Özellikle bizim gibi Beşiktaş emektarları için İnönü'nün yıkılması hiç kolay değil. İnşallah tüm bu başarılar Vodafone Arena'da katlanarak tekrar eder. Yeni stat açıldıktan sonra Beşiktaş'ın futbolcusu ve teknik heyetinin tek hedefi, Devler Ligi'nde final olmalıdır. Neden olmasın? G.Saray, Terim hoca ile UEFA Kupası'nı kaldırmadı mı? Beşiktaş neden başaramasın? Çok uzak bir hedef değildir Şampiyonlar Ligi finali."
Prof. Dr. Nurullah Çetin -Yeni Mesaj
Kaynak: YENİ MESAJ GAZETESİ http://www.yenimesaj.com.tr/?haber,13004972/besiktas-aradaki-farki-kapatir-
Bu haber 798 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle