BAŞNAKAN'DAN BARANSU'YA VATANA İHANET SUÇLAMASI
8 Aralık 2013 14:16 tsi
Başbakan Erdoğan, 2004teki MGK kararını yayımlayan gazeteci Mehmet Baransuyu vatana ihanetle suçladı, fişleme iddiaları ve ortaya çıkan belgeleri kampanya olarak değerlendirdi
Açıklarsam yer yerinden oynar!
Başbakan Erdoğan, 2004teki MGK kararını yayımlayan gazeteci Mehmet Baransuyu vatana ihanetle suçladı, fişleme iddiaları ve ortaya çıkan belgeleri kampanya olarak değerlendirdi: Bu işi yürütenleri açıklarsak yer yerinden oynar. Yargı da gerekeni yapmazsa suç işlemiş olur
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Tekirdağ Hükümet Caddesinde düzenlenen toplu açılış törenine katıldı. Burada bir konuşma yapan Erdoğan, 2004 yılı MGK kararlarının basına yansımasına sert tepki gösterdi. Erdoğan, Bugünlerde bir grup gazeteci, köşe yazarı, bunlar üzerinde gizlilik belgesi olan ve Milli Güvenlik Kurulu toplantılarındaki bilgilerin sızdırıldığı ortaya çıktı. Hükümeti fişlemekle suçlayanlara sesleniyorum; hükümeti fişlemekle suçlayanlar öncelikle acaba bu istihbari bilgileri, bu gizlilik bilgilerini acaba bu adamlarınıza, yandaşlarınıza kimler sızdırdı, bunu ortaya koyun diye konuştu. Anayasada bu konularla ilgili çok açık, net yasaklar olduğunu vurgulayan Erdoğan, Yasaklar insanların fikir özgürlüklerinde olursa biz karşıyız, ama devletin öyle mahremleri vardık ki bu mahremleri kimsenin teşhir etmeye, ifşa etmeye hakkı yoktur. İnsanların da kendilerine ait mahremleri vardır, bunları da kimsenin teşhir etmeye hakkı yoktur dedi.
Özgürlük değil
Erdoğan şöyle devam etti: İşte bununla ilgili olarak gerek Başbakanlık gerek Milli Güvenlik Kurulu gerek Milli İstihbarat Teşkilatı suç duyurusu yaptı. Şimdi bakıyorum da bazı medya grupları maşallah el ele vermişler, bunlar düne kadar hiçbir araya gelemezlerdi, şimdi bir araya gelmeye başladılar. Bunu özgürlük olarak iddia ediyorlar, bunun adı özgürlük değil, bunun adı düpedüz bu ülkeye, bu vatana ihanettir, başka bir şey değildir. Erdoğan konuşmasında, Türk vatandaşı yerine yine Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı tabirini kulanarak, yürürtükleri açılım politikasını savundu. Erdoğan, Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı çatısı altında toplanacağız. Ayrıma yer yok, ayrımcılığa yer yok. Hep beraber Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız, birinci sınıf vatandaşız, hep beraber. En doğudan en batıya, en kuzeyden en güneye, bölgesel milliyetçiliğe yer yok. Başbakan Erdoğan, konuşmasında muhalefeti hedef alırken, vatandaşlardan yerel seçimlerde oy istedi.
Yer yerinden oynar
Başbakan Erdoğanın sonraki durağı Çerkezköydü. Çerkezköyde vatandaşlara hitap eden Erdoğan, konuşmasının sonunda yine Taraf Gazetesinde yayınlanan MGK belgesi ile ilgili konuştu. Erdoğan şunları söyledi: Bizim fişleme yaptığımızdan bahsedenler var, bize güvenenler, bize inananlar, bizim böyle bir derdin içinde olmadığımız bilirler. Ancak bakın buradan açık söylüyorum, bu kampanyayı yürütenler, içeride ve dışarıda eğer bunları biz açıklamaya başlarsak ülkemizde yer yerinden oynar onu da söyleyeyim. Devletin mahremine dokunduğunuzda yargı gereğini yapmıyorsa yargı da anayasa suçu işlemiş demektir.
Baransu: Asıl vatana ihanet fişleme yapmaktır
Başbakan Erdoğan, Taraf gazetesi yazarı Mehmet Baransunun Güleni Bitirme Kararı 2004te MGKda Alındı haberiyle ilgili, Yaptığı vatana ihanet sözlerine tepki gösterdi. Mehmet Baransu da Twitterda Başbakana yanıt verdi. Baransu, Twitterda Başbakan, kurban verdi diye fişleme yapmak vatana ihanet değil de bunu ifşa etmek mi vatana ihanet diye yazdı. Baransu tepkisini şöyle sürdürdü: Başbakan, ihaleye girecek muhalifleri MİTin dinleyip sizlere fişlemesi vatana ihanet değil de bunların belgelerini yayımlamak mı ihanet? Başbakan eski genelkurmay başkanı Yaşar Büyükanıt da beni vatan haini ilan etmişti. Kendisine aynen şunları söylemiştim; Doğu cephesinde, Hamidiye alaylarında şehit olan 77 dedemden birinin tırnağı edemezsiniz.Kim hain kim vatanperver zaman gösterecek. Size bağlı kurum cemaate kurban hissesi verdi diye bir devlet memurunu neden fişler? Vatan hainliğini boşverin buna cevap verin. Ortalık ucuz kahramanlardan, söylemlerden geçilmiyor. Bu millet bu laflara alışık. Siz önce neden cemaatleri fişlediniz bunun hesabını verin. Cemaatleri dindarları fişlemek, cemaate kurban hissesi verdi diye rapor tutmak düpedüz vatana ihanettir. Siz hainlerden hesap sorun. Eğer hainlerden hesap soramıyorsanız, bu şu anlama gelir; Fişleme emrini siz verdiniz. Kaldı ki Başbakanlığa gelen belge de bunu gösteriyor. Hırsız olmaktansa, milleti fişlemektense bu hükümet tarafından vatan haini damgası yemek şereftir. Başbakan: Devletin öyle mahremleri vardır ki bu bilgileri kimsenin teşhir etmeye hakkı yoktur diyor. Doğru! Kurban keseni fişlemeniz çok mahrem. Hırsızlık yapmak vatana ihanet midir? Bu millet çok kısa zamanda vatan hainlerini de öğrenir. Sayın Başbakan MGKnın, MİTin raporları doğru mu? Doğru! Hüseyin Çelik de doğruladı. Milleti neden fişlediniz bunun hesabını verin.
Tantan: Başbakanın zaafiyeti var
Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan Başbakan Tayyip Erdoğanın açıklamarını değerlendirdi. Tantan, Anayasal bir suç işlendiğinde Başbakanın gözünde vatana ihanet olmuyor dedi. Tantan, 2006 yılında MGKnın aldığı iki tehdit unsurlarından biri irtica diğeri de terör tehdidiydi. Her MGK toplantısından sonra ne görüşüldüğü zaten kamuoyuna yansıyor. Sadece 2004te ki değil 2006 da alınan kararlar da yansımıştı. 2006 yılında silahsız örgütlerle mücadele terörle mücadele kanunundan çıkarıldı, sadece silahlı örgütlerle mücadele kaldı. O zaman bu açıdan başbakanın vatana ihanettir dediği irtica terör örgütüyse üçlü paralel devlet algısının yaratılması başbakanın eseri değil midir? Bilgilerin kamuoyunda paylaşılması Başbakanın zafiyeti değil midir? diye konuştu. Tantan sözlerini şöyle sürdürdü: Bugün yaşanan olayların ülkeyi üçlü paralel devlet algısıyla çatışma ortamına sürüklenmesi bir anayasal suç değil midir? KCK, cemaatler, AKP ve yandaşları, Türkiye cumhuriyeti devletinin bütün yasal sisteminin çöktüğü anlamına gelmiyor mu? Başbakan artık ülkeyi yönetemiyor. Türk siyaseti eskiden silahlı kuvvetlerle dizayn edilirken şimdi ise siyasi yapısı bir taraftan cemaatle bir taraftan KCK tehditleriyle dizayn ediliyor. Başbakan ve yandaşlarının, KCKnın ve cemaatinin büyük bir bölümünün ne kadar kirliliğe battığının, nasıl kimliksizleştiğinin Türk milletinin değil kendi çıkarlarının ne kadar önde tutulduğunun gerçeğiyle Türkiye karşı karşıya. Bütün bu olayların altında Türk siyasetinin kirliliğinin ve kimliksizliği gerçeği ortaya çıkmıştır aslında. Bir vatana ihanet vardır evet Başbakan doğru söylüyor. Ama bu ihanetin içeriği Türkiyeyi cemaatler devletine dönüştürmek, yozlaştırmak ve paranın üstüne çıkarmaktır.
Doğan: 3 sene önce söyleseydi
Emekli Orgeneral Çetin Doğanın eşi Nilgül Doğan, Başbakan Erdoğanın 2004teki MGK kararlarının sızdırılmasının ardından dün yaptığı açıklamalara ilişkin, Biz de senelerdir Başbakan ile aynı şeyi söylüyoruz. Baransunun gerçek ve sahte belgeleri harmanlayarak eline tutuşturulan valizi getirip savcılığa vermeden önce basına açıklamasıyla Balyoz sanıklarına yargısız infaz yapılmıştı dedi. Doğan şunları söyledi: Bir kahraman subay Baransuya bir yığın belge getirdi. Bu belgeleri savcılığa götürmeden önce Taraf gazetesinde kendi aralarında değerlendirdiler. Yayına koydular ve basın yoluyla balyoz için hedef seçtikleri kişileri karalama kampanyasıyla başlamıştı bu olay. Bir süre sonra o belgeleri savcılığa götürdü. Peki, bu vatana ihanet değil miydi? Üstelik içinde sahte belgeler de vardı. Bir iftira söz konusuydu. Hakiki gizli kalması gereken MGK kararlarının açıklanması vatana ihanet ise gerçek olmayan belgelerin basın yoluyla kamuoyuna ulaştırılması daha vahim bir ihanettir. Başbakandan aynı açıklamayı bundan 3 sene önce de beklerdik, belki olaylar bu noktaya gelmezdi. Onca suçsuz insan 3 senedir ızdırap çekmezdi. Demek ki kendi canı yanmadan bunları söylemeyecekti. Herkes kendine yapılan haksızlığı söylüyor ama kimse Baransu sayesinde evinden, eşinden, aşından senelerdir ayrı olan askerleri söylemiyor. Baransu bir maşaydı bana göre ve burada artık söz bitti söylenebilecek bir şey yok.
Fethullah Gülenin kastettiği kişi kim?
Fethullah Gülen, ABDde önemli açıklamalarda bulundu. Gülen, son kaset tartışmalarına ilişkin görüşlerini geçmişte kaset komplosuyla karşı karşıya kalan ismini vermediği bir kişiye ilişkin bir anısını paylaşarak açıkladı. Gülenin, kendisini ziyarete gelenlerle yaptığı yeni sohbet, Kara Propaganda ve Nefis Muhasebesi başlığıyla herkul.orgdan duyuruldu. İnsanların hatalarını arama, gizli hallerini araştırma, kabahatlerin izini sürme, kulağı olumsuz sözler için kullanma ve dili gıybetle, iftirayla kirletme gibi çirkin günahların, kuyruğunu dikip bir köşede sinsi sinsi bekleyen bir akrep gibi bazı müminlerin gönül hayatına nasıl zehir akıttığına sözü getiren Gülen, kimsenin günahının takipçisi olmamak, başkalarının hatalarını araştırmamak ve onların -amme hukukuna girmeyen- kusurlarına göz yummak gerektiğini ifade etti.
Alüfte ile buluştu
Fethullah Gülen, hiç unutamadığını belirttiği bir hadiseyi ilk defa anlattı. Gülen isim vermeden şu ifadelere yer verdi: Burada aklıma gelmişken arzedeyim, bir büyük zat, bir dönemde senelerce evvel, bana bir akşamüstü bir telefon geldi, burada akşamdı. Türkiyede gece yarısıydı zannediyorum, belki o bile geçmişti. Dediler ki nefsine uyarak bir yerde bir tane alüfte ile buluşmaya gidiyor ve aynı zamanda birilerinin komplosu da söz konusu olabilir orada. Allaha yemin ederim geceyarısı, Türkiyede onu tanıyan arkadaşa telefon ettim, kalk dedim geceyarısı deme, evine koş git, oraya gitmesin katiyen, hem kendisi o masiyete girmesin, hem de hafizanallah bir komplo meselesiyse şayet, günümüzde geldiği noktaya katiyen gelemezdi, gelemez dedim. Ve o mevzudaki telefon sabit. Benim o mevzuda kendisine o ricada bulunduğum o zat da hala hayatta. Ama ben bugüne kadar o meseleyi kimseye açmadım. Bize düşen şey odur. Ayıbını yüzüne vurmama, ama belki de öyle birisi benim öyle bir ayıbını bildiğimden dolayı, şimdilerde homurdanıyorsa şayet, keşke benim ayıbımı bilen bu insan nalları dikse, gitse de ayıbımı bilen birisi olmasa benim.... Bu arada, Fethullah Gülenin söz ettiği kişinin kim olduğu ise sosyal medyada merak konusu oldu.
Kaynak: YENİÇAĞ GAZETESİ http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/habergoster.php?haber=91957
Bu haber 696 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle