BAHÇELİ: ''BİN YILLIK KARDEŞLİĞİMİZİ 3-5 ÇAPULCU BOZAMAZ''

Devlet Bahçeli, Anayasa yapımıyla ilgili konuştu: Meclis Başkanı; 'Ben masadan kalkıyorum'

diyerek komisyonu dağıtmaya çalışıyor. MHP orada kaya gibi duracak

 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye'yi gelecekte bir bölünmenin eşiğine getirecek Türk-Kürt kavgasının başlayacağı bir döneme doğru girildiğini söyledi. Manavgat'ta düzenlenen 2. Akademisyenler Kurultayı'na katılan Bahçeli, Sueno Otel'de gerçekleştirilen Öğretmenler Günü Kokteyline katıldı, ardından MHP Manavgat Belediye Başkan adayı Raşit Enhoş'un seçim bürosunun açılışını yaptı. Burada halka seslenen Bahçeli, 11 yıllık iktidarı döneminde AKP'nin kendisine verilen imkanları iyi kullanamadığını, sorunları çözemediğini, ülkeyi açlık, adaletsizlik ve ahlaksızlıkla karşı karşıya bıraktığını söyledi. 

 

"Slogan atıp durma" 

Bahçeli, PKK'nın amacına ulaşmak için zaman zaman demokrat, zaman zaman masum görünerek herkesi kandırmaya çalıştığını söyledi. O tarihten bugüne birçok şehit verildiğini, beşikteki bebekten 70 yaşındaki kişiye kadar 40 bin vatandaşın hayatını kaybettiğini vurgulayan Bahçeli, şöyle konuştu: "Oslo'dan itibaren bu müzakerede neyin sözünü veriyorsan, o sözü senden istiyor. Ümüğünü sıkıyor, istediği zaman gevşetiyor, istediği zaman boğuyor. Şimdi de ikinci bir Habur rezaletiyle karşı karşıyayız. Türkiye'deki hainleri Kandil'de besleyen, karınlarını doyuran, ama Irak'taki Türkmenlere zulüm yapan bir kişi, bir zavallı, Türkiye'de devlet başkanı statüsüyle karşılanarak Habur'dan alınıyor, Diyarbakır'da getiriliyor. Bakanlar, milletvekilleri karşılıyor. Ertesi gün de tarihi buluşma gerçekleşiyor. Bu sebepten dolayı Türkiye huzurlu değildir, Türkiye rahat değildir, Türkiye gelecekte bir bölümenin eşiğine gelerek Türk-Kürt kavgasının başlayacağı bir sürece doğru girmektedir. Bin yıllık kardeşliğimizi 3-5 çapulcunun, 3-5 hainin amacı doğrultusunda kıramayız, bu kardeşliği dağıtamayız." 

 

Anayasa çalışmaları

MHP lideri Bahçeli, anayasa yapımıyla ilgili olarak da; "Şimdi 60 madde üzerinde mutabakat sağlandı. Ama anayasanın nasıl tamamlanacağı üzerinde çalışmalar devam ederken bu demokratik açılım zırvası, barış süreci, Oslo müzakerelerinde hangi sözler verilmişse onları yerine getirmek, bir takım aflar çıkartabilmek, anayasada bazı demokratik hakları birilerine verebilmek için oyun üstüne oyun kurarlarken, şimdi masadan kalkıyorlar. Meclis Başkanı'nı evvelsi gün görevlendirmiş. 'Ben masadan kalkıyorum, bu 60 maddeden öte bir şey olmuyor'diyerek komisyonu dağıtmaya çalışıyorlar. Neden, çünkü MHP orada kaya gibi duruyor. Masadan kalkmaya niyeti de yok. 'Masadan kim kaçarsa kaçsın ama biz orada duracağız' diyoruz. Şimdi Meclis Başkanı sen madem ki komisyon başkanlığından çekildin, Allah yolunu açık etsin, nereye gidersen git ama biz oradayız, diğer siyasi partiler de orada olmada kararlıysa AKP de gelirse geldi, gelmezse o da kaçmış olur." 

 

Böyle yoğun bölünme tehlikesi hiç yaşanmadı

MHP Genel Merkezi tarafından Manavgat'ta düzenlenen 2. Akademisyenler Kurultayı sona erdi. 800 akademisyenin katılımıyla düzenlenen kurultayın sonuç bildirgesinde, Cumhuriyet tarihinde bölünme tehlikesinin ve ayrışmanın bu kadar yoğun olduğu günlerin yaşanmadığı ifade edildi. Türkiye'nin dış politikada bugüne kadar dünyadan ve bölgeden tecrit edildiği ve yalnızlaştığı bir başka döneme daha rastlanmadığı savunulan bildirgede, bu durumun içte ve dışta uygulanan yanlış politikalar ve kibrin kaçınılmaz sonucu olduğu konusunda akademisyen aydınların fikir birliğinde olduğu belirtildi.

Son zamanlarda Türkiye'de olup biten bir takım olayların milletin etnik temelde parçalanması ve ülkenin bölünmesi sonucunu doğuracağının bütün bilim adamları ve aydınların ortak endişesi olduğu bildirilen 15 maddelik bildirgede, şu ifadelere yer verildi: 

Yargıya nüfuz

"Demokratikleşme adı altında yapılan anayasa değişiklikleriyle yargıyla ilgili makamların siyasetin nüfuzuna alınması, günümüzde bütün vahametiyle olumsuz sonuçlarını göstermektedir. Bugün Türkiye'nin en acil ve öncelikli hukuki sorunu, başta Anayasa Mahkemesi ve Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu olmak üzere yargı makamlarının siyasal çoğunluğun etkisinden kurtarılması, yargı bağımsızlığının sağlanarak fiilen ortadan kaldırılmış bulunan hukuk devleti

ilkesine uygun devlet yapılanmasının yeniden tesis edilmesidir. Unutulmamalıdır ki bağımsız yargının olmadığı bir düzende insan haklarının korunmasından söz edilemeyeceği gibi yargısı bağımsız olmayan ülkelerin kendileri de bağımsız olamaz.

Toplumun en dinamik kesimi olan üniversite gençliğinin politik amaç ve çıkarlara alet edilmesi, ülkemizin geleceği açısından en büyük tehlikelerden biridir. Gençliğin sağlıklı gelişimi için her türlü ihtiyaçlarının karşılanabilmesi devletin asli görevlerindendir. Politik eylemlerin asıl sebeplerinin yolsuzluk, yoksulluk, insan hakları ihlalleri ve özgürlük kısıtlamaları olduğu konusunda fikir birliğine varılmıştır. Sosyal medyanın etkin bir iletişim ağı olma noktasından hareketle sosyal medyayı kısıtlamaya yönelik her türlü sansür çalışmalarına şiddetle karşı çıkılmalıdır." 

Kültürel yıkım

Yeni bir kültürel yıkıma yol açabileceği için mevcut Türk alfabesine dokunulmaması gerektiği anlatılan bilgirgede, "Türk" ve "Türkiye" kavramlarının Cumhuriyet ile oluşturulmuş kavramlar olarak gösterildiği ve yıpratıldığı, Oysa Batı literatüründe Osmanlı coğrafyasının "Türkiye ile Türkistan", Müslüman ise Türk kelimesiyle eş anlamlı kullanıldığı kaydedildi. Yemen'den Kırım'a kadar uzanan coğrafyanın Türkiye, ahalisinin ise Türk olarak algılandığı belirtilen bildirgede, bu bakımdan Türk adının etnik bir tanımlamadan öte bir medeniyetin adı olduğu vurgulandı.

Kaynak: YENİÇAĞ GAZETESİ http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/habergoster.php?haber=91446